Cahit Akay’ın, çok bilinen tiyatro eseri “Sultan Gelin” Eskişehir Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konuldu…
Filmi de çekilen ve başrolünü Türkan Şoray’ın oynadığı Sultan Gelin, 70’li yıllarda sinema izleyicisinin büyük beğenisini toplamıştı. Sultan Gelin’in Eskişehir içinde ayrı bir önemi var. Daha filmi çekilmeden 1960’lı yıllarda içlerinde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de olduğu akademi öğrencilerinin kanlarını satarak kurdukları belediye tiyatrosunda oynanan oyunlar arasında Sultan Gelin’de yer almaktadır. Ve yapılan afişlerin hikayesini Yılmaz hocadan dinledik…
O oyunun afişleri ve dekorunu yapan isim ise Yılmaz Büyükerşen’dir. 1960’lı yıllarda Eskişehir’de klişe tekniği olmadığı için afişler, Yılmaz Büyükerşen ve Muhtar Özkaptan tarafından muşambadan kunduracı falçatasıyla kesilip, ıskerpela ile oyularak, şimdi otel olarak kullanılan eski Tepebaşı Belediyesi’nin bodrumundaki Güzeliş matbaasında 1800’lü yılların düz baskı makinası olan Frankental’de her renk için tek tek elle basıldı. Su kovaları içinde eritilen nişaştanın badana fırçaları ile sürülerek ıslatılan duvarlara, akademi öğrencileri tarafından yapıştırıldı…
Muşambadan yapılan afişten sadece bir tane kaldı. Haller Gençlik Merkezi’ndeki tiyatroya gidenler duvardaki afişler arasında Yılmaz hocanın isminin yazdığı afişi rahatlıkla bulabilir…
…/…
Büyükerşen’in parmak izleri, Eskişehir’in her yerinde!
MİLLETVEKİLİMİZ YOKMUŞ GİBİ!
Eskiden Eskişehir’in altı milletvekili vardı…
Siyaset hareketliydi. Her milletvekilinden bir ses çıkardı. Her gün bir beyanat, farklı bir görüş…
Şimdi Eskişehir’in 7 milletvekili var…
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’yi de sayarsak, 8 milletvekili…
Ama inanın bazen şu hisse kapılıyorum…
Sanki Eskişehir’in hiç milletvekili yok gibi…
ALKIŞLIYORUZ
İsmi önemli değil, liderin biri Bayburt'ta miting yapmış...
Kürsüye çıkmış...
Başlamış konuşmaya...
Alkışlar, alkışlar...
-Yaşa varol, tezahüratları...
-Türkiye seninle gurur duyuyor, sloganları...
Miting başlayalı bir saat olmuş! Meydana geç gelen bir Bayburtlu, bir saattir lideri dinleyen arkadaşına sormuş:
- Babo... Bu lider ne söylir ki böyle alkışlarsınız?
- Acele etme gardaş... Dur hele... Daha ne söylediği belli deel!
.../...
Memleketimizde kimin ne söylediğine bakmıyoruz...
Alkışlıyoruz...
Alkışlıyoruz...
Başkada ses duymak istemiyoruz.
SEKS KASETİ Mİ BİLİM KİTABI MI?
Başlıktaki soruya Stephen Hawking'in sözleriyle yanıt vermek en doğrusu olacak.
-Hayatım boyunca büyük sorularla yüzleşmekten büyük zevk aldım ve onlara bilimsel yanıtlar vermeye çabaladım. Belki de bu yüzden Madonna'nın seks üzerine yazdığı kitaplardan daha çok kitap sattım fizik üzerine...
İŞ VE TUTSAKLIK
“İşinin tutsağı olanlar, başkasının tutsağı olmaz.” der Thomas Cralyle. Bu nasıl bir tutsaklık ki kişiyi başka tutsaklıklardan koruyor? Bir gün aile dostlarından biri, banyoda tıraş olurken gördüğü Einstein’e sorar: “Tıraş olmak için neden banyo sabunu kullanıyorsunuz?” Ünlü fizikçi Albert Einstein: “İki sabun zihnimi meşgul ediyor.” diye cevap verir. …/… İşte bu anlayış, Einstein’ı ünlü fizikçi yapar. İşin sırrı burada. Tutkuya dönüşmeyen hiçbir başarı tarih sayfalarında yer almamıştır. Her başarının kahramanı, bizim kendilerine çılgın gözüyle baktığımız, düşüncelerinin, işlerinin tutsağı insanlardır. Tutku, bir erdem olduğu kadar, bir kusurdur. Dozunu iyi ayarlamak gerekir. Goethe, tutkuyu hakiki Anka kuşlarına benzetir. Eskisi yanınca küllerinden yenisi doğar. Tutkunun derecesini ayarlamada kullanacağımız ölçü, varlık bilincimizi oluşturan sağlam bilgidir. Belli bir noktadan sonraki tutkuları yenmek, Montesquieu’ya göre “insanın zaferi”dir. İşinde tutsaklık, kendini işinin dışındaki her şeyden soyutlamak anlamına gelmemeli; mutluluğu orada bulmak ve başarılı olmak anlamına gelmeli. Zaten, başarılı olduğunuz bahçede mutluluğun meyvesini de yemiş olursunuz.
GÜNÜN SÖZÜ
"Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki bir peşin hükümü söküp atmak, atomu parçalamaktan daha zor."
EINSTEIN