Kırsal kalkınma hamleleriyle birlikte tüm Türkiye'nin dikkatini çeken Büyükşehir Belediyesi, şimdi de mor patates yetiştirmeye başladı. İtiraf ediyorum mor patates diye bir şey olduğunu ilk defa duyuyorum. Patatesin de moru oluyormuş demek ki. Hoş Büyükşehir Belediyesi yaptığı çalışmalarla pek çok insanın suratını morartıyor gerçi. Ancak insanın moru olduğunu bilmeme karşın, patatesinkini bilmiyordum. Hemen olağanüstü araştırmacılık kaabiliyetimi ortaya koyarak ve burnumun üzerindeki hipermetrop gözlüğünü düzelterek ve harfleri arayıp, sağ elimin işaret parmağıyla tek tek basarak "mor – pa – ta – tes" diye google arama motoruna yazdım. Şimdi artık mor patates uzmanı sayılabilirim.
Efendim insanın morartılmışını bilmem fakat patatesin morunun pek çok faydaları varmış. Vücudu toksinlerden de temizlediği belirtilen mor patatesin lezzetinin de bir başka olduğu söyleniyor. Vitamin oranları çok yüksekmiş. Mesela potasyum oranı muzdan bile fazlaymış, antioksidan özelliği varmış. Mor patatesin fiyatı da çok güzelmiş. Kilosu 60 liraya kadar çıkabiliyormuş. Bu sebeple mor patates üretimi son zamanlarda popülerleşmiş durumda.
Elbette Büyükşehir Belediyesi bu patatesleri kızartıp, üzerine de mayonez sıkıp atıştırmak için üretmiyor. Buradaki patatesler "tohumluk" olarak Eskişehirli çiftçimize dağıtılacak ve köylümüzün daha iyi para kazanmasına vesile olunacak. İnşallah Eskişehirli çiftçimizin yüzü gülecek.
Büyükşehir Belediyesini tebrik ederim. Patatesi bile morattılar ya; helal olsun vallahi...
Büyükşehir Belediyesi bir süredir kamuoyunda konuşulan ve servis araçlarının ihalesine ilişkin olan iddialara yanıt verdi. Önce iddialardan bahsedelim.
Bilindiği gibi Eskişehir Servis Araçları İşletmeleri Esnaf Odası'nın açıklamalarında Büyükşehir Belediyesi'nin bir nevi ısmarlama bir ihale yaptığı, Eskişehirli işadamlarının Büyükşehir Belediyesi tarafından dışlandığı belirtilmişti.
Bununla ilgili iddialar benim de önüme gelmişti. Açıkçası üzerinde bile durmamıştım. Bir gazeteci olarak en büyük endişelerimden biri, ihaleye giren veya girmeyenler tarafından kandırılmaktır. Sonra arkanızdan, "Onlar gazeteci değil, ihale takipçisi" diyebilirler. Dikkatli olmak lazım.
Zaman zaman belediyeler bazı ihaleler açar ve bu ihaleyi kaybedenler üzülür. Buraya kadarı normaldir. Ben de bir işletmeci olsam ve almak istediğim bir ihaleyi kaybetsem hayal kırıklığına uğrarım. Ancak, "Kısmet değilmiş" diyerek yoluma bakarım. Doğrusu da böyle düşünmektir zaten. Ticaret biraz da nasip işidir.
Ancak ihale kaybetmeyi bir mağlubiyet gibi görenler, haysiyet meselesi yapanlar da olabiliyor. Hatta bu kişilerin arasından kendisini "Kurnaz", gazetecileri de "Saftirik" zannedenler bir takım iddialar ortaya atabiliyor. Doğal olarak politikada tecrübesiz olan, ancak kendisini yine "Kurnaz" zanneden yeni yetmeler de kamuoyunu manuple etmeye çalışabiliyor.
Her neyse...
Büyükşehir Belediyesi'nden öğrendik ki Eskişehir'den açılan servis ihalesine yerel işletmecilerden bir ilgi olmamış. Yani ihaleye bile girmeyenler, "Biz ihaleden dışlandık" ifadelerinde bulunmuşlar. Kendilerine tavsiyem cin olmadan şeytan çarpmaya çalışmasınlar. Sonra bir açıklamayla adamı yerin dibine sokar, mor patates gibi yaparlar...
Hizmet sektörünün bir senedir ciddi kısıtlamalara uğradığını, bu nedenle de hasar aldığını kaydeden ETO Başkanı Metin Güler, esnafın yeni bir kapanmanın getireceği yıpranmayı kaldıramayacağını belirtti.
Son bir buçuk senedir, esnafımızın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Kovid 19 krizi nedeniyle sürekli sokağa çıkma yasakları uygulandı. Ancak fabrikalar kapanmadı, tarlalar boş kalmadı. İşin tuhaf yanı zincir marketler de kapanmadı. Yani olan küçük esnafa oldu. Bütün bu süreç içerisinde ya hiç yardım almayan yada göstermelik yardım alan esnafımızın hâlini soran bile olmadı.
Şimdi ekonomi öyle bir çöküş noktasına geldi ki, "Ya açlıktan öleceğiz, ya kovitten" diyen hükûmetimiz, bari açlıktan kıvrana kıvrana ölmeyelim, virüs bir seferde alsın götürsün diyerek yeniden açılmaya karar verdi. Sağlık adına kötü, ancak esnaf adına iyi bir karar.
Fakat eğer ki hastalık yayılım hızın artırırsa – ki bu kaçınılmaz – yeniden kapanabiliriz. İşte o zaman esnafımızın – Allah saklasın – ayakta kalmayı başaranları bile iflas bayrağını açabilir.
Hükûmetimizden rica ediyoruz; aman şu "Aç – Kapa" oyununa bir son veriniz...
Morartan mor patates ve ESKİŞEHİR ENDÜSTRİ FUARI arif olan anlar
Büyük şehir belediyesi ayağına sıkıyor iş adamlarını dışlamak nedir
Alakası yok kardeşim. Onların rantı bölünecek onun için yaygara yapıyolar. Belediyenin yeni s plakaları kendilerine gitseydi sesleri çıkmazdı. Plakaları alamadılar ya, hemen çamur atıyolar. Bir panelvan servis en az 2 veya 3 firmaya servis çekiyor. Sence başkaları bu işe girse kazançları düşmez mi ? Bu işlerin de sağlam rantları var. Kimse kurulu düzenine çomak sokulmasını istemez ! Rantını paylaşmak istemez !
Kerem bey; farkında mısınız ? her belediye haberinin altına gelip heykel heykel heykel ühü ühü ühü, diye sızlanan bir tayfa var. Bu haberleri sanırım görüpte görmezden geliyorlar. Ama ben artık şuna karar verdim; Bence bu heykel krizine girmiş olan tayfayı büyük bir depoya kapatmışlar, aylar hatta yıllar boyunca sabah, öğlen ve akşam aralıksız heykel resimlerini, heykelli filmleri izletmişler. Tabii bence bununla da kalmamışlar bunlara heykel heykel diye slogan attırmışlar, bağırttırmışlar. Böylece beyinlerini yıkamışlar bunların. Birde okuduklarını anlama diye bir dertleri de yok bunların. Bunlara laf anlatmak bile deveye hendek atlatmaktan zor...