Görüşler
Büyükerşen’in 4’de birleri
Gazeteci arkadaşlarımızdan biri anlatmıştı…
Büyükerşen, bir meclis toplantısından sonra kökenini çıkartmış:
"Benim 4'de birim manav, 4’de birim çerkez, 4’de birim macır, 4'de birim de tatardır..."
Bunu duyunca, o günlerde "Ahmet Atuk" dostumuzun verdiği "Şınlama"daki "Necmi Arslandoğdu"nun yakıştırması gelmişti aklımıza:
"Bir duble içince
Tatardan
İki duble içince
Macırdan
İhtilalde
Çerkezden
Kalabalıkta herkesten
Korkacaksın..."
Ve de noktayı koymuştuk:
"Şınlama"daki dizeleri ve Hoca'nın iki duble attığını düşünürsek..
"Vay halimize!.."
………
Önceki gün "Hürriyet-Eskişehir"in manşetini görünce aklımıza geldi bu dizeler...
İçişleri Bakanı "İdris Naim Şahin"in belediyelere gönderdiği genelgenin ışığında atmışlar başlığı:
"Kendini değil hizmeti anlat..."
Hemen altında da Büyükerşen'in "Aşkım Eskişehir, sevgililer günün kutlu olsun" yazılarıyla donanmış bilboardu…
İyi gazetecilik yapıyorlar!
Herhalde, "Hürriyet-Ankara"nın manşeti de böyledir ve altında "Melih Gökçek"in fotoğrafı vardır!..
Bu yüzden çekiniyoruz Hoca’dan bugünlerde...
Bir tek rakı ile 15 kişiyi salladığına tanık olmuştuk…
"Ya iki dublede!.."
………
Bu arada şu “Balmumu Heykeller Müzesi” de çok konuşuluyor dillerde…
Büyük bir merak konusu var Hocam:
“Aralarında Evren de var mı?”
Olabilir tabii…
“Devlet başkanlığı yapmış biri…”
Ama keşke..
“Merak edenler de aynı gözle bakabilse!”
Tuna Köftecisi'nde bir nostalji
Rahmetli "İsmail Alkılıçgil"in Hürriyet Bürosu'nda şef olarak çalıştığı günlerde aksatmadığı bir dinlencesi vardı...
15 günde bir cumartesi akşamları, kardeşinin Sanayi Çarşısı'ndaki "Tuna Köftecisi"nde, iki-üç kadehle yorgunluğunu gidermeye çalışırdı...
İsmail abinin davetlisi olarak, bu dinlence günlerine birkaç kez biz de katıldık...
Konu hep gazetecilikti.
Yıllar sonra önceki gün yine aynı köftecideydik...
Sanayi Çarşısı'nın güler yüzlü işadamlarından "Ali Makas "ın davetlisiydik...
İsmet Süder, Bahar Bilen, Sezai Şenel, Hakkı Kutlu, Cihan Yıldırım da vardı...
Neşeli bir sohbetti…
Herhalde bir 15 yıl geçmişti son gittiğimiz...
İsmail abinin kardeşi "Mehmet Tuna" da vefat etmiş…
Dükkanı artık oğlu "Selçuk” yönetiyor...
"Köftelerin tadı hiç değişmemiş..."
Ali Makas'ın çarşıda çok sevilen isimlerden biri olduğunu gözledik o gün...
"Ahmet Ataç"ın iki başkanlık arasındaki dönemde yanından hiç ayrılmayan bir kişidir Ali Makas…
“Keşke o günlere dönebilseler...”
Her neyse, güzel bir nostalji yaşadık sanayide...
Selçuk'un nefis köfteleriyle...
Günün sorusu
Stratfor'un bizler açısından en bariz özelliği ne?
Yanıt:
Çoğumuzun bildiği ya da tahmin ettiği ama korkudan söyleyemediği birtakım iktidar ilişkilerini rahatça ortaya dökebilmesi…
Haldun Ertem
Günün Olayı
TRT Genel Müdürü Şahin "Dış yapımlarda ödenen tutarları" açıklayamıyormuş!
Vatandaşın iyiliği için açıklamıyordur!
Üç kuruşla geçinmeye çalışan millet mazallah bu tutarları öğrenirse şoka girer, dili tutulur...
Gülhan Elmas
Günün Balı
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, "Erbakan'ın çocukları bize emanet" demiş.
Çocukları boşver muhterem, Bosna paraları kime emanet, sen asıl ondan haber ver!
Fahrettin Fidan
Cuk
Bir barda badigardlık yapıyorum, maaşım iyi..
"Darp gelirliyim hani!"
İbrahim Ormancı
Bir de onu görseydiniz!
Küçük Tomy, sınıftaki yoklama defterinin üzerine bir sinek resmi çizmiş, öğretmen de onu gerçek sanıp cetvelle patlatıp durmuş. Sonunda defter yırtılıp gerçeği anlayınca çocuğun babasını okula çağırtmış, “Sınıf defteri paramparça oldu" demiş. "O da bir şey mi?" demiş adam:
"Bir gece geç saatte arkadaşlarla buluştuğumuz bardan eve geldim. Seninki sobanın üzerine çıplak kadın resmi çizmiş. Bacaklarımın, kollarımın içini, çenemin altını bir görseydiniz, inanın bir yıl yanık tedavisi gördüm!.."
Erkek robotlar
Çocuk, gece evde bir yandan ders çalışırken babasına sormuş:
"Neden robotların çoğu erkek oluyor?"
Baba biraz düşündükten sonra, doğruluğuna inanarak yanıt vermiş:
"Evladım, normal yaşamda da erkeklerin çoğu robot değil mi?"
Solcunun yediği dayak!
Melih Aşık dile getirmiş, çok güldük!
Eski Ankara Ticaret Odası Başkanı ve yeni CHP milletvekili "Sinan Aygün"ün solun önde gelen isimlerinden "Eşber Yağmurdereli "yle sohbet ediyormuş.
Sinan Bey, "Yahu abi, bu devrimcilik ne zor işmiş” deyince Yağmurdereli “niye ki” diye sormuş…
Aygün de anlatmış:
-Niyesi var mı abi! Ben şunun şurasında topu topu iki-üç aydır devrimciyim. Bu kadar kısa süre içinde sağcılardan iki defa sopa yedim. Biri, içtüzük görüşülürken Genel Kurul'da, öteki de "4 artılar" görüşülürken Milli Eğitim Komisyonu'nda. Sen kaç yılın devrimcisisin. Şimdiye kadar kim bilir kaç defa dayak yemişsindir?
"İnsan bir süre sonra saymayı bırakıyor" diye yanıt vermiş Yağmurdereli:
“ Ben bırakalı yıllar oldu!...”
Günün şiiri
Yayla havası
Bir duman çöker tel tel
Tarar saçlarını tepelerin
Bir yel eser çamlardan süzülmüş
Dolar içine, göremezsin
Bir duygu sarar insanı
Bir gariplik, yitmiş gibi
Açılır gönül boşluğa
Nedendir, bilemezsin
Öyle bir havası var ki yaylanın
Kuş cıvıltısından, çoban kavalından
Renk renk, ses ses
Vermek istersin, veremezsin...
Kaya Demiral (Varlık-1966)