Büyük tartışmalar sonucu kabul edilen CHP’nin yeni tüzüğünde, seçimlerin “Çarşaf ya da blok”liste ile yapılabileceği yazıldı.
Ama, şimdiye kadar hiçbir kongrede,
“Çarşaf liste uygulanmadı.”
Adaylar:
“Blok liste oylamasını tercih etti.”
İşte en basiti, Eskişehir Odunpazarı ve Tepebaşı kongreleri
Geçen gün duydum.
Odunpazarı İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer, il kongresinde de,
“Çarşaf yerine blok liste uygulanacak”demiş.
Şimdi şu soru akla geliyor:
“Hangisi daha geçerli? “
Blok liste mi? Yoksa çarşaf liste mi?
Ekip çalışması ve kadro olayı dediğiniz de “Blok”liste olabilir.
Ama seçme ve seçilmenin tabana yayılması, isteyenin aday olması, istediği adaya oy vermesi dediğiniz de “Çarşaf “öne geçe bilir.
Artı, çarşaf liste zaman ister, okuma yazma ister, isim belleme ister.
Bin kişinin ya da daha fazla ismin yer aldığı “Çarşaf” listeyi düşünün.
Bazıları bunun için anahtar liste kurnazlığına yatsa bile zor iş değil mi?
--//--
Her neyse, gelelim CHP’de 20 Mayıs 2012 tarihinde yapılacak il kongresine.
Şimdilik açıklama yapan olmasa da, il başkanlığı için isimler dillendiriliyor:
“Erman Gölet, Erdal Caferoğlu, A.Kadir Adar, Nihat Çuhadar.”
Erman Gölet peşine takdığı ilçe başkanları Erdal Çakıcıer ve Vural Yörük ile, hava yapa dursun, partinin tabanı endişeli.
AKP’nin kapı kapı dolaştığını belirten politik gözlemciler:
“Baskın bir yerel seçim CHP için yıkım olabilir” yorumunu yapıyorlar.
CHP içe dönük politikaya devam ediyor nedense.
İl Kongresi kulisleri sürerken, kurultay delegelerine çevrildi gözler.
“Sütten ağzı yananlar, yoğurdu üfleyerek içermiş” ya...
Ona benzedi işler.
12 kişilik Kurultay Delegesi nasıl saptanacak göreceğiz.
Altısı içerden, altısı dışarıdan mı olacak?
Gene “Önder Sav”adı konuşulacak mı?
Öyle diyenler var çünkü.
--//--
Kazım Kurt ile ayak üzeri konuştuk.
“Nasıl gidiyor” dediğimde,
“Her şey yoluna girecek”yanıtını verdi gülerek.
Doğrusu neyin yoldan çıktığını, neyin yola gireceğini anlayamadım.
5 Mayıs 2012-05-02
Günlerin getirdiği
Çevre yolu ve üst geçitler
Önceki gün “Adak kurban” almak üzere, eski hayvan pazarının o tarafa gittik. Kurbanlık satıcının hayvanları Takkalı’daymış. Yanımıza aldık, Takkalı’ya gittik. Gittik ama nasıl? Çevreyolu boyundan karşıya geçmek için uzun uzun dolaştık. Bu arada yarım yamalak yapılan üst geçidi ve üst geçide karşın insanların nasıl tehlike içinde karşıdan karşıya geçtiklerini gördüm. Vatandaşlar diyorlar ki “Burada tehlike zor önlenir” Evet. Doğru şehir ile karşıda ki mahalleler kopmuş gibi.
Her neyse Eskişehir CHP Milletvekili, Kazım Kurt Ulaştırma Bakanlığına “Eskişehir Çevre yolu ne kadar güvenilir. Üst geçitler yeterli midir”diye sormuş. Bakanlık verdiği yanıtta “Üstgeçitler güvenlidir. Üstgeçitlerden günde 6 bin 979 kişi geçmektedir” demiş. Bir hayli ilginç değil mi? Kazım Kurt diyor ki “Böyle baştan savma yanıt olmaz. Vatandaş üst geçitlerden yakınırken, bakanlığın yeterli demesi, dahası geçen insanların sayılmış gibi gösterilmesi bana komik olarak geldi. Sekiz üst geçidin hangisinin başında adam var ki, geçenler sayıldı anlayamadık” Fazla söze gerek yok sanıyoruz. Yaşayanlar ortada çünkü. Geçenler, geçerken kazaya kurban gidenler de.
---Süt içen çocuklar—
Yıllar önce okullarda “süt tozu”dağıtılır. Hizmetliler bu süt tozlarını suyla karıştırırlar ve çocuklara içirirlerdi. Çok ilginç “Bu yardımın ABD tarafından yapıldığını” herkes bilirdi. Dahası kamuoyun da süt tozları için “hayır kampanyaları” başlatılmıştı. Daha sonra yardımın şekli değişti. Fındık, üzüm gibi maddeler dağıtıldı. Okullara çuval çuval gelen maddeler çocuklarımıza yemeleri için verildi. Ve bu yardımında uzun ömürlü olmayıp kesildiğini görmüştük. Dikkat edin, nereden çıktıysa çıktı. Şimdi de paket süt dağıtılmaya başlandı çocuklarımıza. İhtiyacı olsun olmasın her okula koli koli dağıtılan sütü içen çocuklar son günlerde “zehirlenmeye başladılar” Televizyonlarda ve basında izliyoruz. Paket içinde ki sütü içen çocuklar zehirlendikleri için hastanelere kaldırılıyorlar. Türkiye’nin her tarafında başlayan zehirlenme olayına ne yazık ki, Eskişehir’de katıldı. Anneler “çocuğumuza süt içirmeyiz”diye feryat ediyorlar. Okul yöneticileri tedirgin. Okullara dağıtılan sütün kaynağı için farklı yorumlar yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere bazı bakanlar “Çocuklar süt içmeye alışkın olmadıkları için böyle yapıyorlar” diyorlar. Dün gene Eskişehir’de değişik yönlü yakınmalar aldık. Sütün kaynağı neresi? Parasını kim ve nereden karşılıyor? Çocukların süt içme zorunluluğu var mı? Bilen yok. Bekleyeceğiz mecburen. Tren nerede duracak?
Vatandaş soruyor
Fenni muayene çıkmazı
Ticari taksi sahibi Hüseyin B. Zamanı geldiği için aracını fenni muayeneye götürmüş. Her türlü denetimi yapan yetkililer “Gaz sızdırmazlık” belgesi istemişler. Okurumuzdan gereği gibi yaptırmış. Tekrar aynı yere gidip, fenni muayeneyi yaptırmış. Yaptırmış yaptırmaya da Hüseyin B.nin kafası karışmış. Başka birinden istenmeyen “Gaz sızdırmazlık” belgesinin neden kendisinden istendiğine akıl erdirememiş.
Diyor ki “Bu nasıl iştir anlamadım. Benden istenen gaz sızdırmazlık belgesi başka sürücüden istenmedi. Acaba benim aracıma taktırdığım gaz tüpünün markasına mı taktılar kafayı. Çünkü tüpün markası dışında her şeyimiz aynıydı. Bu çifte standart değil de nedir? Yetkililerden bunun yanıtını istemek hakkım olmalı değil mi?”
Haklı ve yerinde bir soru. Eğer Hüseyin beyin aracında ki tüp yasaksa neden taktırıyorlar değil mi? Yasak değil se, neden “ sızdırmazlık belgesine” takıyorlar.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...