Görüşler
Can sıkan olaylar!..
Düne kadar "açılım"dı, sonrasında "barış süreci" diye konuldu önümüze...
Akil adamlar! kent kent gezip, sözde "özgürlük" ışıkları sızdırmaya başladılar...
Ve "Gezi Parkı" gençleri çıktı ortaya...
50-100 kişiyle başladı Taksim'deki olaylar...
Yüzbinlere ulaştı ve milyonlarla tüm yurdu sardı…
Baktılar, olmayacak...
"Müdahale etmeyeceğiz" diyerek aldattılar gençleri... Yakıp yıktılar...
Bitti mi dersiniz? Hayır…
"Sadece biraz canımız sıkılıyor!.."
………
Yine yeri geldi öykünün...
Açık denizlere yol almaya hazırlanan bir gemiye son anda üç kişi daha geliyor...
Koşa koşa kaptan köşküne tırmanıyor ve tayfa olmak istiyorlar...
Kaptan soruyor:
"Ne iş yaparsınız?
Biri yanıtlıyor:
"Ben çok iyi görürüm. Millerce uzakta yaşanan bir olayı yakalar, uçan kuşu kaçırmam..."
Öteki söze karışıyor:
"Ben de çok iyi duyarım. En küçük sesi bile haber veririm size..."
Kaptan üçüncüye dönüyor:
"Peki, sen ne yaparsın?"
Tayfa adayı gülümsüyor:
"Benim de canım sıkılır..."
Kaptan, bir anlam veremiyor ama üçünü de işe alıyor... Gemi yola koyuluyor... Bir süre sonra üç tayfa soluk soluğa kaptan köşküne geliyor... Önce iyi gören atılıyor:
"Çok uzakta bir gemi var, kaptan köşkünde de çok güzel bir kız gergef işliyor..."
Sıra çok iyi duyanda:
"Evet, şimdi duydum, iğnesini yere düşürdü..."
Üçüncüye dönüyor kaptan...
0 da "İşte kaptan" diyor:
"Benim de bunlara canım sıkılır!.."
………
Herkes görüyor, herkes duyuyor ve de hepimiz bu gemide tayfayız ama..
"İşte bizim de sanımız buna sıkılıyor!.."
Dikkat alçak köprü var
Kamyon şoförü otoyolda giderken "Dikkat alçak köprü!" yazısını görmesiyle köprünün altına sıkışması bir olmuş…
Son derece sinirlenmiş...
Uyarı levhasının daha köprüye gelmeden önce neden konulmadığına bozulmuş... Bu arada otoyol kapanmış, arkasında kilometrelerce araç birikmiş...
Saatler sonra da bir ekip gelmiş...
Araçtan ağır adımlarla sırıtarak bir polis inmiş, kamyonun yanına gelip ellerini beline koymuş:
"Sıkıştın haaaa!"
"Hayır memur bey" demiş şoför:
"Köprüyü taşıyordum, mazotum bitti!.."
Niye ağlıyormuş?
Gelin ve kaynanalarla dolu bir minibüs kaza yapmış. Kaynanaların hepsi ölmüş. Herkes gülüp oynarken, gelinin biri hüngür hüngür ağlıyormuş... "Ayol kurtulduk işte, niye ağlıyorsun?" diye sormuş biri... Talihsiz gelin de yanıtını vermiş:
"Ben kaynanamı evde unutmuştum!..”
Konfüçyüs'tan
Dostların kimler olduğu da kendisini ölçebilmesi için önemlidir. "Konfüçyüz" dostlar için şöyle diyor:
-Faydalı olan üç çeşit dost, zararlı olan üç çeşit dost vardır...
"Dürüst insanlarla dostluk, dengeli insanlarla ve tecrübeli insanlarla dostluk faydalıdır..."
Madalyonun diğer yüzüne gelince..
"Yüze gülücüklerle dostluk, içten pazarlıklılarla dostluk ve gevezelerle dostluk zararlıdır..."
Hem önder, hem Özen’li!
Bu başlıkla Eskişehirli "Önder Özen" kaleme almış Kaan Kavuşan...
Akşam yazarı, Beşiktaş’ın "Futbol Genel Direktörü olan Özen'in başka yönlerini de dile getirmiş...
