Büyükerşen'in gözlemi

Görüşler

Büyükerşen’in gözlemi

 

Sen "Eskişehirli"sin...

Çok değil, daha 15 yıl öncesine kadar Eskişehir'e giren otobüslerin muavinleri mola verirken bağırırdı:

"Kerbela'ya geldik sayın yolcular, ama merak etmeyin sadece on dakika kalacağız…”

Ya bugün?

Rüyamızda görsek inanmazdık!

"Eskişehir'i görüp, gezebilmek için günlük turistler geliyor..."

………

"Büyükerşen" aklımıza geldiği her an, böyle seslenmek geliyor içimizden Eskişehir'e…

Peki o ne düşünür?

"9. Sütun" adlı kitabımızın önsözünde bakın neler yazmıştı:

- Türkiye'nin büyük metropol kentlerinde ve de özellikle İstanbul'da yaşayanların çoğu Anadolu kentleri için "taşra" sıfatını ortak bir sözcük olarak kullanırlar. Bu sözcükte biraz küçümseme, biraz da kıytırıklık (marjinallik) yatar. Onlara göre, taşra, sanatın, kültürün, uygar değerlerin pek uğramadığı, insanlarının da genellikle ancak metropoldekilerin yararına hizmet verebildikleri ölçüde kıymet-i harbiyeleri olan yerleşim alanlarıdır. Anadolu, baştan sona taşraların ve taşralıların doldurduğu bir toprak parçasıdır.

Bunları, bir taşra kentinde, gazetecilik yaparak yaşam savaşı veren, inatçı bir kalemin ürünlerinden, güzel, renkli, (ama aralarında kaktüsler de bulunan) bir demetin derlendiği bu kitabın önsözünü yazarken düşündüm.

Büyük gazetelerin, büyük kentlerdeki küçük ölçekli haberleri ile uğraşanlar, çoğu kez kendi¬lerinden daha küçüklerin bu meslekte yaptığı büyük işlerin farkına varmazlar.

"Çünkü metropoller dışında Anadolu'nun kentleri hep taşradır."

.......

Eskişehir'i "Kerbela" yakıştırmasından kurta¬ran ve bugünlere getiren "Yılmaz Hoca"nın bize bakışı da böyle...

" Taşralıyız...”

“Ama onurluyuz..”

Kendisi de aynı yollardan geçtiği için sevilip sayılıyor...

Onun için de eleştiriliyor…

Ama vicdan sahibi Eskişehirli..

"Ona çok borçludur, çok..."

 

 

Bademlik Projesi Büyükşehir’indir

Temel atma törenine gitmedik ama Polimeks firmasının Yönetim Kurulu Başkanı "Erol Tabanca"nın şu sözü dikkatimizi çekmişti:

"Bademlik, en küçük işimiz..."

Peki, neden Eskişehir'e geldiler?

"Kimsenin kuşkusu olmasın ki, önce Eskişehir sevgisi, sonra Büyükerşen’in ricası…”

Bülent Özyazıcı'nın şu satırları da ayrıca dikkatimizi çekmişti:

"Nedense birkaç gündür bazı gazeteler ve bazı yazarlar ısrarla projenin yapımcı firmaya ait olduğunu ileri sürüyorlar..."

Ve de devam ediyor:

"Bunun arkasında yatan nedeni anlamak mümkün değil, eğer eleştiriyse bu eleştiri değil tamamen kamuoyunu yanlış bilgilendir¬medir. Biz gazetecilerin görevi kamuoyunu doğru bilgilendirmektir, yanlış ya da çarpık bilgi vermek değil..."

Bu sözlere imzamızı, atıyoruz...

Ama madalyonun diğer yüzüne bakmadan da geçemiyoruz...

Öncelikle..

"Projeyi Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı kesin..."

Ve de Eskişehir'in çok büyük bir tesis kazanacağı da ortada...

