Yaşamın İçinden : Ömer Duru
CHP’nin Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe kongre delege seçimleri, büyük bir aksilik olmazsa:
“12 Şubat 2012 tarihinde sona erecek.”
İlçe kongreleri ise, “31Mart-13 Mayıs tarihleri arasında yapılacak.”
--//--
Gerekli açıklamalar yapıldı.
CHP’nin Odunpazarı ilçe yönetimi için üç aday var:
“Halil Bilici, Hasan Eröksüz, Erdal Çakıcıer.”
Tepebaşı ilçe adayları ise
“Vural Yörük ve Ersen Yeniceli.”
--//--
Tepebaşı ilçe yönetimi için Vural Yörük favori.
Ersen Yeniceli’nin sürpriz yapacağını sanmıyorum.
Ama, aynı yorumu Odunpazarı için yapmak şimdilik mümkün değil.
Her üç adayda:
“Hesaba oturmuş durumda.”
Yetmiyor. Adayı destekleyenlerin de hesapları var.
Çünkü, mahallelerden delege seçilenler arasında,
“Üç adaya yakın isimlerden sözediliyor”
Bir başka deyişle adaylara:
“Mahallelerden blok oy gelmeyecek gibi.”
--//--
CHP’de, şöyle ya da böyle.
İlçe kongreleri yapılacak.
Peki il yönetimi ne olacak..
Eğer Odunpazarı ilçesinde üç adayda seçime girecek olursa, üç ayrı yönetimin dışında, üç ayrı il delege listesi üç ayrı Kurultay delege listesi yapılacaktır.
Sıkı bir hesaplamaya göre yapılacak bu listelerin kimi işaret edeceği de üç aşağı-beş yukarı belli olacaktır.
Aynı olay Tepebaşı için de geçerli olacağına göre, kongreden önce yapılacak çalışmalar, CHP’nin Eskişehir kaderini belirleyecektir ki, iki il başkan adayına dört ayrı listeyi paylaştırmak anlaşmanın dışında, çok zor olacaktır.
Çünkü ilçeleri, dört yüzer delegeden hesapladığınızda,
“İşler bir hayli karışacak”demektir.
--//--
Erman Gölet ve A.Kadir Adar’a il başkanlığı için aday olacak gözüyle bakılıyor. Gerçi şimdilik konuşmak çok erken ama, yukarıya aldığım olasılıklar karşısında, il Başkanlığına üçüncü bir aday daha çıkar diyenler var. Ama şimdilik isim vermiyorlar.
En iyisi biraz daha bekleyip gelişmeleri görmek galiba?.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
12 Şubat 2012-02-09
Günlerin getirdiği
-Fethi Aygün’ün tercihi-
Eskişehir Vergi Dairesi Müdürü Fethi Aygün açıkladı “Görevimden ayrılıyorum. Bundan sonra serbest yeminli mali müşavir olarak devam edeceğim” Fethi Aygün yaklaşık yedi yıldır, Eskişehir’de riskli bir görevi başarı ile yapan bir bürokrattı. Yaptığı hizmette yansız tutumu ile takdir toplayan Aygün diyor ki “Ekip çalışmasına önem verdim. Hiç bir zaman doğrudan şaşmadım. Yaptığım çalışmalar kamu oyu tarafından takdir edildi. Geride lekesiz bir kurum bırakmanın mutluluğunu yaşıyorum. Görevimden alnım ak, başım dik olarak ayrılıyorum. Eskişehir’e kazandırdığım yeni hizmet binası konusunda bana gösterilen güvene teşekkür ediyorum.”
Vergi Dairesi başkanı Aygün, görevinden ayrılıp yeni görevine karar verdiğini anlatırken diyor ki “Bu kararı ailemle birlikte aldık.” Bu yorumda yaşamın ayrı bir güzel yanı. Bir başka güzel yan ise, yedi yıl görev yaptığı il de bundan sonraki yaşamını devam ettirecek olması ki, çalışırken verdiği yansız hizmetin bana göre en önemli ürünüdür. Fethi Aygün’e yeni görevinde başarılar diliyorum.
-- Hemzemin geçitleri bıktırdı--
Kent ileri gelenleri basına kapalı yemekli toplantılarda buluşuyor. Ama, sorunlar olduğu yerde halkın yaşamını zora sokarak bekliyor. Yeni stadyum unutuldu. Gar binası ise, demiryolunun yer altına alınmasını bekliyor. Kış fena bastırdı. Hemzemin geçitleri her tren geçişinde iki tarafta uzun araç kuyrukları ile şehri ikiye bölerek yaşamı felç ediyor. Ankara yönünden altı yıl önce başlayan demiryolunun yer altına alınma işi, bir türlü Muttalıp Caddesi’ni aşamadı. Muttalıp Caddesi perişan. Sakarya Caddesi içler acısı. Vatandaşlar soruyor. Demiryolu şehir merkezinde ne zaman yer altına alınacak? Bu rezalet ne zaman sonra erecek?
Bir yanda kar ve soğuk. Diğer yanda kent merkezinde ki içinde çıkılmaz bir durum.
İnsanlar soruyor “Bu şehir bu kadar sahipsizmi?”
-Vatandaş soruyor—
-- Herkes aynı şeyi yapsa—
Bir okurumuz Opera durağında tramvaya hergün binip, aynı saatte işine gidiyormuş. Ve bu gidiş gelişlerde dikkatini durağın karşısında ki parkta yaşlı bir adamın tutumu çekiyormuş. Diyor ki “Bu yaşlı adam elinde naylon bir poşet ile etrafını saran güvercinlere bıkıp usanmadan yem atıyor. Güvercinlerle dost olmuş sanki. Bazıları adamın omzuna konuyor, bazıları başına.”
Ve okurumuz devam ediyor “ Ben hafta sonları çalışmadığım içim yakın olan bu parka, yem alarak gittim. Bu yaşıl adamın yaptığı gibi etrafımı saran güvercinleri yem atmaya başladım. O kadar samimi bir hava oluştu ki. İnanın hiç böyle bir zevk yaşamamıştım. Poşetimde ki yem bitti.Güvercinler etrafımdan ayrılmak istemiyorlardı. Şimdi her Cumartesi-Pazar günü parktaki güvercinlere zevkle yem atıyorum. Bu yaşlı adamı göremedim. Ama kendisine bana bu güzelliği aşıladığı için teşekkür ediyorum.”
Ne güzel bir duygu değilmi? Aslında parka kadar gitmeye de gerek yok. Evinizin penceresine, kapınızın önüne.. Ekmek kırıntılarını atsanız o da yeter..
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...