Definecilerimiz çok masum!

Defineci haberlerine çok sık rastlarız. Aklımızı zorlayan yöntemler geliştirirler! Kimsenin hayal edemediği yerleri kazarlar! Vatandaşın tapulu arazisini bile gece dozerle kazdıkları oluyor!
Definecilerin efsaneleri çoktur. Bu efsaneler daha çok “kaçak define arayanlar” içindir…
Bir de yasal olarak izinli şekilde define arayanlar vardır…
Devletten belgenizi aldınız resmi olarak define aramaya başladınız. Tarihi eser, gümüş ve altın sikke aradınız! Tesadüf bu ya bir küp altın buldunuz! Bu altını ne yapacaksınız?
Devletten izin alıp kazı yaptığınız için, bulduğunuz definenin yüzde 50’sini doğrudan devlet alıyor. Kalan yüzde 50 ve vergiler defineciye ait oluyor! Diyelim defineyi tapulu bir yerde buldunuz! Yüzde 10’da arsanın sahibine veriyorsunuz!
Devletin alacağı tutar vergilerle falan yüzde 55’i geçiyor!
Konuyu Altın ve diğer madenlere getireceğim…
Define aramak, bulmak, çıkartmak oldukça zahmetli bir iş! Devlete yüzde 50’sini veriyorsunuz. Durum böyleyken memleketin dört bir yanında binlerce şirket harıl harıl maden çıkartıyor, devlete sadece yüzde 4’ünü veriyor!
Definecilerimiz gerçekten çok masum!
 

ES-ES YÖNECİCİSİ DAHA FİT!

 
Sissoko bizim sözleşmeli futbolcumuzdu. Yeni sezon çalışmalarına gelmediği için gazeteciler yöneticilere soruyordu:
-Ne zaman gelecek!
Yanıtları biliyoruz:
-Pasaportunu kaybetti!
-Uçağı kaçırdı!
-Ailevi meseleleri var!
Sonuçta bir baktık, Sissoko sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmiş…
Sonra öğrendik ki, “yeniden sözleşme yaparak” takıma katılma kararı almış! Olayı basit şekilde anlatmak gerekirse, başka bir kulüple anlaşacakmış, anlaşamayınca “kürkçü dükkanına geri dönmüş”
Ancak, lig için son derece önemli olan hazırlık çalışmalarını ve kampları kaçırmış oldu. Tam anlamıyla verimli hale gelebilmesi için en az iki aya ihtiyaç var. Belki de daha fazlasına…
Sissoko’dan ilk yarıda pek fazla yararlanamayacağız!
Sissoko mecbur kaldığı ya da yönetim tarafından mecbur bırakıldığı için yeniden anlaşma yolunu seçtiği açık!
Ortada bir etik sorunu var! Şimdilik üzeri örtülüyor!
Ve yöneticimiz Mehmet Şimşek ile birlikte çektirdiği fotoğrafın özeti:
-Yöneticimiz daha fittir, yalan mı Fuat hoca!
 

DAHA FAZLASINA İHTİYAÇ VAR!

 
Ülke gündeminde ekonomimizi ilgilendiren önemli bir haber vardı. Türkiye’nin büyük kuruluşlarından olan OYAK, İngiltere başta olmak üzere Fransa ve Hollanda’da üretim faaliyetleri bulunan, İngiliz sanayi devi British Steel’i satın almak üzere ön anlaşmaya vardı.
 İngiltere’nin 150 yıllık köklü çelik şirketi British Steel, 4,5 milyon ton/yıl ham çelik üretim kapasitesiyle başta ray ve yapısal çelik olmak üzere 1500’e yakın stratejik öneme sahip uzun çelik kalitesi üretiyor.
Türkiye’nin yurt dışında böyle stratejik kuruluşları alması gerekiyor! Hatırlarsınız bir süre önce dünyaca ünlü otomobil firması Volvo’yu Çinliler satın almıştı. Yerli otomobil için bunca çaba sarf etmek yerine, o dönem bu firma satın alınabilirdi. Üstelik o yıllarda ekonomimiz de oldukça iyi durumdaydı!
 

DEPREM HUTBESİ!

17 Ağustos depreminin 20. Yılını geride bıraktık!
Ülkemizin başına gelen bu felaketi hatırladık, yaşamlarını yitirenleri rahmetle andık…
Cuma hutbesinde de bu konuya yer verildi…
Halkın afetlere karşı duyarlı olması gerektiği vaaz edildi. Hutbenin son bölümünde de “Güvenli bir hayat için gerekli tedbirleri alalım. Afetlere karşı bilinçli ve hazırlıklı olalım. Deprem, heyelan ve sel riski bulunan bölgelere ev inşa etmeyelim. Ailemizi afet ve acil durumlar hakkında bilgilendirelim. İlkyardım eğitimi, bilgi ve destek için yaşadığımız şehrin AFAD il müdürlüklerine müracaat edelim.” Görüşüne yer verildi…
…/…
Ama milletin malına, canına kast eden, eksik demir ve beton kullanan, kalitesiz kumla inşaat yapan müteahhitlere tek laf edilmedi. Keşke “deprem değil, çürük binayı yapanlar öldürür”  gibi birkaç kelam edilseydi.
 

MAAŞ KARŞILIĞI!

Kendi hayallerini hayata geçir. Yoksa maaş karşılığı bir başkasının hayallerini gerçekleştirmek için çalışırsın. Amir Khan