Şekerspor’un hevesi kursağında kaldı Yine yenildik 3-0 Tepebaşı Kolejspor moral yemeğinde buluştu İbrahim alkış topladı Abi kardeş beraber oynadı Eskişehir'de zeytinyağlı sabunlar ilgi görüyor Eskişehir'de uygun fiyatlı kıyafetler kapış kapış … Eskişehir'de o balık revaçta Eskişehir'de fındığın kilosu dikkat çekti Eskişehir yine siyah kırmızıya büründü Afyon'daki feci kazadan sonra araçlar hurdaya dönd… Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için 7 öneri! Eskişehir'de Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı Sofranızdaki gizli tehlikeye dikkat! ÇED toplantısı sonrası İsmail Kumru'dan net mesaj! Öğretmenler Günü için Eskişehir'e gelip geçmişi ya…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

25.11.2024 - Pazartesi

Soner Yüksel

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Bu şehir de her sorun kendi içinde bir sorun

Bu şehirle ilgili iki kelam etmeye kalktığım her an kendimi iki ucu otlu değnek bir pozisyonda buluyorum. Sorunların muhatabını ararken de, &cced

3 Aralık 2012 00:00

Bu şehirle ilgili iki kelam etmeye kalktığım her an kendimi iki ucu otlu değnek bir pozisyonda buluyorum. Sorunların muhatabını ararken de, çözüm önerisi sunarken de, anlatırken de hep dolambacı bol yollardan gitmek zorunda hissediyorum kendimi.

Mesela trafik sorunundan başlayalım. 200 binden fazla araç var bu şehirde. Ortaya çıkan tabloya sıkışıklık mı dersiniz, eziyet mi, zarar ziyan mı adını siz koyun ben bilemiyorum.

Peki, suçlusu kim?

Otopark kullanmak yerine gelişigüzel park eden araç sahiplerimi?

Aslında araç sayısına göre kapasitesi çok az olan ama buna rağmen kimse kullanmadığı için bomboş kalan otoparklar mı?

Yol kenarlarında park sorununa çözüm bulamayan madem böyle para kazanayım diyerek durumu legal hale getiren belediye mi?

Şehrin ortasından geçecek bir treni yer altına almak için aylarca orayı kapamaktan başka çare üretemeyen hükümet mi?

Kurallara uymamakta kararlı olan sürücü ve yayalar mı?

Araç sayısına göre personel sayısı az olan ama onları da otoparkçılarla ortak mıyım diyerek hatalı parklarla uğraştırmayı reddeden emniyet mi?

Sizce sorumlu kim?

Hangi gerekçe haksız ve hangi hizmet bazı sıkıntılara gebe olmadan hayata geçirilebiliyor?

Bakın sadece trafik konusunda bile kaç tane soru işareti, gerekçe var. Çözüm nedir derseniz acaba kaç tane üretebiliriz onu da sayayım diyorum ama açık konuşmak gerekirse o konu da sınıfta kalıyorum.

Biz trafikten başladık ama bu şehirdeki her mesele bunun gibi dolambaçlı ve muamma bir durumla baş başa bırakıyor bizi.

Tramvay diyorsun “engelleme” söylemleri ve gerekçeleri.

Stadyum diyorsun karşılıklı “ hizmet” ve “rant” söylemleri

Çevre yolu diyorsun “biz yaptık sıra onlarda” nidaları

Yani her konuda birbirinin tam zıttı açıklamalar, gerekçeler ve eylemler var. Sonra ortak akıl lazım. Abi lazım, samimiyet ve destek lazım deyince “klişe söylem” diyor birileri.

“O zaman biraz daha klişeye ihtiyacımız var haberiniz ola”