Bilindiği gibi Büyükşehir Belediyesi kadın şoför almak istediğini kamuoyuna duyurmuştu
Bilindiği gibi Büyükşehir Belediyesi kadın şoför almak istediğini kamuoyuna duyurmuştu. Aynı Büyükşehir Belediyesi şimdi de cadde ve otoparklarda çalışacak kadın personel almak istediğini açıkladı. Dünyada başka bir memlekette 'Otopark mafyası' diye bir kavram var mıdır bilemiyorum. Ancak bizim ülkemizde otopark görevlisi dendiği zaman akla, 5 günlük kirli sakalı olan, yaka düğmelerini göbeğine kadar açıp kıllı göğsünü teşhir eden değnekçiler gelir. Neden otopark görevlisi olarak kadınlar çalışmayacakmış ki? Aslında bu 'Neden' sorusunu pek çok meslek için söyleyebiliriz. Mesela neden kadın halk otobüsü şoförleri olmuyormuş ki? Veya neden kadın çöpçü istihdam etmiyoruz diye bir soru da sorulabilir. Türkiye'ye pek çok konuda örnek olan Büyükşehir Belediyesi bu konuda da bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. Eskişehir'de nicedir kadın temizlik görevlisi çalıştırıyorduk zaten. Şimdi buna otopark görevlileri ve şoförler de eklenecek. Biz gazeteciler kadına yönelik şiddet hakkında yazıp çiziyoruz. Aslında kadına yönelik şiddetin temelinde, kadınlarımızın ekonomik özgürlüklerine sahip olmaması yatıyor. Üstelik bazı meslek gruplarını 'Erkek işi' diye kadınlarımız bile kanıksamış durumda. Şimdi bu algıları kırmak üzereyiz; en azından Eskişehir'de... "Hayatın her alanında daha fazla kadın gücü olması gerektiğine inanıyor, kadınlarımıza çok güveniyoruz" diyen Büyükşehir yetkililerini tebrik ederiz. Kendileri kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapıyorlar. Çok da güzel yapıyorlar..
Karacan haklı
Ankara'da Türkiye Kooperatifler fuarı düzenlendi. Üreticilerimizin kooperatifler aracılığıyla gelişeceği açık. Keşke kooperatifçiliği daha çok destekleseydik. Çünkü üreticinin birlik olmadığı bir ortamda meydan Alman tohum şirketlerine, İsrail ilaç şirketlerine kalıyor. Çiftçimiz alın teriyle toprağı suladıkça, İsrailli ve Alman kodomanlar para kazanıyor. Her neyse... Fuara katılan Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, ülkemizin dört bir yanının nimetlerle dolu olduğunu ifade etmiş. AK Parti Milletvekili Karacan doğru söylemiş söylemesine de eksik söylemiş. Neden 7 iklime sahip olan memleketimizde Kanada mercimeği, Meksika kuru fasulyesi veya Sırp eti yediğimizi de sormasını beklerdik kendisinden. Sanırım bu senginliklerimizden ve Allah'ın bize bahşettiği nimetlerden yararlanmak için daha iyi organize olmalıyız. Mesela Harun Karacan gibi ticaretin kitabını yazmış bir isim Gümrük ve Ticaret Bakanı olsa fena mı olurdu? Fakat biz – Burası çok önemli – işi liyakate göre değil, sadakate göre veriyoruz.
Kabukçuoğlu doğru noktaya değinmiş
İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası'nın Eskişehir Şubesini ziyaret etti. Kabukçuoğlu gelişmiş Avrupa memleketlerinde 2020 ve 38 yılları arasında kömürlü termik santrallerden vazgeçileceğini hatırlattı. Burada Kabukçuoğlu'nun sözlerine üç farklı hatırlatmada bulunarak destek verelim. Birincisi aralarında Almanya, Fransa, İtalya ve Hollanda'nın da bulunduğu gelişmiş ülkelerin kömürlü termik santralden vazgeçtikleri doğru. Ancak İngiltere ve İspanya gibi yine gelişmiş bazı memleketlerin kömürlü termik santralle yola devam edeceklerini de unutmayalım.İkinci olarak temiz enerjiye yönelen ülkelerin çoğu, zaten mevcut kömür stoklarını erittikleri için bu yola yöneliyorlar. Üçüncü ve son olarak adı geçen ülkeler, nicedir temiz enerjiye yatırım yapıyorlardı. Bu hatırlatmalarımızı yaptıktan sonra konumuza geri dönelim. Kişisel olarak kömürlü termik santrallere karşı değilim. Fakat bu santrallerin ancak son çare olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Hele ki Alpu gibi Allah'ın bize bahşettiği verimli toprakları zehirlemek, akıllı adamın yapacağı iş değil. Peki biz ne yapıyoruz? Milli iradeyi hiçe sayarak bir takım yandaş şirketlerin kasasını dolduracak, ancak milleti de zehirleyecek projeler yapıyoruz. İtiraz edene de tüy dökücü krem veriyoruz. Bari bir de kına dağıtsalardı yanında...