Eskişehirspor’un teknik patronluğuna getirilen Ertuğrul Sağlam’ın işler yolunda gider ve herhangi bir aksilik çıkmaz ise yeni sezonda Kırmızı-Siyahlı takımda başarılı olacağına inanıyorum. Sağlam, Türkiye’de beğendiğim teknik direktörlerin arasında baş sıralarda yer alır.
Ersun Yanal’dan boşalan Teknik Direktörlüğe Eskişehirspor’un yeni yönetiminin Ertuğrul Sağlam’ı getirmesi tam isabet.
Ertuğrul Hoca’nın mevcut futbolcu kadrosunu çok beğendiği, bir iki transferle de bu kadro ile başarılı olacağına inandığını yazdı gazeteler. Doğrudur. Kendisine katılıyorum. Gerçekten bugün baktığımızda süper ligde mücadele veren İstanbul kulüplerinin dışında bana göre kadrosu en güçlü ekip Eskişehirspor. Ancak bu kadroyu en verimli bir şekilde kullanmak önemli.
Ersun Hoca bunu başaramadı. Takım mağlupken 85 ve 90’ncı dakikalarda futbolcu değişikliği yaptı. Futbolcularla arasında demir ağlar ördü. Sorunu olan futbolcuların sorunları kendisi dinlemek yerine Teknik Menejere dinletti.
Geçen sezon bu kadroya sahip Eskişehirspor Kulübü zaman zaman sıkıntılar yaşadı. Bu takımın başında futbolcularla daha iyi diyalog kuran bir hoca olmuş olsaydı Eskişehirspor ligi ilk 4 veya 5 takım arasında bitirirdi. Bugün de geçen sezon olduğu gibi yine Avrupa Kupalarında mücadele ederdi.
Artık geçmişe takılmadan yeni sezona hazırlanmalı Eskişehirspor. Halil Ünal ve ekibi önemli transferler yaptılar. Bugün Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi takımların transfer etmek istedikleri futbolcuların maliyetlerine bakın. Birde şimdi kendilerine teklif edilen rakamlara.
Ertuğrul Hoca bu takıma takviye yapılmasa bile başarılı olacağını söylüyor. Geçen sezonki kadrodan bir tek Alper Potuk ayrıldı. Yerine de Fenerbahçe’den Henri Bienvenu'yu transfer etti.
Çok büyük kayıp sayılmaz. Bienvenu da kısa bir süre sonra Alper’in boşluğunu doldurur.
Diyeceğim odur ki eğer Halil Ünal bu transferleri yapmamış olsaydı bugünkü yönetim yeni transferler yaparak kadroyu güçlendirmek zorunda kalacaktı. Hani tahminden daha fazla borç var diyorlar ya. O borçlar üç futbolcuyu sattığında çoktan kapanır.
Önemli olan nerede ise bedava alınan bugün ise trilyonlar teklif edilen futbolcular bulunup transfer edebilmek.
İLGİLİ ODALAR NEDEN SESSİZ KALIYOR?
Bir ayı aşkın süredir beri şehrin gündeminde tartışılmasına rağmen nedense ilgili meslek odaları çıkıp da bir kelime dahi etmiyorlar. Sanıyorum bu kişiler elit insanlar olduğu için korunuyor. Veya bu kişilerle hukukları olduğu için korumaya çalışılıyor.
Neden mi bahsediyorum?
Batı Kent Mahallesinde biri AK Partili diğeri CHP’li iki Belediye Meclis üyesi imarsız arsaları daha doğrusu tarlaları toplamışlar. Bu işlem iki yıldan beri de sürüyormuş. Arsa toplama işlemi tamamlandıktan sonra sıra bu arazilere imar almaya gelmiş.
Tepebaşı Belediyesi’ne müracaat ederek imarsız arazilere imar verilmesini istemişler. 1/5 binlik Nazım İmar Planlarını Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanması gerekir. Ancak 1/5 binlik Nazım İmar Planı Tepebaşı Belediyesi İmar Müdürlüğünce hazırlanarak Büyükşehir Belediyesi’ne gönderiliyor.
