Bu kış sert geçecek

Şehrimizin ekonomik yaşamında bir takım sıkıntılar ufukta belirmeye başladı. Bunlardan biri susuzluk

8 Eylül 2020 09:07
A
a
Sütiş Eskişehir

Şehrimizin ekonomik yaşamında bir takım sıkıntılar ufukta belirmeye başladı. Bunlardan biri susuzluk. AK Parti Milletvekili Emine Nur Günay, barajlarımızdaki doluluk oranın tehlikeli bir sınıra düştüğünü, ancak bir takım tedbirler için kolları sıvadıklarını belirtti. Yetkililerin iyi niyetinden ve çalışkanlığından şüphem yok. Ancak sırtlarında testiyle barajları dolduracak hâlleri de yok. Tam bir senedir ülke genelinde (Aslında dünya genelinde) büyük bir su krizinin gelmekte olduğunu yazıyorum. Bu öyle gitmez. Derhal bireysel olarak tasarruf tedbirleri almalıyız. Ayrıca asıl sorumluluk çiftçimizde. Daha az su gerektiren ürünlere yönelmemiz gerekiyor.

Bir diğer sıkıntı ise üniversitelerimizin uzaktan eğitime geçmesi. Kentimize gelen öğrencilerin salgın nedeniyle kendi şehirlerinde kalacaklarını öğrenmek çok üzücü. Elbette her şeyin başı sağlık. Fakat esnafımız da çok sıkıntı yaşayacak. Bu arada döner sermaye gelirlerinin kesilmesi, açıköğretim gelirlerinin Ankara'ya aktarılması gibi sorunlarımız da var.

Elbette memleket genelindeki sıkıntılardan bahsetmiyorum. Özetle çok sert bir kış geçecek gibi gözüküyor.

 

Aslında onda biri 

Ülkenin ekonomisi hiç iyi gitmiyor. Bazıları bunu bir fırsat olarak gördüğümüzü, ekonomideki kötü gidişi 1'e 10 katarak anlattığımızı ileri sürüyor. Aslında tam tersi. Durumun 10'da birini yazıyoruz. Hem hükûmeti eleştireceğiz de ne olacak? Buradan yazı yazarak Ankara'daki hükûmetin değişmesini mi sağlayacağız? Eskişehirli gazetecilerin gücü olsa olsa yerel seçimlerde bir etki yaratır. Onun da etkisi sınırlı olur. Gerçekçi olmak lazım...

Yazıyorsak ülkemizi sevdiğimiz için yazıyoruz. Her ülke 4 – 5 senede bir ekonomik kriz yaşar. Bu kapitalist ekonominin doğasında vardır. Yine her ülkede muhalif partiler de bu krizi kullanır. "İktidar bu işi beceremiyor; bize oy verin, ekonomiyi düzeltelim" der. Ancak şu anda içinde bulunduğumuz kriz sıradan bir kötü durum değil. Çok derin ve artık devletin beka sorununa yol açacak kadar kötü bir durumdayız. Birazcık bilanço okumayı bilen adamın eline Türk Ekonomisi'nin verilerini sıkıştırsak, raporların yarısına gelmeden afakanlar basar; okumadan fırlatıp atar.

450 milyar dolarlık borcumuz var. Bir ay sonra o paradan daha büyük bir miktarı telaffuz edeceğiz. Yanlış anlamayın; yeni borçlar alacağımız için değil, borçlarımızın faizini bile ödeyemediğimiz için. Devlet kendi vatandaşına basmadığı ülke parasından borçlanmış. Bu arada "Vatandaş" dediysem, 4 buçuk müteahhitten bahsediyorum. Bir takım malum müteahhitler, 100 milyon dolarlık ihaleleri, dilenci bahşişi olarak görüp, hakaret sayıyor. Artık milyar dolarlık ihaleleri de geçtik, on milyar dolarlık ihaleler alıyorlar.

Bankacılık sistemi çalışmıyor. Gidip bir özel bankadan kredi isteyin bakalım? Acaba ne cevap alacaksınız? Devlet bankaları dingonun ahırına dönmüş. Kimin ne kadar görev zararı var bilinmiyor. Batık krediler açıklanmıyor. Normalde bir ülkenin bütçesi 12'inci ayda açık verirse, muhalefet iktidarın istifasını ister. Bütçe yılın ilk çeyreğinde açık veriyor. Müthiş bir sermaye kaçışı var. Türk işadamları üçün beşin hesabını yapmadan tası – tarağı satıp yurt dışına kaçıyor. Yapılan bir araştırmaya göre gençlerin yüzde 63'ü bir daha geri dönmemek üzere ana vatanlarını terk etmeyi planlıyor. Bu arada kapıları açtığımız Suriyeliler'den bahsetmiyorum. Sahi ne oldu o Suriyelilere? Hani kapı dışı ediyorduk kendilerini?

