CHP yenileniyor...
Ama yenilenirken, bir zamanların nezaketini unutuyor. Bir şeyler yok ediliyor CHP!
Sözü delege seçimlerine getirmek istiyorum
. Biraz kibarlık, biraz nezaket gerekiyor.
3 isim yazmak istiyorum...
İl başkanı Abdülkadir Adar, Milletvekili Jale Nur Süllü ve Parti Meclisi üyesi Gaye Usluer...
Delege olmadılar ya da seçilemediler!
CHP açısından şık ve güzel değil...
Böylesi isimler tek liste varsa listeye yazılır.
iki liste varsa ikisine de yazılır. Siyasi nezaket bunu gerektirir. Bir zamanlar CHP'de durum böyleydi...
CHP, bu anlayışla iki adım ileriye gidemez! Unutmayın iktidar yürüyüşünün birinci
kuralı el ele kol kola girebilmektir...
Listelere yazmamak, seçtirmemek için uğraş vermek şık değil!
Kişiler üzerinde durmuyorum. Makamlardan bahsediyorum.
Milletvekilini, il başkanını, Parti Meclis üyesini yarıştırmak CHP açısından hoş olmasa gerek!
MAYMUN İŞTAHLI!
Kimi zaman bazı insanlara, bazı zamanlarda, bazı olaylardan sonra “Maymun iştahlı” deriz. Peki neden?
Sosyal medyada okuduğum bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum...
***
Asya’da avcıların maymun yakalamak için kullandıkları bir çeşit tuzak vardır.
Bir hindistan cevizi oyularak i
ple ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ise ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur.
Bu yarık sadece maymunun
elini açıkken sokabileceği kadar büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz.
Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği almak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar; ama
yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır.
***
Sıkıca yumruk yapmış olduğu elini, bu yarıktan dışarı çıkaramaz.
Avcılar geldiğinde, maymun çılgına döner ama kaçamaz.
Aslında bu maymunu, tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama yiyeceğe olan açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki
bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
.../...
Bizleri de tuzağa düşüren şey açgözlülüğümüz ve kendi bağımlılıklarımızdır. Bizi özgür kılacak olan da bu tutunduğumuz şeylerin farkına varıp onları bırakmaktır.
ÜRETİM YOKSA!
Ekonomiden pek anlamayız...
Ama bilinen bir hikayeyi anlatayım:
Almanya'da 1923’ten önce bir baba ölür; iki oğluna büyük bir miras bırakır. Biri tüm parasını bankaya yatırır. Diğeri her akşam kafayı çeker.
1923'de Almanya yüksek enflasyonundan sonra bankada parası olan oğul yoksullaşır. Her akşam kafayı çeken oğul içtiği içki şişelerini satarak zengin olur.
.../...
Örnektir!
Türkiye'de sürekli olarak faiz, altın ve döviz üzerine yorumlar yapılıyor. Elinde parası olanın nereye yatırırsa zarar etmeyeceği yada daha fazla kar elde edileceği anlatılıyor...
Hiç birinin bir birinden farkı yok. Üretim yapmıyorsak eldeki avuçtaki gider!
MUTLULUK!
Joseph Murphy şöyle diyor:
Mutluluk bir zihin durumudur.
Onu yaşayacağınız günü siz belirlersiniz.
Mutluluğu seçme özgürlüğüne sahipsiniz.
Bu size olağanüstü basit görünebilir ve gerçekten öyledir de.
Belki de insanların mutluluğa giden yolda tökezlemelerinin sebebi de budur.
BOŞ!
-Boş silahtan değil, boş insandan kork!
-Çünkü...
-Şeytan içi boş silahı değil, aklı boş insanı doldurur!
GÜNÜN KARİKATÜRÜ