Tepebaşı Belediyesi tarafından hazırlanan plan Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu’nda görüşülürken AK Partili komisyon üyeleri Zihni Çalışkan ile Tuncer Köküer plana ret oyu veriyorlar. Komisyonun CHP’li üyelerinden Ayhan Kavas’ta ret oyu kullanırken Nuray Akçasoy ise çekimser kalıyor. Sonuçta planlar Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu’nda 3 ret bir çekimser oyla kabul edilmiyor.
Bu CHP ve AK Partili Belediye Meclis üyelerinin isimlerini belki bilenler vardır. Açıkça yazmaya gerek yok. Ancak hayret yaklaşık bir ayı aşkın süredir şehirde büyük tartışmalara yol açan bu kişi veya kişilerin imarsız arsa topladıkları haberleri gazetelerde günlerce yer almasına rağmen ilgili meslek odalarının ‘GIKI’ çıkmıyor. Yani birileri tarla olan arazileri satın alarak buralara imar alarak konut yapıp büyük rant sağlayacakları şeklinde iddiaları ilgili meslek odaları duymuyor!
Peki, meslek odaları neden sessiz kalıyor?
Bu arazileri topladıkları iddia edilen kişilerin Belediye Meclis üyesi oldukları için mi meslek odaları sessiz kalıyorlar diye soranlar var. Acaba tarla toplayanların içlerinde İnşaat Mühendisleri, Mimarlarda mı var? Diye de soranlarda.
Şehrin çarpık kentleşmemesi ve kişilere özel imar planları yapılmaması konusunda yıllarca bağıranlar, bugün neden sessiz kalıyorlar?
Özellikle İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı yapan aynı zamanda İnşaat Mühendisi olan CHP İl Başkanı Erman Gölet ile İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Fercan Yavuz’un neden bu kınuda bir şey söylemediklerine anlam veremiyorum.
ESKİŞEHİR’E GELENLER YÜKSELEREK GİDİYOR
ESPARK Eskişehir AVM’nin 1,5 yıldır Müdürlüğü yapan Gözde Hoşten, Eskişehir’de göstermiş olduğu üstün performansın mükafatını bir basamak daha yükselerek aldı. Hoşten, Ankara’da açılacak iki AVM’nin müdürlüğünü birden yapacak.
Gözde Hoşten 1,5 yıl önce görevi Buğra Köse’den devralmıştı. 15 Şubat 2008 tarihinden beri ESPARK Eskişehir AVM’nin Müdürlüğünü yapan Köse, 3 yıllık görevi sonunda Ankara’da bulunan Ankara’nım önemli Alış Veriş Merkezlerinden olan Ankamall AVM’ye atanmıştı. Yani Eskişehir’den bir basamak yukarıya tırmanarak ayrılmıştı. Görevi Köse’den devralan Gözde Hoşten’de 1,5 yıl görev yaptıktan sonra tıpkı Köse gibi bir basamak yükselerek Ankara’ya gitti.
Kendisi zor bir dönemde ESPARK AVM’nin Müdürlüğü yaptı. Gezi Parkı eylemleri nedeniyle ESPARK önünde çadır kuran gençlerle iyi diyalog kurarak, insanların ESPARK AVM’den herhangi bir sıkıntı yaşamadan ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamaya çalıştı. Mükafatını da gördü.
Gözde Hanım’dan boşalan koltuğa Serhat Mermer oturdu. Birkaç yıl sonra Serhat Bey’inde tıpkı kendisinden önce görev yapan Buğra Köse ve Gözde Hoşten’in yaptıkları başarılı hizmetlerin üzerine yenilerini koyarak Eskişehir’den bir basamak atlayarak görevini teslim edeceğine inanıyorum. Gözde Hanım’a güle güle derken Serhat Bey’e tekrar ‘Hoş geldiniz’ diyorum.