Soyadı gibi olmadı kaderi, bahtı kara bir anı bıraktı belleklerde.
Önceki akşam haberi doğrulayıp kamuoyu ile ilk buluşturan isim olarak yaşadığım acı hissiyatı anlatmak biraz zor olacak. Sanki ailemden birisini kaybetmiş gibi kederli bir duygu yaşadım. Yalan olması için çok dua ettim, kötü bir şaka olmasını çok arzuladım ama maalesef hiçbir şey bu acı gerçeği değiştiremedi.
Evinin önüne gittiğimizde gördüğümüz tabloda çok acıydı. Başkan, yöneticiler, futbolcular, taraftarlar her geçen dakika akın etti Batıkent’e, biz basın mensupları bile mesleği icra etmeyi bir kenara bırakıp, bu ortak kederin sessiz bir köşesinde olmayı istedik.
Transferin son gününde Eskişehirspor’dan cennete transfer olan Ediz tüm Türkiye’nin acısını yaşadığı bir isim oldu. Babasının, geçirdiği kriz esnasında yanında olan takım arkadaşı Hürriyet’in hıçkırıkları, Başkan Ünal’ın gözyaşlarını ve bu zamansız ölüme karşı “Ben ailesine ne cevap vereceğim” diye isyanı, yöneticilerden Ekrem Birsen ve Ahmet Akpınar başta olmak üzere durumu anlatırken titreyen sesleri ve gizli köşede döktüğü gözyaşları daha bir çok ayrıntı, birçok hüzün manzarası yaşanan travmanın boyutunu anlatmaya yeter ve artardı.
Eskişehirspor’un makus talihinde yaşadığı bu ikinci travma, genç bir insanın hiç ihtimal verilemez bir şekilde hayata gözlerini yumması biliyorum ki uzun süre iz bırakacak zihinlerde…
Ve bu izler umarım başkaları için önleyici tedbirler adına biraz daha dikkatli, biraz daha tetikte yapacak birçoklarını, çünkü görünen o ki buna fazlasıyla ihtiyacımız var.
Alkolü, sigarası olmayan ve sürekli kalp dostu sporun içinde olan, üstelik kalp damarlarının tıkanması için oldukça genç olan bir insan bile, daha birkaç hafta öncesinde check up yaptırmasına rağmen kalp krizinden ölebiliyorsa bazı şeyleri biraz daha enine boyuna değerlendirmeli ve kondisyon yüklenen tüm sporcuların bu sağlık taramalarını daha sık aralıklarla yaptırmalı.
Elbette kader ve takdiri ilahi ilk akla gelen. Allah yanına almak istediği kulu için mutlaka bir sebep buluyor ama ortaya atılan bazı iddialarda düşündürüyor.
Ediz’in antrenmanda kendini yorgun hissettiğini söylemesi, zararlı yan etkileri fazla olan enerji içeceklerini çok kullandığı söylentisi bile acaba diye düşündürüyor.
Lütfen en ufak konularda daha duyarlı ve daha tedbirli davranalım ve inşallah bu travma bu camianın yaşadığı son acı olsun.
Ve bu camianın bu tür bir acıyla kenetlenmesi, birbirine sarılması ve Ediz için bir ve beraber olması lazım.
Bu sezon Eskişehirspor Ediz için oynasın tüm maçlarını, arkadaşları onun anısına ter döksün sahada, taraftar her maçta selam yollasın gökyüzüne, her golden sonra EDİZ diye bağıralım ve bu sene Ediz için başaralım.
Büyük acılar, beraberinde büyük dersler veriyor insana, ve sıra beklemeyen, genç yaşlı demeyen ölümün gezdiği şu fani dünyada, kavgasız, gürültüsüz bir hatıra bırakalım Türk futboluna..