Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç

Eğitimcinin penceresinden güncel konulara bir bakış

Efendim kızlarımız Çin’e karşı oynadıkları maçı aldılar ya, gel gör sosyal medya beni neyledi?

3 Ağustos 2021 08:37
A
a
Sütiş Eskişehir
Olimpiyat ve kızlarımız
Efendim kızlarımız Çin’e karşı oynadıkları maçı aldılar ya, gel gör sosyal medya beni neyledi?
Efendim yok burunları açıktaymış yok ötesi berisi görünüyormuş. Yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun saf, temiz dini duygularla sorunu yoktur. Kendi yurdunda, evinde saf, temiz duygularla hangi inançtan olursa olsunlar dini vecibelerini yerine getirmeye çalışır dururlar. Bunlara yönelik bir olumsuz tavır yoktur. Üstelik dini inanç ve vecibelerin yerine getirilmesi laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde temel hak ve özgülüklerden biridir. Salt Türkiye değil tüm dünya, özellikle de İslam ülkeleri sürekli dinin politikleştirilmesi sorunu ile ne yazık ki karşı karşıyadır.
Türkiye’de en laik gruptan en muhafazakâr kesimlere kadar büyük bir çoğunluk kızlarımızın başarısından gurur duymaktadırlar. Türkiye’de oranları az da olsa çok küçük bir kesimin, kızlarımızın giyimini bahane ederek öne sürdükleri bağnaz görüşleri hoş görelim. Çünkü yaratılanı hoş görmek bizim kültürümüzde de insancılığın özünde de mücehhezdir. Kız-erkek tüm çocuklarımızı iyi, nitelikli bir eğitimden geçirirsek, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin işleyişini yerleştirmemiz olanaklı olacaktır.
Örümcek kafalı bakış açısında olanlara da Allah akıl fikir versin diyelim…
Aldıkları sonuçlar ne olursa olsun kızlarımız bizimdir. Çağdaş uygarlık, eskilerin deyişiyle muasır medeniyet mücadelesinde kızlarımız bizim için birer örnektirler. Durmak yok mücadeleye devam…
Son dakika: Kızlarımız çeyrek finalde. İşte, öyle olmaz böyle olur.
Aferin kızlar. Dualarımız da sevgimiz de sizlerle… Bu arada okçuluk alanında da Mete Gazoz altın madalya almış; O’nu da gönülden kutluyoruz…
 
Lozan’da da anlaşma yok. Vuslat bir başka bahara mı kaldı?
Eskiden millî değerler dediğimiz günlerde önemli bir birleşme ve dayanışma vardı. Bizim kuşak çocukken 27 Mayıs dışında ulusal bayramlarımızda, Lozan benzeri önemli tarihsel günlerde bir uzlaşı olduğuna tanık olurduk. Şimdilerde hemen hemen her konuda karpuz gibi ikiye bazen daha fazla öbeğe bölünüveriyoruz.
Lozan’ın ne kazandırdığı, neyi yitirdiğimizi tartışmak farklı bir tarihsel araştırma konusudur. Ancak Sevr sonrası harita ile ulusal kurtuluş savaşı ve Lozan sonrası harita karşılaştırıldığında durum çok açık. Lozan; savaşla alınıp yurt yapılan toprakların emperyalistlere kabul ettirildiği ve tapunun alındığı antlaşmadır.
Dezenformasyon amaçlı politik açıklamaların temel amacı, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını küçük düşürmektir. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları konusuna, daha da geniş bakılırsa Osmanlı’dan Cumhuriyete geçişe ilişkin farklı değerlendirmelerin yapılması son derece doğaldır ve yapılmalıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu; bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalıdır.
* Lozan ve benzeri konular ciddi ve millî konulardır. Olduk olmadık, kanıtsız, sosyal medya platformları ağzıyla ele alınması tehlikeli ve yanlış bir anlayıştır.
* Lozan ve benzeri konular ciddi ve millî konularda, özellikle siyasilerin son derece dikkatli konuşmaları bir zorunluluktur.
* Cumhuriyet, Jön Türkler, Osmanlı-Türk Devrimi basit üç beş paragrafla anlatılacak konular değildir.
* Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve diğer millî mücadele kahramanları ile mücadeleleri; üç-beş yeni yetmenin kavrayacağı, anlayacağı kişiler ve süreçler değildir. Onlara yönelik eleştiri yapanlarla akademik değerlendirme yapanları doğru ayırt etmeliyiz. Sözüm ona eleştiri yapanlar ya da yaptıklarını sananlar Atatürk ve arkadaşlarının en hafif deyimle saçlarının bir teli bile olamazlar nokta…
Unutmamak gerekir ki; siyaset sadece bizim sübjektif düşüncelerimizle gelişmez.
Hariçten gazel okumak kolaydır. Siyasetin pratiği internetten yorum yapmaya hiç mi hiç benzemez…
Mustafa Kemal ve İsmet Paşalar tarihe mal olmuş şahsiyetlerdir. Siz kimsiniz, neyin nesisiniz ya!
 
