GÖRÜŞLER
Davut Hoca’ya
Yanılmıyorsak 1989 yılıydı...
Sorununu tesadüfen öğrendiğimiz bir öğrenci tek dersten son hakkını kullanacaktı...
Ama hiçbir umudu yoktu...
Çünkü Şubat ayındaki "vize sınavı"ndan 15 almıştı... Finalde 100 alsa yine işe yaramıyordu...
Toplamın 120 olması gerekiyordu...
Ve de vize sınavına geçirdiği trafik kazası nedeniyle çalışamamıştı...
Kendisine, "Sen 100 al da gel" dedik...
Bir gün gazetedeki odamıza gelip, "Aldım abi" demez mi!..
Doğru Anadolu Üniversitesi’ne...
Zamanın rektörü Büyükerşen’e anlattık durumu...
Vizede "15" veren hocayı öyle bir fırçalamıştı ki!
"100 alan öğrenci sınıfta kalır mı?"
Ve de gereğini yapmıştı Yılmaz Hoca...
……………
Anadolu Üniversitesi'ndeki hazırlık okulu öğrencilerinin isyanını görünce anımsadık bu olayı...
Hani aynı değil ama, bir anlamda benzeri...
En azından..
"Hocaların bakış açısı benziyor!"
Her kurda vize, ortalamayı 70'in üzerinde tutturan finale girmeye hak kazanıyor...
Neymiş?
"Bilkent Modeli..."
Bırakın modelini falan, 4 bin öğrenciyle eğitime başlayan Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda 400 öğrenci kalmış...
Öğrenci mi başarısız?
"Hayır, sistem ve yönetim..."
……………
Pankartlara bakın:
"Handan bak git..."
“Şimdi eşim dostum beni bölümde sanıyor. Hala hazırlıkta okuduğumu hiç kimse bilmiyor...”
"Hazırlık Türkçe olsa yine kalırdım!"
"Çin şeddini geçtik, hazırlığı geçemedik!"
Sürüp gidiyor...
Bunların içinde ailesini Eskişehir'e taşıyan öğrenciler var...
Eskişehir'de oldukları halde çocuklarının hala hazırlıkta olduğunu bilmeyen aileler de var...
Ötesini siz düşünün...
Bir "kötü olay", yalnız Anadolu'yu değil, Eskişehir'i dillere düşürür!..
Lütfen Davut Hoca..
"Aydın çözüm sizi bekliyor!.."
Botlar Kent Park’a da gidecek
Eskişehir'e ayrı bir güzellik veriyor botlar ve gondollar…
Turistlerin de ilgisini çekiyor.
Ama biliyorsunuz uzun süredir bu güzellikten mahrumduk…
Nihayet bitti ve botlar artık yüzüyor...
Önümüze çıkan nedenini soruyordu :
"Botlara ne oldu?"
Porsuk'taki kötü görüntü de bunun devamını getirir gibiydi...
Büyükşehir Genel Sekreteri Mustafa Mansız’a sorduk…
“Barajdan salınan fazla su” dedi:
"Botların çalışmasını etkileyen buydu. Diyelim ki, 10 metreküp gerekiyorsa 40-50 metre küp su geliyordu. Fazla su kumları da ortaya çıkardı ve bu yüzden işimiz uzadı...
Şimdilik Tülomsaş'ın önüne kadar gidebiliyoruz. Ama çok yakında Kent Park'a kadar uzanacağız..."
Orta ve daha yaşlılar bilir...
Kayıklar ve su bisikletleriyle gezerdik Porsuk'ta...
Şimdi botlar ve gondollarla...
Bazen düşünüyoruz da..
"Acaba Porsuk'ta mı küreselleşti!"
Şaka tabii…
"Mansız ve ekibine teşekkürler..."
Günün Olayı
-Hakkında 25 yıl propaganda cezası istenen sağır ve dilsizin avukatı,"İlhan konuşamıyor ki nasıl slogan atsın?" demiş...
Bu avukat da, hala "İleri Demokrasi"yi öğrenememiş!..
Balthör
ÖZDEYİŞ
İnsanlar, iyilik gördükleri kişilere kötülüğü, arzuları güçlü olduğu için değil, vicdanları zayıf olduğu için yaparlar!..
J.S.Mill
Cuk
Tanrım…
Çok ama çok paranın beni değiştirip değiştirmeyeceğini anlayabilmem için bana bir şans ver!..
Servet
Günün Balı
Abdullah Gül'e "Türk Dili ödülü" verilmiş.
Woooaavvvv!
Zupppeeerrr!
"Çaaaaakkkk dostum!"
Fahrettin Fidan
Günün Biberi
İstanbul'da saat 22.00'den sonra havai fişek yasaklanmış...
İstanbullular da Melih Gökçek gibi fişekleri gündüz vakti patlatırlar artık...
Haldun Ertem
Günün Şiiri
Değişik
Yıkıcı aklın durduğu yerde
Baslar mutluluk
Bir hayat sezişten yana
Git gide azalır hayranlığımız
Hayvanlara
Gün doğar iri iri
Ekmeğimiz kavgasız
En temiz sütler soframızda
Su katmaya yetmemiş aklımız
Geceleri uykumuz bütün
Korkunç rüyalar
Başka dünyalarda parça parça
Yaşamamız değişik ve yavaşça…
Cevdet Yeşiltepe (Varlık-1959)
Bir dava
Bir Hukuk Fakültesi'nde hocanın biri sınavda, o günlerde devam etmekte olan bir davanın detaylarını vermiş ve sonucun ne olacağını sormuş.
Bütün öğrenciler, ha babam sayfalarca yazmaya başlamışlar. Ama bir öğrenci kağıdını sınavın ilk dakikasında vermiş ve buna rağmen 100 almış.
Öğrencinin yanıtı tek cümle:
"Devam eden dava hakkında yorum yapılmaz!"
Günün Sözü
Başbakan her fırsatta, "Bu yola kefenimizle çıktık" diyor. Bu yolda yalnız değilsiniz!
Örneğin, "hakkını arayan" işçi, memur, öğrenci ya da yazı yazan gazeteci de yola öyle çıkıyor!
Gani Yıldız
Gerilim
AB’den yeni uyarı geliyormuş.
“Yargıya müdahaleyi az bulmuşlardır!”
Beyoğlu'nda gezerken...
Temel'le Dursun Beyoğlu'nda gezerken yanlarına bir turist yaklaşır ve sorar:
"Do you speak English?"
Cevap yok..
"Do you speak German?"
Cevap yok..
"Do you speak France?"
Cevap yok..
"Do you speak İtalian?"
Cevap yok..
"Do you speak Spanish?"
Buna da cevap gelmez...
Dursun, "Ula Temel bunca büyük işler yapaysun da bir lisan bilemedun, rezul ettun bizi" der...
Temel, "Ula adam beş lisan biliy de noliyi?" diye karşılık verir:
"Bak bir türli anlatamadı derdunu bize!.."
Boşanma
Adam, karısının buzdolabının üzerine yapıştırdı ı notu hakime verir:
"Briç'e gidiyorum, yemeklik malzemeler dolapta, tarifi için saat 7’de Kanal 2'yi aç. Karın..."
Notu okuyan hakim, hemen boşanma kararını verir...