Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Dünya Tasarruf Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Dünya Tasarruf Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Şimdi içinde bulunduğumuz ekonomik kriz ile israfın bir ilgisinin olmadığını kimse ileri süremez. Yıllar boyunca yabancılardan borç para alıp – gerekli – gereksiz – inşaatlar yaptık. Bu inşaatları vatandaş olarak pek sevdik. Üstelik sadece yandaş müteahhitler değil, hepimizin ekonomisi bu imar faaliyetlerinden dolayı düzelmişti. Ancak aradan yıllar geçti ve borçlarımız gırtlağa dayandı. Şu anda dün yediğimiz hurmaların, bugün midemizi tırmaladığını görüyoruz. Aynı durum – hangi partiden olursa olsun – belediyelerimiz için de geçerliydi. Türkiye'de borçsuz olan veya borçları makul seviyede olan çok az belediye var. Son beş senelik iktidarı döneminde borçlarını insaflı bir seviyeye çeken Kazım Kurt yönetimi, bu az sayıdaki belediyeden biri. Kurt ve arkadaşları bu başarıyı tasarruf ederek gerçekleştirdi. Sosyal medya hesaplarından vatandaşlara seslenen Kazım Kurt, 2014 yılından itibaren 185 araçlık bir hizmet filosu kurduklarını, böylece bir takım araç kiralama şirketlerini zengin etmeyerek, Odunpazarı halkını zenginleştirdiklerini belirtmiş. Tabii bu açıklamayı duyunca aklıma hemen İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yenikapı'da sergilediği binlerce araç geldi. Demek 'Araç kiralama' işinde iyi rant varmış. Artık bal tutanlar, parmaklarını yalaya yalaya bitirebilirler.
Fakat anlaşılan o ki bu kişilere Odunpazarı'nda ekmek yokmuş. Her neyse... Kazım Kurt ayrıca mevzubahis araçların bakım faaliyetlerini de kendilerinin üstlenerek buradan da tasarruf ettiklerini belirtti. Park ve Bahçeler Müdürlüğüne bağlı atölyelerin küçük birer fabrikaya dönüştüğünü de ifade eden Kurt, Fen İşleri şantiyelerinde de kendi ihtiyaçlarını piyasanın 3'te biri fiyatına imal ettiklerini belirtti. Kurt akıllı çöp konteynırları ve kurum içi yazışmaların dijital ortamda gerçekleşmesi gibi tasarruf önlemlerine de dikkat çekmiş. Elbette Kazım Kurt yönetiminin eleştirilecek yönleri de bulunabilir. Ayrıca hataları varsa eleştirilmelidir de. Zira yapıcı eleştiriler belediyelerimizin daha iyi işler çıkartmasını sağlar. Ancak yapılan güzel işlerden sonra da kuru bir teşekkürü, kendilerine çok görmemeliyiz. Odunpazarı Belediyesinin gittiği tasarruf yolunun tüm Türkiye'ye örnek olmasını temenni ediyorum...
Vahşi Batı'ya döndük
Milletvekili Jale Nur Süllü – benim de çok hassas olduğum – silahlanma sorununu TBMM gündemine taşımış. Bir ülkede silah bulundurma hakkı ancak ve sadece devlete aittir. Öyle önüne gelen tabanca – tüfek alamaz. Çok özel durumlarda hayatı tehlike altında olan kişiler için silah bulundurmak istisna tutulabilir. Fakat bizim memleketimizde silah almak çok kolay. Üstelik av silahlarına erişmek çocuk oyuncağı. Böyle olunca da biz gazeteciler – hemen her hafta – tepesinin tası atıp katliam yapan bir ruh hastasının haberini yapmak zorunda kalıyoruz. Üstelik ruhsat altında satılan silahlar, buz dağının yalnızca görünen kısmını oluşturuyor. Yetkilerin yaptığı çalışmalara göre Türkiye'de ruhsatlı silahların 6 misli ruhsatsız silah bulunuyormuş. Yine CHP Milletvekili Süllü'nün ifade ettiğine göre geçen yıl sadece ateşli silahlar kullanılarak 3 bin 679 kişi öldürülmüş. Bu saldırılarda ayrıca 3 bin 762 kişi de yaralanmış. Devletimizin çok ciddi bir silahlanma sorunumuz olduğunu görmesi lazım. Yivli – yivsiz ayrımı yapmadan silah satışlarını kısıtlamamız gerekiyor. Yoksa memleketimiz Amerikan filmlerindeki vahşi batıya dönüyor...