Bu işi de başarırız

Kentimizde bisikletle ulaşımın yaygınlaşmasını çok istiyoruz. Bisiklet sadece ucuz ve çevreci bir ulaşım yöntemi değil. Ayrıca son derece sağlıklı bir spor yöntemi. Gelişmiş memleketler ile gelişmemiş ülkeler arasındaki farkı, yalnızca trafik sistemlerine bile bakarak söylemek mümkün. Mesela motosikletinin tepesine 8 çuval patates koyarak pazara götüren bir Hindistan görüntüsü ile bomboş yolda kırmızı ışık yandığı için bekleyen yayaların olduğu bir Avrupa'yı mukayese edemeyiz. İkisinin arasındaki fark medeniyet farkıdır.

Bisiklet ulaşımı da medeniyet göstergelerinden biri. Ülkemizde şehirlerimiz 1950'li yılların ekonomik patlamasıyla birlikte büyüdü. Ancak aynı yıllarda şehir planlamaları yapmadık. Şimdi vaktiyle plansız yaptığımız şehirlerimizi daha yaşanabilir bir duruma getirmeye çalışıyoruz.

Eskişehir'de nicedir bisiklet ulaşımına önem veriliyor. İlçe belediyelerimiz valilik makamı siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları bu konuda çok istekli. Bunlardan biri olan Büyükşehir Belediyesi de bisikletle ulaşım konusunda çok işler yaptı. Konu hakkında açıklamalar yapan Genel Sekreter Ayşe Ünlüce, "Eskişehir için gelecek yıllarda büyük önem arz edeceğine inandığımız bisikletin kent içi ulaşıma entegre edilmesi ve vatandaşlarda bisiklet konusunda bir farkındalık oluşturulması" amacıyla bir dizi projeyi hayata geçirmeye başladıklarını ifade etti.

Bu projelerin ayrıntılarına şimdi burada girmiyorum. Yeri geldikçe bu konuda çok tartışacağız nasılsa. Ancak kaba hatlarıyla ele alacak olursak bir bisiklet temalı park yapılacağı, bisikletlerimizi rahatlıkla bırakıp işimize görüp geleceğimiz otoparklar ve bisiklet taşıma aparatlı otobüs hatları diyebiliriz. Ayrıca 50 kilometrelik yeni bir bisiklet yolunun da hayata geçirileceğini öğrendik.

Tematik bisiklet parkı için, "Hayırlı olsun" diyelim. Kentimizin ulaşım sorununa nasıl bir katkısı olacak bilemeyeceğim. Pek kafam basmadı açıkçası. Ama bahaneyle yeni bir parkımız olmuş olur.

Öte yandan bisiklet taşıma aparatlı otobüs hatları çok ciddi bir uygulama. Böylece uzak mesafelerde bisiklet kullanmak isteyen vatandaşlar, aradaki bölgeyi otobüslerle geçerek daha çok bisiklet kullanma şansına sahip olacaklar. Bu uygulamanın Türkiye'ye örnek olacağını düşünüyorum.

Bisiklete güvenli otoparklar da çok önemli bir konu. Pek çok kişi, "Bisikletle çarşıya inip alış verişimi yapacağım ama, bisikletimi nereye koyacağım?" diye düşünüyor. İşte bisiklete güvenli otoparklar bu sorunu kökten çözecektir.

Tabii en önemlisi de yeni ve 50 kilometre uzunluğundaki bisiklet yolu. Bence bu 4 uygulamanın içindeki en önemli ve zor olanı bu. Eskişehir – bozüyük arası mesafe kadar bir yoldan bahsediyoruz. Eğer ki bu proje de başarılırsa, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yine Türkiye'ye örnek olan, parmak ısırtan bir başarıya imza atacaktır.

Az zamanda çok ve büyük işler başaran Eskişehirlilerin, bisiklet ulaşımı konusunda da Türkiye'ye örnek olacağından en küçük bir şüphe bile duymuyorum.

 

"Beni Türk hekimlerine emanet ediniz" 

Salgın başladığından beri çok zaman geçti. İnsan şöyle bir geri dönüp de düşündüğünde ne badireler atlattığımızı şaşırarak fark ediyor. Ancak bu aşamaların tamamında doktorlarımızın ayrı bir yeri vardı. Sağlık sistemi öyle bir yapı ki, siz gökten zembille sistem indirseniz ve eğer ki doktorlarınız yetersizse, hiç bir işe yaramaz.

Neyse ki Türkiye'deki ender güzel şeylerden biri de doktorlarımız. Çok iyi eğitim alıyorlar ve işlerine Türklere has şafkatlilik ve özenle yerine getiriyorlar. Bütün bunları gördüğümüz zaman Atatürk'ün "Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz" sözünün kıymeti anlaşılıyor. Tabii Atatürk'ten bahsetmek birilerinin sinirlerini gerebilir. Nerede o Atatürk'ün portresini indirenleri camdan aşağı atan vatan evlatları?.. Ama biz o konulara girmeyelim şimdi. Yalnızca Türk hekimlerimize ve onların en üst organizasyonu olan Türk Hekimler Birliği'ne selam edelim. Onlar için balkona çıkıp alkış yapmak da yetmez. Allah için hakları asla ödenmez...

Şu sorunu çözmek lazım 

son olarak Emek Mahallesi'nde başıboş gezen atlar görüntülendi. Eskişehir'in bazı mahallelerinde ne zamandır böyle atları görüyoruz. Garip bir durum doğrusu. Hemen dünyanın her yerinde sokak kedisi ve köpeği olur. Hatta Amerika'da sokak sincapı bile varmış. Ancak sokak atı olmaz. Gerçi bazı kişiler şimdi Büyükşehir Belediyesi'ni eleştirmek için sanki sokaklarında ineklerin salındığı Hindistan kentlerine dönmüşüz gibi propoganda yapıyor. Elbette böyle bir durum yok. Ancak bazı mahallelerde boşta dolanan atlar olduğu da gerçek. Netice itibarıyla ortada bir sorun var. Büyük bir sorun değil belki. Ama yine de sorun. Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden bu sorunu çözmelerini rica ediyoruz.