Şekerspor’un hevesi kursağında kaldı Yine yenildik 3-0 Tepebaşı Kolejspor moral yemeğinde buluştu İbrahim alkış topladı Abi kardeş beraber oynadı Eskişehir'de zeytinyağlı sabunlar ilgi görüyor Eskişehir'de uygun fiyatlı kıyafetler kapış kapış … Eskişehir'de o balık revaçta Eskişehir'de fındığın kilosu dikkat çekti Eskişehir yine siyah kırmızıya büründü Afyon'daki feci kazadan sonra araçlar hurdaya dönd… Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için 7 öneri! Eskişehir'de Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı Sofranızdaki gizli tehlikeye dikkat! ÇED toplantısı sonrası İsmail Kumru'dan net mesaj! Öğretmenler Günü için Eskişehir'e gelip geçmişi ya…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Deprem ve Cafer

Görüşler Deprem ve Cafer Vişnelik Mahallesi'nin "canlı gazetesi" dir Cafer Diksu... &Ouml

19 Kasım 2012 00:00

Görüşler

Deprem ve Cafer

Vişnelik Mahallesi'nin "canlı gazetesi" dir Cafer Diksu...

Ömer Altan düşünsün..

Önümüzdeki seçimlerde muhtarlığa aday gibi çalışıyor...

Gördüğü yerde önümüzü keser:

"Yazsana gasteci yazsana!”

-Neyi?

"Şu zamları..."

Yetti artık ya..

"Doğalgaz.."

"Ekmek-su.."

“Ulaşım..”

"Elektrik, domates..."

Sonra plağı hemen değiştirir:

"Ne olacak emeklilerin hali?

Bıktık artık ya..

"Maaşa 3 kuruş, her şeye 50 lira zam!"

……………

Bir süre ortalıkta görünmedi "Cafer Diksu..."

Doğrusu merak etmiştik..

"Gedik Market”te karşılaştık...

"Neredeydin?"

"Umre'ye gittim..."

"Hani paran yoktu, her şeyden şikayet ediyordun, nasıl gittin?"

"12 bin lira miras kaldı..."

………….

Geçtiğimiz cuma günü de yine öğle üzeri rastladık Cafer Bey’e...

Elli metre uzaklıktan bağırıyordu:

"Yazsana gasteci yazsana!"

-Neyi?

"Duymadın mı yahu? Sabaha karşı deprem oldu, merkezi Odunpazarı, 3.7..."

İlk kez ondan öğrenmiştik depremi...

"İki kadeh rakı içseydin, sen de duymazdın!” diye takıldık…

"Ben gidiyom" deyip, anında çevirdi plağı yine...

-Nereye?

"Camiye, cuma namazına..."

……….

Prof. Dr. "Berkan Ecevitoğlu", ne demiş?

"Eskişehir'de 1OO gün içinde ortalama 4 büyüklüğünde bir deprem daha olabilir..."

Oysa, Türkiye'de "idam"a kadar dayanan "gündem"lerle her gün deprem oluyor!.. Adalet kendini arıyor!..

Bu kadar "vurdum-duymazlık"la, 7 büyüklüğünde olsa ne yazar!.. Herkes "Diksu" olamaz ki!

"Nereye Cafer?"

"Camiye..."

Kırmızı kart bize yaramadı!

Önce şunu belirtmek istiyoruz ki, ilk yarıdaki Fenerbahçe'yi gördükten sonra gerçekten "büyük balık" kaçırdığımıza inandık...

Bu kadar kötü ve sahasından çıkmayan bir Fener'i, hem de farklı yenememek gerçekten acı oldu...

Ama bir 27. dakika var ki, bize göre Fener’i değil, Eskişehirspor'u etkiledi...

Nasıl olduysa oldu? Daha da tartışılıp, neticede Caner kırmızıyı görüp takımı 10 kişi kaldı mı?

Artık rahattık... Hele ilk yarının son dakikasında kazanılan penaltıyı Necati gole çevirince, herkes farklı bir galibiyet bekliyordu...

Olmadı... Sanki 10 kişi kalan Eskişehirspor'du ikinci yarıda... Karşı karşıya kaçırılan goller de bu işin tuzu biberi oldu ve "Sov" attığı golle beraberliği sağladı...