"Bu olayı mutlulukla paylaşmak yerine, projenin sahibini orda-burda aramak neden?"

Bülent noktayı güzel koymuş:

"Biz gazetecilerin görevi kamuoyunu doğru bilgilendirmektir, yanlış ya da çarpık bilgi vermek değil..."

 

Günün olayı

Suriyeli general Türkiye'ye sığınmış.

Şeeeeyyyy…

"Türkiye'deki general açığını duyduğu için gelmiş olamaz mı!..”

Fahrettin Fidan

 

Günün Biberi

AKP'li Hüseyin Çelik açıkladı:

"Bizim taban Ordu Şam'a demez."

Biliriz, dese dese "Ordu Silivri'ye" der.

Haldun Ertem

 

Günün Balı

Cehaletini itiraf eden, bir kez cahillik yapar.

"Cehaletini saklayan, bin kez tekrarlar."

Japon Atasözü

 

Günün Sorusu

Adem, neden ilk yaratılmıştır?

"Biraz kafa dinlemesi için!"

 

Cuk

Bazı horozlar, güneşin onların yüzünden doğduğuna inanırlar…

Thedor Pontaina

 

Gerilim

Medyamız, boyalı ve çok renkli..

"Ama düşünceler siyah-beyaz!"

 

Özdeyiş

İş güvencesi, hükümetin güvencesi için süresiz ertelenmiştir!..

Balthör

 

"İliştirilmiş Türk basını değil!"

Suriye'de iç savaş tümüyle dışardan, ABD'nin planı doğrultusunda çıkarıldı.

Türkiye, ne yazık ki isyanı kışkırtan ajan provokatörleri ve başta Libya, Suni ve Sünni Arap Baharları artığı paralı askerleri besleyen, silahlandıran karanlık güçlerin yanında yer aldı. Taşımacı¬lığını üstlendi. Dünyadaki özgür basın izliyor, yazıyor, söylüyor bu gerçeği.

"İliştirilmiş Türk basını değil!"

Mine. G. Kırıkkanat

 

Günün Şiiri

Irmak

Zamanı düşünüyorum boşuna harcadığımız

Ama neden düşünüyorum acılar

Yanılmalar neden huzur koymuyor içimde

Her şey bizden kopup gidiyor

Çocukluğumuz ilk eğilimler gençlik bahçemiz

Unutuş ırmağının suları altında kayıp

Gecenin bu pişmanlıkla

Dolu pişmanlıkla duruyorum

Sessizce akıyor derinde doymamış

Süregelen unutuluşlar kötülükler yanılmalar

İç dünyamızı bunca değiştirirken

Günlük hayatın basitliğine dayanmak güç

Acılarımla anlıyorum yoksul aşkım

Bize göre değil fazlasını istemek

Mehmet Ajlan (Varlık-1958)

 

Resimleri alan beyefendi

Ünlü ressam, son sergisinin ardından galeri sahibine sormuş:

- "Ne dersiniz, sergiden sonra eserlerime talep arttı mı?"

Galeri sahibi, kafasını kaşıyarak "aslında size bir iyi bir de kötü haberim

var" demiş:

"iyi haber, bir beyefendi uğradı ve yap¬tığınız tabloların siz öldükten sonra daha da değer kazanıp kazanmayacağını sordu.."

Ben de..

"Kesinlikle kazanır deyince 15 tablonuzun hepsini satın aldı..."

Ressam şaşırmış:

"İnanamıyorum, bu harika bir haber, peki ya kötüsü?"

Galerici hemen yanıtlamış:

"Resimleri alan beyefendi doktorunuzmuş!"

 

Soygun

Sokak serserisi “orta" yaşlı kadını gece karanlığında sıkıştırıp üzerinde para aramış ve "Paran yok mu?" diye sormuş.

Kadın "Üzerimde yok ama" demiş:

"Böyle aramaya devam ederseniz, size yüklü bir çek yazarım..."