LGS ve YKS’ye yönelik eleştiriler ve somut durum
Efendim bizim dünyamızda LGS, YKS ve KPSS gibi yığınla sınav var ve bu sınavlara yönelik bitmek tükenmek bilmeyen eleştiriler yapılır. Eleştiriler genel olarak iki öbekte toplanabilir.
Birinci grup eleştiriler eğitim sisteminin yönetimine yönelik makro boyutlu eleştirilerdir. Genelde bu sınavların amaçlarına yönelik yeterli olmadıkları; kademeler arası geçiş veya işe alım için geçerli ve güvenilir olmadıkları odaklı eleştirilerdir bunlar. Bu boyuta ilişkin tartışma ve araştırmaların yapılması bir gerekliliktir. Bir-iki saatte belirli sayıda çoktan seçmeli soruyla hayati değerdeki kararların alınmasının yanlış olduğu savı sürekli ifade edilir. Ancak alternatiflerini veya bütünleyici olası önerileri iyi tartışmak gerekir.
İkinci grup eleştiriler daha çok sınavdaki soruların zorluk dereceleri, dağılımı ve yordama geçerliliğine ilişkin sorun ve eleştirilerdir. Bu konu daha çok alan öğretmenleri ile ölçme değerlendirme uzmanlarının değerlendireceği sorulardır.
Tüm bu eleştirilere karşılık LGS ve YKS gibi sınavlara yönelik olumlu bakanlar da az değil. Şöyle ki özellikle güvenirlik, adalet ve eşitlik gibi konularda bu tür sınavlara yönelik görüşler olumlu bir eğilim göstermektedir. Bu konuda genel bakışı şu biçimde özetlemek olanaklıdır: Özellikle alt ve orta gelir veya kültürden gelen adayların kanun önünde eşit konumda sınava alınmaları bir olumlu nitelik olarak ifade edilir. Bunun çok ama çok önemli bir kazanç olduğu vurgulanmaktadır. Özcesi var olan sınav sistemi en azından kanun önünde eşitliği sağladığı gerekçesiyle büyük bir destek ve taraftar bulmaktadır.
 
Eğitim, üretim ve sağlık için birlikte mücadele…
Koronayla mücadele sürecinde hemen hemen bütün alanlar önemli ölçüde olumsuzluklarla karşılaştılar. Kime dokunsan bin ah işiteceğiniz besbelli. Eğitim, üretim, tarım, sanayi, esnaflar kime sorsan zorluk ve sorunlar dolu dolu…
Temmuz ayı ile birlikte biraz nefes almaya başladık. Ancak durum çok iyi de gitmiyor gibi. Aman dikkat!
Eğitim alanında; okul öncesinden üniversiteye üç yarıyıl uzaktan, açıktan yok melez derken çok iyi örnekler veremedik. Bu sefer de uzaktan eğitime kalırsak diploma ve sertifika yine veririz ama nitelikli eğitim yapamayız.
Tüm yurttaşlarımızın sağlığı ve geleceğimiz için aman dikkat!
Maske, mesafe ve temizlik…
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi