Yaşamın İçinden
Duygulandım da yoruldum
Aslında bu yazıyı, 17 Nisan günü yazacaktım.
Çünkü 17 Nisan “Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 72. yıldönümüydü.”
Olmadı. Bazı olaylar, günlerin önüne geçirdi.
Köy Enstitüsü mezunları Atatürk anıtına çelenk koyup saygı duruşunda bulundular. Köy Enstitüsü’ne girip, Öğretmen Okulu’ndan mezun olmuş bir öğretmen olarak her 17 Nisan’da kutlamalara katılır, şenliklere ortak olurum.
--//--
Bu yılda öyle yaptım.
Vilayet Meydanı’nda Köy Enstitüsü mezunlarından birine sordum:
“Kaç kişi kaldınız acaba?”
Teker teker saymışlar:
“Hayatta kalan Enstitülü sayısı 80 kişi filanmış.”
İsim isim saymama gerek yok.
Ayak üzeri hepsinin hatırını sordum.
Bir garip duygu kapladı bedenimi.
4+4+4 için geceyi gündüze katanları anımsadım.
Cumhuriyetin ak saçlı önderleri bir kez daha büyüdü gözümde.
Köye giden ışıklı yolu gördüm gözlerinde.
Ve, köy için köylü için bize öğrettikleri ve yüreğime kazınmış dizeleri anımsadın:
“Sürer eker biçeriz, güvenip ötesine,
milletin her kazancı milletin kesesine.
Toplandık baş çiftçinin Atatürk’ün sesine,
Toprakla savaş için ziraat cephesine.
Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz
Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz.”
--//--
Köy Enstitüleri 17 bin dolayında mezun vermişti.
Ve bir araştırmaya göre, bunlardan tabir yerindeyse, çürük çıkan yüzde bir dolayında olmuştu.
Öyle demişti bir hocam:
“Köy Enstitüleri devam etseydi, şimdiki sorunların hiç birisi yaşanmazdı.”
Suçlu şu oldu, bu oldu.
Bunu tarih sorgulayacaktır.
Fakat bir gerçek çıktı ortaya:
Köy Enstitüleri korkuttu bazılarını.
Mezunların Atatürk’e, Laik Cumhuriyet’e, Devrimlere
Köye giden ışıklı yola, köylüye çevrilmiş aydınlık yüze.
Bakışı tedirgin etti birilerini.
Makal’ın “Bizim Köy’ü”, fakirin yılanların öcü”
Açtı gözlerini.
Ne diyelim. Tuzağa düşenler utansın.
Hayatta kalan enstitülü öğretmenlerime saygılar sunuyor, yaşamını yitirenlere, Tanrı’dan rahmetler diliyorum.
Günlerin getirdiği
Gürcüoğlu kaptırmış gidiyor
Önceki gün yanına uğradığım, Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Fuat Gürcüoğlu’na “Büyükşehir Belediyesi komisyonlarında sizin adınızı görmedim. Bir durum mu var”diye sorduğumda gülerek, “Hiçbir şey yok. Başkan Büyükerşen’e bizzat söyledim. Komisyonlara girersem, Tepebaşı’nda ki işlerim aksıyor. Onun için de hiç bir komisyonda yer almadım” dedi. Gerçekten çok ilginç. Şöyle böyle Gürcüoğlu’nun yanında yarım saat kadar oturdum. Bir dakika boş kalmadı. Bir yanda telefonlar. Diğer yanda iş için gelenler. Bir başka yanda,Tepebaşı’nın yönetimsel işleri. Belde evleri, açılışlar, kapanışlar, gelenler gidenler.
Sabredemeyip “pes vallahi” dedim gülerek “Kaptırmış gidiyorsun. Kendine ayıracak zamanın kalmamış” Gerçekten çok ilginç. Fuat Gürcüoğlu bir girdi, pir girdi. Sitem ettiğimi görünce de şöyle konuştu “Ben insanlara hizmet etmeyi, şu kapıdan onları güler yüzle çıkarmayı seviyorum. Onun için de inanır mısınız yorgunluk duymuyorum. Önemli olan da benim için bu. “Evet Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Fuat Gürcüoğlu’nun söyledikleri, çok önemli. Yaptığı işi sevmek ve verdiği hizmeti yerine ulaştırmak, hizmetin ulaştığı insanı gülümsetmek.Kolay gelsin diyorum kendisine.
ETO gazı, benzini konuşsa ya
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’in ETO için söylediklerini biliyorsunuz. Büyükerşen ETO’ya neden çıkışıyor? ETO’nun Büyükşehir’in yaptığı
1/25 binlik Nazım İmar Planı ile ilgisi ne? Belediyenin yaptığı imar planlarına itiraz üstüne itiraz yaptırmak ETO’ya ne kazandırır? Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Büyükerşen diyor ki “ETO’nun başındaki genç arkadaş ETO üyelerine internet üzerinden dilekçe gönderip imzalayın diyor. Muttalıp’dan 100, diğer yerlerden 2 bine yakın dilekçe ulaştı. Çağırıp sorduğumuz da, böyle bir dilekçeden haberlerinin olmadığını söylüyorlar.”
Hayret değil mi? Şehre yapılan hizmete karşı çıkmak. İşte buna denir. Diyeceksiniz ki “ Harun Karacan kentin geleceğini ilgilendiren imar planlarına neden engel olmak istiyor?”
Evet bütün mesele bu ya. Hedef Yılmaz Büyükerşen. Güya Karacan da Büyükşehir adayı. Buyurun çıkın işin içinden laf ola beri gele. Bir ETO üyesi arayıp şöyle dedi “ETO Başkanımız yanlış yapıyor. Akaryakıta ardı ardına zam geliyor. Doğalgaz aldı başını gidiyor. Elektrik zamlandı. Esnaf ve tüccar sattığının yerine yeni mal kıyamıyor. Bir Teşvik Yasası çıktı. Eskişehir neden yararlanamadı? ETO Başkanı bunu konuşsa ya. Esnafın içinde bulunduğu durumu konuşsa ya.”
Haklı ve yerinde bir uyarı ETO Başkanı Karacan bilemiyoruz, üyesinin bu yorumunu nasıl
değerlendirecektir. Gerçekten zamlar konusunda şimdiye kadar tek sözünü duymadıkta, hatırlatalım dedik.
Vatandaş Soruyor
Fevzi Çakmak’tan yakınma
Fevzi Çakmak Mahallesi’nden bir vatandaş aradı. Mahallede bazı sokakların asfalt ve tretuvar işlerinin çok güzel olduğunu belirterek “ Otobüslerin son durağı var. Buradaki yaklaşık beş yüz hane gerçekten çok mağdur. Köşenizi okuyoruz. Lütfen bu yakınmaya yer verinde Tepebaşı Belediyemiz alt yapımıza el atsın”diye konuştu.
Otobüslerin son durağı için bilemiyoruz Tepebaşı Belediyesi nasıl bir çare düşünüyordur. Çünkü bu bölgede ESKİ çalışmaları bitirmedikçe, asfalt ve diğer çalışmalara başlanamıyordu. Okurumuza teşekkür ederek. Sorunu alıyoruz köşemize..
Kent Parkta çekirdekçi
Bir başka okurumuz ise Kent Parkta çekirdek satanlardan yakındı. Ve dedi ki “Lütfen bu konuda güvenlikçiler satanları uyarsın. Zira çekirdek kabukları çevreyi kirletiyor”
Haklı ve yerinde bir uyarı. Teşekkür ediyoruz. Umarım yetkililer bu sorunu kulak arkası etmez.