Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “resmi olarak” da adaylık başvurusunu yaptı…
Büyükerşen, aday olduktan sonra
“aday olmasını eleştiren iki siyasi görüş var”
AK Partililer…
Ve CHP’liler…
İşin ilginç yanı bu eleştiriyi yapanların aynı argümanları kullanmaları.
-Hoca yaşlandı artık bıraksın!
Eskişehir’deki ve CHP’nin yüksek katlarındaki bazı CHP’liler eleştirilerini taşeron kullanarak yapıyor…
Kendileri açıkça çıkıp, “aday olma” diyemiyor…
-Seni aday yapmayacağız, diyemiyor…
-Sen aday olma şu aday olsun hiç diyemiyor…
Çünkü bunu söyleyecek, cesareti kendinde bulamıyorlar. Öyle ya, girdiği tüm seçimleri kazanmış bir Büyükerşen karşısında kim ne diyebilir…
Ya Büyükerşen’in olmadığı bir seçim kaybedilirse!
AK Partililer de CHP’liler ile aynı söylemi paylaşıyor…
-Hocam artık yeter!
Siyasetin cilvesi ve tezatlığı da burada…
AK Parti Yılmaz Büyükerşen’i hala güçlü görüyor ki, “aday olma” propagandasında bazı CHP’lilere eşlik ediyor…
Oysa AK Partililerin “
Büyükerşen’i çok rahat geçeriz, iyi ki aday oldu” demeleri gerekmiyor mu?
Yılmaz hoca, aday olarak büyük bir cesaret gösterdi. Ve Eskişehirlilerin büyük çoğunluğu “partililer gibi düşünmüyor”
Daha önce de yazmıştım…
Yılmaz Büyükerşen “partiler üstü” bir durumda! Toplumun farklı siyasi görüşlerinden oy alıyor. AK Parti tabanından da MHP tabanından da…
Demokrat Parti, SP, BBP irili ufaklı sağ ve sol partilerden oy alıyor.
Eskişehirliler bu nedenle kendilerini şehirde bir denge olarak görüyor. Evet yapılan işler, yapılamayanlar var. Eleştirilerde haklılık payı da vardır mutlaka…
Ancak şehirde “Yılmaz Büyükerşen” bir denge sağlıyor…
Eskişehirli bu dengenin bozulmasını istemediği için Büyükerşen’in bir kez daha aday olmasını istiyor…
CHP’NİN İLETİŞİMİ SAĞLAM!
CHP’nin Basın Yayın Tanıtım ve Halkla İlişkiler’den sorumlu yöneticisi Ata Can Bayrı…
Bizim için tanıdık biri…
İçimizden sayılır. Sakarya Gazetesi’nde birlikte görev yaptığım, meslekte pek çok deneyim kazanmamızı sağlayan ustamız Engin Bayrı’nın oğlu…
Daha önce bildiğim kadarıyla gençlik kollarında görev yaptı. İl yönetimlerinde de bulundu…
Kökten CHP’li…
CHP ile medya mensupları arasındaki iletişimi de oldukça iyi götürüyor. Gazetecilerin ihtiyaç duyduğu bilgileri,
bekletmeden anında duyuruyor. Hiç zorluk yok hep kolaylık sağlıyor…
Bon olarak belediye başkan adaylarını, meclis üyelerini anında duyurdu, düzeltmeleri yaptı.
Kısacası işleri bizim için kolay kılıyor…
Nazar değmesin diyelim…
PARA NASIL PUL OLDU!
Şimdi değil, çok eskiden…
Osmanlı döneminde!
Osmanlı, 17’nci yüzyılda büyük bütçe açıklarıyla karşılaşmaya başladı. Bütçe açığını kapatmak için borç arayışına girdi.
1784'te Fas'tan, 1789'da da Flemenk'ten borç istediler. Bu girişimler sonuçsuz kaldı. Osmanlı, borç para bulamayınca, paradaki altın gümüş oranlarını azaltıp paranın ayarını düşürdü. Gümüş miktarı azalan paralar o kadar incelmişti ki halk arasında
“paraya pul oldu” deyimi türedi ve günümüze kadar ulaştı!
GÜLMENİN KÖTÜ YANI!
Umberto Eco, “Gülün adı” romanında şöyle diyor:
-Gençler artık hiçbir şey öğrenmek istemiyorlar…
-Bilim geriliyor, tüm dünya tepetaklak olmuş, körler körleri yönetiyor ve onları uçuruma sürüklüyorlar
, kuşlar, daha uçmayı öğrenmeden yuvadan ayrılıyor, eşekler çalıyor, öküzler oynuyor.
Ve başka bir replik:
- Gülmenin kötü olan yanı nedir?
-Gülmek korkuyu öldürür ve korku olmadan inanç olmaz. Şeytan korkusu yoksa, Tanrıya ihtiyaç kalmaz.!
GÜNÜN SÖZÜ!
Hayatta en büyük eğlence, başkalarının 'Yapamazsın' dediğini yapmaktır.
W. Bagehot
GÜNÜN KARİKATÜRÜ