Hükumetin aldığı bir takım kararlarla birlikte, hayatımız normale dönmeye başladı
Hükumetin aldığı bir takım kararlarla birlikte, hayatımız normale dönmeye başladı. Son olarak kafeteryalar açılıyor. Daha önce de berber ve kuaförler açılmıştı. Tabii bir anda eski alışkanlıklarımıza dönmeyeceğiz. Fakat yavaş yavaş hayatı normalleştirmemiz gerekiyor. Süreç başladığı zaman, "Bu illetin aşısının bulunması 1 seneden önce gerçekleşmez" demiş, türlü hakaretlere muhatap olmuştuk. Muhalif kalemiz ya, demek dünya üzerinde milyonlarca insanın ölmesini diliyoruz... Her neyse. Süreci iyi yönettiğimizi söyleyebilirim. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca toplumun geneli tarafından çok sevildi ve sahiplenildi. Sayın Bakan da – Allah için – "Bunlar benim yüzde 50 Hastam" demedi... Ayrıca sağlık sistemimizin başarılı olduğunu da övünerek gördük. Halk da başarılı bir sınav verdi. Yok Cübbeli Mehmetmiş yok Redingotlu Ahmetmiş yok Pelerinli Süleymanmış... Bu tip hokkabazlara kulak asmadı halkımız. Bilimin sesini dinledi. Ayrıca yöneticilerin talimatlarına da dikkat etti. Belediyeler de süreçte başarılı oldu. Eskişehir'de hiçbir belediyemizin hata yaptığını görmedik. Türkiye genelinde de "Falanca ilin, filanca ilçesindeki belediye çok kötüymüş" diye kulağımıza bir dedikodu çalınmadı. Her ne kadar Türk Basın tarihinin en utanç dolu günlerini yaşasak da basın olarak da iyi sınav verdiğimizi söyleyebilirim. Halkı bilinçlendirme görevini elimizden geldiği kadar yaptık. Evet; CHP'li belediyelerin fakir fukaraya yardım ettiği yardımın kesilmesini savunanlar oldu. Ancak "Bunlar 'Çav Bella' diye diye Ayasofya'ya virüs sokmuşlar" diyen bir gazeteciyle karşılaşmadık en azından. Buna da şükür diyelim. Sanırım bu hastalığın en kötü kısmını atlattık. Fakat yine de gevşememek lazım. Yetkilileren çağrılarına kulak vermeli ve bireysel önlemlerimizi almaya devam etmeliyiz.
Ali Turna aramızdan ayrıldı
Yıllarca Eskişehir'e, ancak en önemlisi de adalet mekanizmasına hizmet eden Eski Cumhuriyet Başsavcısı Ali Turna hayata gözlerini yumdu. Kendisi o eski tip hukukçulardandı. Hani Türk filmlerinde görmeye alıştığınız, kaşları çatık olan ve ciddi bir isimdi. Ancak aynı çatık kaşlarının altında bir babacanlık görülürdü. Ali Turna'da bir de bütün bunların üstüne koyu bir Karadeniz aksanı bulunurdu. Bütün Karadenizliler gibi fıkra anlatmasını, kahkahalarla gülmesini, çevresine neşe saçmasını bilirdi. Allah'ın rahmeti üzerine olsun...
Mihalıççık'ta akbaba
Mihalıççık'ta üzerinde uydu vericisi bulunan bir akbaba tespit edildi. Meğer hayvan Bulgaristan'dan buralara göçmüş. Kimbilir ne yollar kat etmiş. Kendisi ve çocuklarının rızkını çıkartmış. Aslında şu koronavirüs süreci bütün gezegen üzerindeki hayvanların – kısa süreliğine de olsa – rahat nefes almasına neden oldu. Akbabasından çakalına kadar pek çok yırtıcı hayvan bulunuyor. Fakat sanırım en tehlikeli tür bizleriz. Sadece Eskişehir'de değil bütün dünyada insanların tabiattan kısmen el – ayak çekmesiyle birlikte yaban hayatı canlandı. Bu dünya bize armağan edilmişse, o akbabalarla, kurtlarla ve ceylanlarla güzel. Peki biz ne yapıyoruz? Tabiatı tahrip edip paramıza para katmakla meşgulüz...