Dedikodular azalır

CHP Genel Başkan Yardımcılarından Onursal Adıgüzel, Odunpazarı Belediyesi'ni ziyaret ederek Kazım Kurt'la görüş alışverişinde bulundu. İstanbul Milletvekili Adıgüzel, siyasete 'paraşüt'le atlayalar takımından değil. Bir dönem partisinin Gençlik Kolları Başkanlığını da yürüten Adıgüzel denildiği zaman akla teşkilat veya CHP jargonuyla konuşmak gerekirse örgüt geliyor.
Ankara'daki politikacıları ikiye ayırmak lazım.
Birincisi kamuoyunun iyi tanıdığı şöhretli isimler. Muharrem İnce gibi, Özgür Özen gibi isimler bu gruptan.
İkincisi de halkın az tanıdığı ama parti içinde ağırlığı olan isimler. Adıgüzel de bu gruba giriyor. Onursal Adıgüzel, Odunpazarı Belediye Başkanıyla ülke ve kent gündemine ilişkin görüşmüş. Akabinde bu tip görüşmelerden sonra duymaya alışkın olduğumuz, "Yaptığı çalışmaları çok beğeniyoruz" tarzındaki basmakalıp açıklamalarda bulunulmuş. Evet; açıklamalar sıradan olabilir ancak söz konusu ziyaretin önemi yadsınamaz.
Genel Merkez bir ilçeye baktığı zaman "Kaç Genel Merkez delegesi var?" diye düşünür. Eğer partinin il örgütü içinde ağırlığınız varsa, seviliyorsanız ve delege seçimlerinde dediğiniz oluyorsa, Genel Merkez sizi sever. Çünkü onlar da seçilmek için sizin yardımınıza ihtiyaç duyar. Son zamanlarda ortaya çıkan "Kazım Kurt'un Genel Merkezle arası bozuk" dedikoduları – sanırım – bu ziyaretten sonra azalacaktır.



Nabi Avcı zır cehâletten bahsetti

TÜYAP tarafından gerçekleştirilen Kitap Fuarı'na katılan 200 yazar arasında Nabi Avcı da bulunuyordu. Tabii toplumun geneli Nabi Avcı'yı bir milletvekili olarak, iki önemli bakanlık koltuğuna oturmuş usta bir politikacı olarak tanıyor. Ancak Profesör Avcı'nın akademisyen, kıymetli bir bilim adamı olduğunu zaman zaman unutuyoruz. Okurlarıyla buluşan Avcı, 'Enformatik Cehaletten Enformatik Zırcehalete' adlı kitabının oluşum hikayesini de anlattı. 80'li yılların başında internetin bir arpa boyu yol almadığına gönderme yaparak, "Arpanet" olarak tanımlayan Nabi Avcı, o yıllardaki radyo, televizyon ve gazetelerde nasıl yayın yapıldığını araştırmış. Ve maalesef 80'lerde yayılan cehâletin, şimdilerde kültürlü olarak tanımlandığını belirtmiş. Tabii Avcı'nın kitabının yayınlandığından bu yana 30 sene geçmiş ve işin içine sanal âlem de girmiş. Şimdilerde sanal dünyaya baktıkça miğdemizin kalktığını görüyoruz ve "Keşke 30 sene öncesindeki kadar câhil olsaydık" diyoruz. Zira koşarak ve emin adımlarla zır cehâlete doğru evrilmekteyiz. Üstelik bu durum yalnızca Türkiye'ye özgü bir durum da değil. Her neyse... Bir iletişimci olarak Nabi Avcı Hocamızın bu keyifli sohbetini kaçırdığım için üzgünüm. Hatamı yayınladığı kitabını kısa sürede hatim ederek telafi etmeye çalışacağım

Vali Yavuz'un acı günü

Ağustos ayında Amcası Muzaffer Yavuz'u toprağa vermek için memleketi Günyüzü'ne gelen Seddar Yavuz, bu kez de kayınpederi Hüseyin Bulut'la vedalaşmak için Eskişehir'e geldi. Ordu Valisi Seddar Yavuz'a bu acı kaybından ötürü baş sağlığı dileriz. Seddar Yavuz'u Türkiye kamuoyu, iptal edilen İstanbul seçimlerinden sonra, Ekrem İmamoğlu'yla giriştiği münakaşa sonrasında tanımıştı. Ancak kendisi biz Eskişehirliler için her zaman 'Bizim Vali' olmuştur. 2008'de 'Yılın Kaymakamı' da seçilen Yavuz önemli bir devlet adamı ve kendisinin daha önemli ve zor görevlerin de altından kalkacağına eminiz. 2019 yılı Seddar Yavuz için ailesinden iki önemli kayıpla kapandı. Kendisine hem baş sağlığı dileriz hem de 2020 yılında Allah'ın başka dert vermemesini temenni ederiz.