Önce futbolla girmiş:
-Futbolla ilgilenenler Beşiktaş'ın yeni Futbol Genel Direktörü "Önder Özen"i az çok tanıyor. Daha önce Fenerbahçe'de çalışmış ve "Zico" döneminde yardımcılığını yapmıştı. Hatta Zico'nun Brezilya Milli Takımı için adı geçtiğinde özen'in de yardımcısı olacağı söylenmişti.
"Futbolcular konuşmalı, yönetimler onları susturmamalı, tweet de atmalılar" diyecek kadar demokratik biri önder...
Eskişehir'den yetişen genç yeteneği başka yönleriyle de kaleme almış Kaan Kavuşan:
- Önder Özen sadece futbolla değil, genel kültürüyle de dikkat çeken bir isim. Karşısına oturup "Danny Boyle" filmlerinden yahut "kült" filmlerinden olan "Trainspotting"den rahatlıkla bahsedebiliyor. Müziğin derin sularına inip "Pink Floyd"dan söz açabiliyorsunuz. "Elizabeth Coote-Lynn"in yazmış olduğu şiirleri analiz ederken "Ahmed Ariften de dem vurabiliyor. Libya hakkında "Diktatörün faşizmiyle, Batı'nın emperyalizmi arasında kalmak bir seçenek mi?" diye sorgulayabiliyor.
…….
Kısacası, Önder Özen’i bizim de bilmediğimiz yönleriyle tanıtmaya çalışan gazeteci Kaan Kavuşan şöyle noktalamış yazısını:
“Portekiz ve İngilizceyi çok iyi konuşan Önder’in Beşiktaş’ta başarılı olacağına inananlardan biriyim…”
Günün Olayı
"Dolmabahçe Camii’nde içki içildi" diyen Erdoğan’ı yalanlayan müezzin hakkında soruşturma açıldı. "Polisimi yedirtmem" diyen iktidar işine gelmeyince müezzinleri bile yer...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Bu ülkede telefon açıp çağırırsanız "ambulans, itfaiye" filan ne zaman gelir bilinmez ama,
"Hükümet istifa" diye slogan atarsanız polis anında gelir…
Çarşı’dan Çarşı’ya gelin
Bugün üçüncü "Çarşı" da durağımız...
"9. Sütun" adını da yakında "9. Çarşı" yaparsak şaşırmayın!
Esprinin ışığında bugünkü "Çarşı" bambaşka!..
"Deniz Bilen" bir doktor ve Beşiktaş'ın Çarşı taraftarı…
"Sevda Öztürk" de Spor koordinatörü ve o da bir Çarşı taraftarı...
İki Çarşılı, hafta içinde Sazova'da dünya evine girdiler…
Anneler "Sultan ve Nezihe”, babalar “Hayrettin ve Bahar”ın mutlu günüydü bunlar…
"Sevda-Deniz" çiftini kutluyor, ömür boyu mutluluklar dilerken, dünyaya gelecek yeni "Çarşı"ları da bekliyoruz….
Günün Şiiri
Keder
Kuvvetimi de hayatımı da kaybettim
Kaybettim hem dostlarımı hem de neş’emi
Ah! Nem var nem yok kaybettim her şeyi
Nerde dehama inandıran azametin?
Bir zaman geldi ki tanıdım hakikati
Önce sadık bir dost olduğunu zannettim
Ne zaman hakikati sezdim ve hissettim
Hemencecik ondan öyle nefret ettim ki
Elden ne gelir, hakikat ebedidir
O'nu anlamadan bu dünyadan göçenler
Yaşadıydık diye söyleyebilirler mi?
Ulu Tanrı soruyor, cevap ister elbet
Bu dünyada bana kalan yegane servet
Olsa olsa ağladığım anlardır belki...
Alfred de Musset (Varlık-1951)
Gerilim
PKK ile mutabakat yapan iktidarın bu ülkede artık hiç kimseyi "terörist" diye suçlamaya hakkı yoktur...
Kolsuz Yasar’dan
Sabah-akşam yürürsen bu yollarda..
"Tabii siyastik olursun yolcu!..”
Günün Balı
Aman dikkat!
O Taksim'deki ağacın dalına zarar gelmesin...
En son odur...
"Atatürk'ün mirasından kala kala..."
Bekir Coşkun