Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in Aytunç Erkin’e verdiği röportajı dikkatle okudum. Gazetede bu önemli röportajı haberleştirdik…
Büyükerşen özetle 3 mesaj veriyor:
1-Adayın açıklanması gerekiyor.
2
-Kemal Kılıçdaroğlu aday olmalı
3-Bürokrasi nasıl paylaşılacak?
En önemli uyarı aslında “bürokrasi” konusu…
Sanırım şimdiye kadar bu konuya kimse dikkat çekmemişti!
Büyükerşen şu uyarıyı yapıyor:
-
Çünkü iktidar, kılcal damarlara kadar adamlarını yerleştirdi. Bu bürokrasi çok bozuldu. Bildiğimiz cumhuriyetin ilk dönemlerindeki bürokrasi değil!
…/…
Fotoğraf yıllar öncesine ait. Küçük, kitap fuarına katılmak için geldiği Eskişehir'de Büyükerşen'i ziyaret etmişti
Evet bürokrasi Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ki gibi değil…
Ünlü bilim insanımız Prof. Dr. Yalçın Küçük, 2002 sonrası AK Parti iktidara geldiğinde şöyle bir tespit yapmıştı. Tespitini yazmış ve söylemişti:
-
35 yıldır yüksek bürokrasinin en çok istedikleri takım hükümete gelmiştir.
-AKP 2002 yılında yüksek bürokrasinin, yüksek komutanların partisiydi…
…/…
Buradan şöyle bir sonuç da çıkarabiliriz…
Cumhuriyet bürokrasisi, AK Parti’den çok önce bozulmuştu. Bu bozuk bürokrasinin bir kısmı zaten 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini yapmış, başarısızlığa uğramış, hapse atılmış, firar etmiş, bir kısmı da daha sonra temizlenmişti…
Atılan bürokratların devlete geri
alınırsa, nasıl bir değişiklik yapılmış olacak?
Sorudur…
…/…
Büyükerşen’in uyarısı bu nedenle önemlidir…
Ortak mutabakat metnine dikkat edin! Aslında mutabakat metninin büyük çoğunluğunda
bürokrasinin restorasyonu (düzenlenmesi) var.
Yüksek bürokrasi, şu anda altılı masayı istiyor mu? Davutoğlu ve Babacan ikilisinin yüksek bürokrasi de gerçekten etkili mi?
Ya da atılan tüm bürokratları göreve iade edince bürokrasi düzelecek mi?
Bürokrasiyi değiştiremezsen, seçimi kazansan bile devleti yönetemezsin…
TEPEBAŞI’NDA FARKLI BİR ŞERİAT PANELİ!
Tepebaşı Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Kent ve Kültür Söyleşileri yoğun ilgi görüyor.
Şair Haydar Ergülen’in koordinatörlüğünde gerçekleşen söyleşilerin ocak ayı konuğu, Yazar Cemil Kılıç oldu.
Cemil Kılıç bir ilanhiyatçı…
Kendisini şöyle tanımlıyor:
-
Muhammedî Müslümanım, Emevi dininden değilim!
Kılıç, söyleşide şeriat ile ilgili bilgiler veriyor. Şeriatı tek cümle ile şöyle anlatıyor:
-
Şeriat Arap töresidir, Allah'ın yasaları demek değildir. Biz Türküz, bize bizim töremiz gerek.
Panelin sonunda Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Kılıç’a teşekkür ediyor:
- Sizin gibi milyonlarca insan olması lazım ki insanlar dini daha iyi tanısınlar. Çok teşekkür ediyoruz. Bu söyleşinin Eskişehir’de yansıması çok güzel olacak. Bu dönemde sizin
gibi aydın din adamlarına ihtiyacımız var.
YANLIŞ MASADASIN BİRADER!
6’lı masa ortak politikalar mutabakat metnini açıkladığı toplantısında İstiklal Marşı sonrası bir vatandaş, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atmaya başladı.
Herkes, şaşkın ifadelerle vatandaşa baktı…
-
Nerden çıktı bu der gibi…
Haliyle tek başına kaldı!
Bu sloganı atan vatandaşımız yanlış salonda olduğunu artık anlamalı…
Vatan Partisi, Memleket
Partisi olmadı Zafer Partisi salonlarına gitmesi gerekiyor…
GÜNÜN SÖZÜ!
Hayatta en acıklı şey, bir insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir. Carl Gustav Jung
GÜNÜN KARİKATÜRÜ