Keşke o kırmızıyı görmeseydi Caner...

“Bize göre, kart Eskişehirspor’a yaramadı...”

*****

Temel'in şanslı günü!..

Temel, çocukluk arkadaşı Dursun'u ziyaret etmek için İstanbul'a gelir.

Beyoğlu'nda gezerken bir otomatik kola makinesi görür. Çok şaşırır...

Hemen cebinden para çıkarıp delikten içeri atar. Hazneye bir kutu kola düşünce devam etmeye karar verir. Parayı attıkça kutu kolalar peşi sıra düşmeye devam ederler.

İşin fazlasıyla uzadığını gören Dursun seslenir:

"Hadi Temel işimuz gücümüz var da!"

Temel gayet mutlu bir şekilde karşılık verir: "Acuk ta bekle Dursun" der:

"Çok şanslı cünumdeyum, her attığım tutayı, acuk ta bekle!.."

******

Adımız deli!

Adam sırtındaki gübre çuvalıyla akıl hastanesinin önünden geçerken, duvardaki delilerden biri seslenmiş:

"Ne var o çuvalda?"

"Gübre, çileklerime koyacağım..."

Deli, şöyle bir başını kaşımış ve arkadaşına "Kaderimize bak" demiş:

"Biz çileklerimize şeker koyarız, adımız yine delidir!"

*******

Günün Balı

Bakan Ömer Dinçer'in oğlu sınava girmeden THY'de müdür olmuş.

Normaldir!

Onların KPSS'yi geçmesine gerek yok!

“Mahdumların elinde kapı gibi AKPSS belgesi var…”

Akif Kökçe

Günün Sözü

Sınırsız vergileme gücü, neticede, tahrip etme gücüne sahiptir.

John Marshall

Günün İncisi

Akıllı bildiğini demez, aptal dediğini bilmez.

Atasözü

Kıssa-dan

"Yıl sonunda kişi başına düşen milli gelir "18 bin 92 dolar" olacakmış.

Bunu duyan vatandaşın ne diyeceğini tahmin etmek zor değil :

"Sizin başınıza bir şey düştü herhalde!"

Gani Yıldız

Gerilim

Bülent Arınç, muhalefete "Gözyaşlarımla alay etmeye ne hakkınız var" demiş.

İnsanın "timsah" taklidi yapması komik bir olay değil mi?

Fahrettin Fidan

Cuk

Hayat , bir toz bulutu..

Birazdan rüzgar gelir dağıtır...

Mehmet Tuncer

*******

Günün Şiiri

Gemiler

Bana uzaktan bir şeyler getirin

Bana gerçekten özden güzelden

Bana denizlerden sessiz koylardan

Bana püfür püfür rüzgarlardan

Bana barıştan bir şeyler getirin

Sökecek şafaklardan gemiler

Bana yakından bir şeyler getirin

Bana yeniden arıdan muttan

Bana enginlerden sonsuz kuşluklardan

Bana gürül gürül aydınlıklardan

Bana insandan bir şeyler getirin

Sımsıcak yarınlardan gemiler...

Rüstem Bilen (Varlık-1968)

****

Günün Olayı

Ankara'da Erdoğan'ın yolu üstündeki "erotik shop"ların tabelaları Başbakan rahatsız olduğu için değiştirilmiş. Oysa, "bahtsız bedevi " benzetmesi yapan Erdoğan'ın bu tür şeylerden rahatsız olmaması lazımdı...

Haldun Ertem

Günün Biberi

"İşte bu" diyen müteahhit Ali Ağaoğlu, "Kabul ediyorum Maslak 1453 projesinde usul hatası yaptık" demiş. Eh büyük “usulsüzlüğü" bile usulünce yapmak gerektiğini sanırız şimdi öğrenmiştir.

Fahrettin Fidan

Artık açıkça!

AKP, milletvekili yemininden "Demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma" ve "Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma" sözlerinin çıkarılmasını istiyor...

Bu birkaç satırlık ifade AKP'nin gelecekteki programı konusunda fikir vermiyor mu? Nelere bağlı kalmayacaklarını ve neye sadakatten ayrılacaklarına tersini söyleyerek pek güzel ifşa etmişler...

AKP artık gerçek gündemini gizlemeye pek gerek görmüyor...