Eskişehirspor Teknik Direktörü Coşkun Demirbakan 90 + 3 programında ES TV ekranlarına çıktı
Eskişehirspor Teknik Direktörü Coşkun Demirbakan 90 + 3 programında ES TV ekranlarına çıktı. Demirbakan hayatını futbola adamış tecrübeli ve mantıklı bir isim. Öyle 'tribünlerin' hoşuna gidecek demeçler vererek gündeme oturmaya çalışmıyor. Böyle olunca da ağzından çıkan her bir söz, daha bir ciddiyetle dinleniyor. Murat Dağtekin, Erkan Midilli ve Ahmet Karaçöl'ün sorularını yanıtlayan Demirbakan, geldiği günden beri yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Futbolcuların moral ve kondisyon sorunu olduğunu değinen Demirbakan, bu konularda belli bir mesafe kat edildiğini belirtti. Demirbakan ayrıca Eskişehirspor'un 200 milyon lirayı bulan borçlarından da bahsederek, "Ben 4-5 yıl önce olmuş olsaydım, bugün Eskişehirspor’un 200 milyon borcu olmazdı" dedi. Coşkun Hoca vaktiyle 50 lira etmeyecek futbolculara 500 lira verildiği için bu duruma geldiğimizi öne sürdü. Daha önceden de Eskişehirspor'un ekonomik durumuyla Türkiye'nin durumunu birbirine benzetmiştim. Sayın Demirbakan'ın da belirttiği gibi 50 lira etmeyecek futbolculara 500 lira veriliyor ülkemizde. Tabii 50 milyon lira etmeyecek köprülere de 500 milyon lira ödendiğini de biliyoruz. Tek fark şu ki futbolcu transferinden aradaki bir takım simsarlar para kazanırken, köprü inşaatından bir takım yandaş müteahhitler kazanıyordu. 'Aradakileri zengi etme'ye yönelik anlayışımız sürdüğü müddetçe ne memleket olarak ne de Eskişehirspor olarak iki yakamız bir araya gelir. Bakmayın şimdi siz ülkemizin mali bir disipline giriyormuş gibi yaptığına. Ve yine bakmayın kulüplerimizin "tasarruf" dediklerine. Eğer şu an tasarruf yapıyorsak, bu dağıtacak paraların suyunu çektiğinden kaynaklanıyor. Kalmayan paraları harcayamıyorsun ki israf edesin. Özetle bizimkisi fukaralığın mali disiplini. Her neyse... Sayın Demirbakan'ın açıklamalarının – biri hariç – hepsine katılıyorum. Katılmadığım nokta Demirbakan'ın "Sevinci abartmayalım" sözleri. Buna kısmen karşı çıkıyorum. Evet; Demirbakan haklı. Rusların da dediği gibi "Bir serçeyle bahar gelmez..." Ancak o kadar kötü günler geçirdik, moralimiz öylesine bozuldu ki, şu galibiyetlere de çok seviniyoruz. O kadarcık sevinç de hakkımız olsun. Çünkü "Gol" diye zıplamaya, yanımızdaki tanımadığımız adama sarılmaya ve elde ettiğimiz bir galibiyet için sevinmeye çok ihtiyacımız vardı...
Frankfurt'dan kardeş geldi
Büyükşehir Belediyesi Tiyatroları, yalnızca Eskişehirli sanat severleri hizmet etmiyor, fakat aynı zamanda kentimizin dünyaya açılan bir penceresi oluyor. Eskişehirli sahne sanatçıları, son olarak Frankfurt'dan gelen Alman meslektaşlarını ağırladı. Tiyatro Frankfurt'un oyuncuları 'Kim Geldi' adlı komediyle Eskişehirli sanat severlerin karşısına çıktı. Duyduğumuz kadarıyla Şehir Tiyatroları mart ayında Almanya'ya giderek, iade-i ziyarette bulunacaklarmış. Özellikle yabancı memleketlere giden sanatçılarımız, göğsümüzün daha bir kabarmasına neden oluyor. Çok iyi hatırlıyorum 2009 yılında yönetmenliğini Emir İzci'nin yaptığı Mankurt adlı oyun Petersburg şehrinde başarıdan başarıya koşmuş, Büyükşehir Belediyesi'nin pek çok ödül almasını sağlamıştı. Bu gibi uluslararası çalışmaların sayısının artmasını temenni ederiz. Atatürk'ün de belirttiği gibi Türk Milleti'nin en önemli özelliklerinden birisi, güzel sanatlara olan yeteneğidir. Bizleri çölde kertenkele avlayıp, sıkıldıkça havaya kalaşnikofla ateş ediyor zanneden Avrupalıların, gerçekleri görmesi çok güzel bir şey...
Tepebaşı taraf oldu
Çevreci çalışmalarıyla dikkatleri çeken Tepebaşı Belediyesi, Türkiye genelinde 24 belediyenin arasına girdi ve 'İklim İçin Varız' deklarasyonunu imzaladı. Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleşen deklarasyon ile, küresel ısı ortalamasının 1 buçuk derecede tutulması hedefleniyor. Tabii bazılarına 1 buçuk derece çok düşük gelebilir. Ancak gece ve gündüz farklarını, kutuplardaki eksi 60 dereceyi bulan soğukları da hesapladığınızda; bunun normal bir derece olduğunu anlıyoruz.
Maalesef dünyamız giderek ısınıyor ve bütün bilimsel çalışmalar, bu ısınmanın biz iki ayaklıların sorumsuzluğu yüzünden olduğunu gösteriyor. Türkiye genelinde 1.397 belediyenin yalnızca 24'ünün bu antlaşmaya imza atması üzücü bir durum. Öte yandan bir Eskişehirli olarak böylesine elit bir grubun içinde olmak da sevindirici bir gelişme. "İklim için taraf olduk" diyen Ahmet Ataç ve Tepebaşı Belediyesi çalışanlarını tebrik ederiz.