Yabancı yatırımcı zaten hak getire. Tarihin en ağır işsizlik rakamlarına ulaştık. Satacak malımız kalmadı. Kimse borç para da vermiyor. Cari açık tahammül edilmez boyutlara ulaştı. Bir lokma ekmeği bile üretemiyoruz. Geçen sene tükettiğimiz buğdayın 3'te biri dışarıdan geldi.

Bir bereketsizlik, bir uğursuzluk var üzerimizde... İnanın 10'da birini bile anlatmıyoruz.

 

O bizim suyumuz

Kalabak suyunun dağıtımından kaynaklanan sıkıntılardan dolayı belediyemiz eleştirildi. Elbette demokratik bir toplumda yaşıyoruz ve vatandaşın eleştirmek en doğal hakkıdır. Vatandaşın belediyeyi eleştirmesine ve hatta koskoca Başbakanın karşısına çıkıp yazar kasasını yere atmasına ben üzülmem. Bu durum bizim İngiltere gibi, Norveç gibi demokratik bir ülke olduğumuzu gösterir.

Öte yandan pire için yorgan yakmak da milli hassalarımız arasında bulunuyor. Sırf belediye zarar görsün diye Kalabak suyunu bir daha içmemek ve başka su markalarına yönelmek yönünde tutum geliştirmemeliyiz. O su bizim suyumuz. O su Eskişehirlilik bilincinin bayrağıdır. O suyu terk eden, Eskişehirlilik bilincini terk eder.

 

Büyük geçmiş olsun

AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan 14 gün süren karantina sürecini tamamladı ve sağlıklı olarak aramıza döndü. Allah beterinden saklamış. Kendisine büyük geçmiş olsun dileklerimizi iletelim. Kendisi korktu mu bilemeyeceğim ama biz sevenlerini korkuttu. Öte yandan az bir şey korkmak iyidir. Kovid-19 virüsü çok can aldı ve almaya devam edecek gibi gözüküyor. Toplum olarak önlemlerimizi almıyoruz. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmemiz lazım. Çok mu zor Allah aşkına?..

 

 

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Ahmet 8 Eylül 2020 23:21

Kalabak eskişehirin suyu da kirazlı nerenin suyu mesela

2 0 Cevap Yaz
akman 8 Eylül 2020 17:35

tükettiğimiz buğdayın 3 te birini dışarıdan alıyoruz diyorsun da. hiç bir şeyden haberin yok. Türkiye nin yıllık 19 milyon ton iç piyasa tüketimi var. 21 milyon ton üretimi var. 2 milyon ton iç tüketim fazlası var. o ithal edilen fark buğday makarna ve benzeri imalat yapan firmaların alımıdır. o da ticaretin ve siperişin durumuna göre firmalar kısa dönemlerde ihtiyaç belirleyip buğday alımı yaparlar. aldıkları buğdayı işleyip yurt dışna ihraç ederler. içeride tüketilen makarna ve benzeri tüketim de 19 milyon ton un icindedir. sadece ihracat ürünler için buğday ithali yaparlar. BUNLARI ÖĞRENİN

1 2 Cevap Yaz
Ahmet 8 Eylül 2020 16:33

Açıköğretim gelirlerinin kesilmesi nasıl bir sorun oluyor?

2 1 Cevap Yaz
kamile 8 Eylül 2020 12:46

"O su Eskişehirlilik bilincinin bayrağıdır. O suyu terk eden, Eskişehirlilik bilincini terk eder." Saçmalık ve ucuz hamaset. Mikromilliyetçiliğin bir adım ötesi çok kötü yerlere varır. İşini düzgün yapan vatanını sevendir.

3 5 Cevap Yaz
deniz 8 Eylül 2020 12:03

Su' yun dağıtımını yapsınlarda biz de hem suyumuza sahip çıkalım hemde ağzımızın su alışkanlığında vazgeçmeyelim. bir de bunu bu işi organize edenler düşünse. esas onlar sahip çıkacak. bir de sunu eleştir yahu. kalabak suyumuza sahip çıkmak için suyun gözüne mi cıkacağız. Liyakat liyakat diye yırtınıyorlardı. Böyle liyakatsız adamlar atarsan işte sonucu. Bir su dağıtımını ve damacana değiştirme işini beceremeyen insanlar neden bu yerlere atanır.

3 4 Cevap Yaz
Recai 8 Eylül 2020 10:18

Suyu Kim Getirecek Heykeli kim Yapacak Trafiği kim çözecek Alt Geçit Üst Geçidi kim yapacak Kentsel dönüşüm projeleri kim yerine Getirecek Adalar mevkisi ne Alkol Ruhsatı kim verecek ve işsizlik parasını kim verecek

4 5 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi