Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı bir açıklamada, salgın süresince toplu ulaşımda yüzde 90'ı aşan azalmalar olduğu belirtildi. Yani ESTRAM'ın gelirleri 10'da bire düşmüş, ancak masrafları aynı kalmış. Hatta yıl başından bu yana ota – böceğe zam geldiği de düşünülürse, ESTRAM'ın masrafları artmış bile olabilir.
Büyükşehir Belediyesi'nin bu paylaşımı dertleşmek için yaptığını zannetmiyorum. Muhtemelen toplu taşımaya bir zam yapmayı planlıyorlar ve önceden mazeretlerini öne sürüyorlar.
Büyükşehir Belediyesi'nin para ile kutsal askerlik tezkeresini satmak gibi bir imkanı yok. "Arabada sigara içerken görülmüşsün" diyerek ceza da kesemez. Ayrıca hapisten çıkanlara fatura kesip, "25 bin lira yemek borcun, 7 bin 800 lira su borcun ve 9 bin lira elektrik borcun var" diye para toplayamaz. Yandaşa köprü yaptırıp geçenden 1 akçe, geçmeyenden döve döve 5 akçe para toplayamaz. Darphâneye emir verip cayır cayır para da basamaz. Bunlar asrın Hükûmetimizin ayrıcalıkları...
Daha geçenlerde ekmeğe zam geldi. Fakat ilginç bir zamdı bu. Fırınlar yüzde 25 zam yapmadan, bu zam geçerliliğini yitirdi. Yani fırıncılar zam kararı almadan o kadar çok mala zam geldi ki, fırıncılar da ister istemez kendi zamlarının üzerine koymak zorunda kaldılar. Enflasyon öyle bir noktaya geldi ki, zam kararı piyasanın şartlarına yetişmiyor. Böylece de mevcut zamların üzerine konuluyor. Anlaşılan milletçe daha çok zamlarımıza konulacak...
Yakında elektriğe, doğal gaza, ekmeğe, petrole, gıda ürünlerine, tekstile otomotive zam konulacak. Durun kalkmayın, daha karpuz keseceğiz...
Üstelik o karpuza da zam gelecek...
İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş ve beraberindeki hey'et, Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen ve arkadaşlarını ziyaret etti. Salgın süreci özellikle lokantacıları çok olumsuz etkiledi. Başlangıçta lokantalar kapatıldı ve hükûmetten beş kuruşluk para yardımında bulunulmadı. Yalnızca kısa çalışma ödeneği verilerek işçilerin – en azından – aç kalmaması sağlandı. Daha sonra yasaklar kalktı gerçi. Ancak vatandaşın korkusu geçmedi. Pek çok vatandaş yan masada oturan ve tanımadığı bir kişiden gelebilecek virüsten endişe ettiği için lokantalara gitmedi.
Mamafih lokantalar evlere servis yaparak bu açıklarını kısmen giderme imkanı buldular. Öte yandan Oda'ya kayıtlı olmayan, vergisini bile ödemeyen korsan lokantalar var. Bunlar namusuyla çalışan esnafımıza büyük zarar veriyor. İşte Mehmet Ektaş ve arkadaşları bunlara karşı uyarılarda bulunarak, belediyeleri göreve davet etti. Belediyelerimizin zaten kimseden yardım almayan ve kaderine terk edilen lokantacılarımızın sorunlarını çözmesi imkansız. Bu hükûmetin görevi. Ancak belediyelerin de denetlemeler yaparak, lokantacılarımızı zarara uğratanlar karşısında mücadele etmesi gerekiyor. Umarız İYİ Partililer'in uyarıları yetkiler tarafından ciddiyetle ele alınır.
Aynı zamanda AK Parti'nin Tepebaşı Belediye Meclis üyesi olan Erkan Koca'yı, Eskişehir tribünlerinden tanırız. Maalesef Erkan Koca'nın yakın zamanda korona virüs kaptığını öğrendik. Bir haber sitesine yaptığı açıklamaya göre 'Maviş' lakaplı Erkan Koca, hastalığın bütün belirtilerini göstermiş. Yüksek ateşten tutun, halsizliğe, aşırı kilo kaybına ve koku alma duyusundaki yoksunluğa kadar bütün belirtileri yaşamış. Ancak – her insan gibi – kötü ihtimali kendisine konduramamış. Şimdi aynı Erkan Koca'nın evde tedavisinin sürdüğünü öğrendik. Allah acil şifalar versin.
"Bana bi şeycik olmaz" diyenlere çok şeyler anlattık. Ancak sokaklarda sarmaş dolaş olan gençleri, maske takmayanları gördükçe anlıyoruz ki, sözlerimiz bir kulaktan girip, bir diğerinden çıkıyormuş. Belki bizi dinlemeyen gençler, Altes lideri Erkan Koca'yı dinler. Bu hastalık hiç öyle bildiğiniz gibi değil. Lütfen çok dikkatli olun...
Türkiyede hiç bir belediyenin kalabak suyu gibi ballı bir geliri yok. Oh ne güzel allahın suyunu doldur doldur sat. Eskişehirde herkes sabah kalktımı en az bir damacana almak zorunda . 800 bin nüfus var yaklaşık üç yüz bin civarında konut bir okadar işyeri hesabı yapın . Ballı kaymaklı gelir. Masrafsız . Tesisi kim yaptı . Aydın arat .......