Aydın Tabip Odası Başkanı Doktor Esat Ülkü'yü salgın nedeniyle kaybettiğimizi öğrendik. Ölen her vatandaşımız için ayrı ayrı üzülüyoruz elbette.
Aydın Tabip Odası Başkanı Doktor Esat Ülkü'yü salgın nedeniyle kaybettiğimizi öğrendik. Ölen her vatandaşımız için ayrı ayrı üzülüyoruz elbette. Ancak sağlık çalışanlarının kaybı – sanki suçlu bizmişiz gibi – daha fazla üzülmemize neden oluyor. Suçluluk duymamız gereksiz elbette. Hani evladı şehit düşen anne, "Suçlu benim" der ya, bizimkisi de öyle bir duygu işte. Öte yandan toplum olarak, "Hiç suçumuz yok" diyemeyiz. Doktorlarımızın sağlığını umursamıyoruz ve salgınla mücadeleyi, onların kahramanlığına bırakıyoruz. Sağlık çalışanlarımızın hiç bir sorununa el atmıyoruz. Son olarak Eskişehir Tabip Odası Yönetim Kurulu, Doktor Esat Ülkü'nün kaybını hatırlatarak, bu hastalığın bir meslek hastalığı olarak sayılmasını istedi. Meslek hastalığı olacak da ne olacak? Doktorlarımız hiç olmazsa ölürlerse, çocuklarına daha iyi hayat şartları bırakmak istiyorlar. Çok mu şey istiyorlar sizce? Hani birileri, "Tabip Odası kapansın! Oturduğum koltuğun sebep-i hikmeti ve Efendimizin hükûmetini nasıl eleştirir bunlar?" diyorlar ya. Hiç sinirlenmelerine gerek yok aslında. Zaten kendi düzenlerinde doktorlarımız tek tek ölüyor. Yakında Tabip Odası üye kaybından kendiliğinden kapanır zaten. Artık sevgili cübbelinizden, gözünüzün önünde Atatürk'e hakaret edip oyuncak kılıç sallayanlardan, üfürükçülerden ve din bezirganlarından medet umarsınız. Üç okuyup, iki üflerler; düzelirsiniz. Doktora ne gerek varmış ki?..
Korktuğumuz başımıza geldi
Geçen sene 15 puan ceza alan ve küme düşen Eskişehirspor, bu sezona 3 puanlık ceza ile merhaba dedi. Elbette kulübün durumu çok sıkıntılı. Başkan ve yönetim kurulu üyelerimize de hak veriyoruz. Kent olarak arkalarında durduğumuzu veya kulübümüze destek verdiğimizi söyleyemeyiz. Ancak futbol acımasız bir âlem... Eğer ki sizin yönetiminizde 3 puan cezası olursa, fatura siz yöneticilere kesilir. Kötü oldu bu ceza EsEs için. Açıkçası bu sene kümede kalacağımızı umut ettiğimden değil. Ancak bu moral bozukluğunun yönetimi yıpratacağından. Ha!.. Bu arada unutmadan; "Tek çözüm kayyum" diyenler var ya; işte onların ağzına kürekle vurasım geliyor. Kayyum demek kulübün kapatılması demektir. Ya bu yönetimle gideceğiz, ya yeni bir yönetim bulacağız, ya da kapanacağız. Dördüncü bir seçenek yok!..
Siyaset uzlaşı sanatı
CHP İl Başkanı Recep Taşel, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i ziyaret ederek, kent meseleleri hakkında görüş alış verişinde bulundu. Normal şartlarda bu görüşmeden büyük bir karar çıksaydı haber değeri taşırdı. Ancak şimdi rutin bir ziyaret bile haber değeri taşıyor. Çünkü ne zamandır parti yönetimi ve Büyükşehir Belediyesi'nin arasının açık olduğu konuşuluyordu. Söz konusu ziyaret – sanırım – bu konuşmalara bir cevap niteliğinde... Siyaset farklı insanları, tek bir hedefe kilitleme sanatı. Biz iki ayaklılar eğer ki uzaya kadar çıkıyorsak, bu aramızda uzlaşmayı becerdiğimiz için oluyor. Elbette siyaset aynı zamanda kavga etmeyi de gerektirir. Ancak uzlaşı, başarıların artmasına sebebiyet veriyor. CHP'liler birlikte hareket ederlerse, önlerinde büyük fırsatlar olduğunu unutmamalı.
Aman dikkat!
Önce İl Emniyet Müdürlüğü sahte içki üreten 6 kişiyi kıskıvrak yakaladı. Ardından da Jandarma ekipleri bir operasyon gerçekleştirerek kaçak alkol üretip satan iki kişiyi yakaladı. Bazı kişiler kaçak olarak üretilen içkileri kullanarak, hayatını tehlikeye atıyor. Her gün yeni haberler alıyoruz bu konuda. Tabii içkiye bu kadar ağır vergiler uygulanması ayrı bir durum. Ancak hükûmeti eleştirmek başka bir iş. Vatandaşın da kendi sağlığına dikkat etmesi lazım. Lütfen kaçak içkiye yönelmeyin ki sizi haber yapmayalım.