Günlük yaşamda, gördüklerinizi ve duyduklarınızı nasıl anlamlandırdığımız biraz da olaylara hangi pencereden bakmayı tercih etmemizle ilgilidir.
Maalesef bazıları, başkalarını kötü duruma düşürmek ya da öyle göstermek gibi konulardan beslenme alışkanlığına sahipler…
Mevlana bu durumu; “senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamurlu görünür” sözüyle ifade etmektedir…
Bu nedenle, kendi elleriyle çamura buladıkları pencerelerinden başkalarının bahçelerine bakarak, bataklık gördüklerini sananalar, sadece kendilerini aldatırlar…
Oysa başkalarının çirkin olduğunu söyleyerek, kimsenin güzelleştiği görülmemiştir…
Bundan üç yıl önce yazdığım “Çapsızlığın Telafisi” başlıklı köşe yazımda belirttiğim gibi; “bu tür insanlar, dar çaplarının kendilerine sağladığı hızlı ve kolay yuvarlanma avantajını da kullanarak, onları daha büyük gösterecek zeminlere tutunmaya çalışırlar.”
Çünkü onlar, zemin küçüldükçe daha büyük görüneceklerini zannederler…
Oysa önemli olanı önemsizden ayırabilme, sebep-sonuç ilişkilerini anlama ve farklı konular arasında etik olarakbağlar kurabilme yeteneklerini tarafsız bir yaklaşımla ele alabilenler, daha kolay çap artışı sağlayabilirler…
Bu tür insanlarınyapması gereken ise; bir an önce dünyaya açılan pencerelerindeki çamurları temizleyerek, kafalarındaki kokuşmuşdüşüncebataklıklarından kurtulmaya çalışmaktır.
Unutulmamalıdır ki; temiz bir pencereden gördüklerinizle düşünebilmeyi, zihinsel geviş getirmeden ayıran en önemli özellik, fikir üretimiyle sonuçlanan akla dayalıve iyi niyetli bir süreç olmasıdır...
Yine harika bir yazı olmuş hocam,elinize sağlık.