CHP'liler son olarak Tepebaşı İlçesi'nde bir seçim yaptı. Atilay Dalgıç ve Yalçım Komşu arasındaki yarışta bazı istenmeyen olaylar da yaşandı.
Sizi bilmem ancak ben CHP'nin o çok eleştirdiği AK Parti'ye giderek benzemeye başladığını düşünüyorum. Eskişehir'de CHP'liler 'Tek adaylı' seçimleri övmeye başladılar. Elbette çok adaylı bir seçim olduğu zaman kavga çıkması olası. Bu durum da partinin muhaliflerinin eline toz veriyor. Fakat tek adaylı seçimler, parti içindeki kavgaları önleseydi, AK Parti süt liman olurdu.
CHP'liler son olarak Tepebaşı İlçesi'nde bir seçim yaptı. Atilay Dalgıç ve Yalçım Komşu arasındaki yarışta bazı istenmeyen olaylar da yaşandı. Öte yandan tek adaylı olan Odunpazarı seçimlerinde de benzer kavgalar yaşanmadı mı?
Son olarak meslektaşım Arif Anbar'ın dile getirdiği Mihalıççık seçimlerinden bahsedelim. CHP'liler bir yandan analarının ak sütü gibi hak ettikleri İstanbul seçimlerinin iptal edilmesini eleştiriyor. Öte yandan aynı CHP yöneticileri Mihalıççık'ta yapılan seçimleri benzer sudan sebeplerle iptal ettirmeye çalışıyor. Neymiş; adaylar alfabetik sıraya göre yazılmamışmış. Yani Abdülkadir Adar'ın Divan Başkanı olduğu seçimlerde CHP'liler, "Hiçbir şey olmasa da, bir şeyler olmuştur" demişler. Durum tam olarak budur...
Mustafa Özer dönemi başladı
Deneyimli teknik direktör Coşkun Demirbakan'la yıllarımız ayrıldı. Sayın Demirbakan'a kulübümüze yaptığı katkılardan ötürü teşekkür ederiz. Ayrıca futbol yaşamının geri kalanında da başarılar dileriz.
Türkiye'de teknik direktör olmak kolay değil. Genel olarak bir kulüpte işler kötü gittiği zaman topun ağzına ilk olarak teknik direktörler geliyor. Öncelikle kamuoyunda başlayan tartışmalar teknik direktörün yıpranmasına neden olur. Daha sonra yöneticiler, "Hocamızın sonuna kadar arkasındayız" açıklamasında bulunur. İşte bu açıklamayı duydunuz mu, teknik direktörün ipi çekildi demektir. En çok 3 – 4 hafta içerisinde o teknik direktörün sözleşmesi feshedilir ve yeni bir hoca takımın başına getirilir. Sonra aynı hikale, bu kez yeni teknik direktör için başlar.
Demirbakan 1'inci ligde çok tecrübeli bir isimdi. Ancak – anlaşıldığı kadarıyla – başta kendisiyle olmak üzere, sürekli bir kavganın içerisindeydi. Şimdi yerine Mustafa Özer geldi. Sayın Özer eski bir futbolcumuz. Siirtli Özer, kaptanlığımızı da yapmıştı. Ancak Mustafa Özer'in bırakınız 1'inci ligi, 2'inci lig tecrübesi bile yok. Sadece kısa bir süre Yeni Orduspor'u çalıştırmış.
Bazıları Mustafa Özer'le yapılan antlaşmayı, '2'inci lige hazırlık' olarak nitelendiriyor. Umarız Mustafa Özer, Fuat Çapa ve Coşkun Demirbakan'ın akıbetine uğramaz. Zira sürekli teknik direktör değiştirmenin kulübümüze bir faydası yok.
İnönü Yıldıztepe'de anılacak
Odunpazarı Belediyesi Yıldıztepe'de açtığı Halk Merkezi'ne İnönü'nün adını verdi. Şimdi bazıları hemen cellalenebilir. "Keşke Yunan kazansaydı" diyenlerin içini rahatlatalım; bu merkeze Kurtuluş Savaşı kahramanı İsmet İnönü'nün adı verilmemiş. Kendileri de bir halk merkezi açabilir ve bu merkeze "Türk olmaktan Allah'a sığınırım" diyen Mustafa Sabri Efendileri'nin adını verebilirler. Bu merkeze eski Başbakan Erdal İnönü'nün adı verilmiş. Erdal İnönü Türk Siyasetinin renkli isimlerindendi. Bir fizik profesörü olan İnönü, siyasete nezaket ve zerafet getiremeye çalışan bir kişiydi. Odunpazarı Belediyesi'ni böylesine önemli bir merkezi hayata geçirdikleri için tebrik ederiz. Dahası Erdal İnönü'nün adını yaşatmayı düşünmeleri de güzel bir şey elbette.