Bu fotoğrafa iyi bakın!

Bu fotoğrafta tarihi Odunpazarı Evleri’ndeki bir konakta poz veren Yunan Kralı Konstantin var…
Kadir Mısırlıoğlu, yaşamını yitirdi!
Bizde adettir, ölünün arkasından kötü konuşulmaz. Kötü bir şeyler yazılmaz! Mısırlıoğlu, Türkiye’de geniş kitleler kendisini nasıl tanıdı:
-Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı…
İşte bu cümleyle çok büyük kitleler tarafından tanındı!
Hep düşünürüm, Türkiye’de yaşamış bir insan niçin böyle konuşma ihtiyacı hisseder!
Tarih, bize garip tesadüfler sunar!
Bu tesadüfleri sıralamak istiyorum:
1-Yunanlılar 19 Temmur 1921’de Eskişehir’i işgal eder! 2 gün sonra Yunan kralı Konstantin Eskişehir'e gelir. Yanında Yunan ordusunun üst rütbeli subayları yer alır!  Eskişehir'de yapılan toplantıda kral Konstantin Yunan Orduları Başkomutanı olur!
2-Kadir Mısırlıoğlu 1970'in ocak ayında Milli Türk Talebe Birliği'nin İstanbul'daki genel merkezinde bir konferans verir. Bu konferans nedeniyle Eskişehir Örfi İdare Mahkemesince 7 yıl hapis, 5 yıl amme haklarından men ve 20 ay sürgün cezası verildi. Mısıroğlu'nun aldığı cezanın infazı Eskişehir Sivil Cezaevi‘nde başladı. Daha sonra  İstanbul Sağmalcılar Cezaevi’nde yattı! En son Bakırköy Akıl Hastahanesi Adli Servis ve Cerrahpaşa Hastahanesi Psikiyatri Kliniği kaldırıldı.
3. 12 Mart Muhtırasının ardından Eskişehir’de 1. Taktik Hava Kuvvet Komutanı olan İrfan Özaydınlı 3 kişiyi sorguladı. FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, Kadir Mısırlıoğlu ve Burhaneddin Kayahan…
4- O meşhur söz: “Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı…
…/…
Fotoğrafa iyi bakın! Yunan Kralı Eskişehir’de, Odunpazarı Evleri’nde karargah kurmuş durumda! Yunan işgal ettiği dönemde kent merkezinde 2 bin hane, 22 otel ve han, 2 bin mağaza ve dükkan, 5 hamam, 4 fabrika, 2 cami, 3 mescit ve 10 mektep yakmışlardı. Galip gelseydi ne olurdu siz düşünün!
 
 

EMİRDAĞLILAR DURULMAZ!

 
Emirdağlılar Vakfı’nın yönetimini gazeteci arkadaşlarımız günlerdir yazıp çiziyor! Ben uzaktan izlemeyi tercih ediyorum…
Sonuçta ne olup bittiğini anlamakta zorluk çekiyorum!
Şimdiye kadar hep tek liste çıkan, gazetecilerin haberinin bile olmadığı kongre kamuoyunun gündemine oturdu…
“Gazetedeki arkadaşlar sen bu işe ne diyorsun” diye sonuca şu yanıtı verdim:
-Normal!
-Tanıdığım Emirdağlı arkadaşlarım oldukça çok ve hepsini severim. Hepsinin ortak bir özellikleri vardır! Kardeşleriyle bile mutlaka bir dönem küs kalmışlardır.
…/…
Kısacası Emirdağlılar, kolay kolay durulmaz!
 

AH ŞU GİRDİLER!

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte muhabir arkadaşlarımız kısa bir Pazar araştırması yapmış…
Vatandaş diyor ki, “Ramazan geldi fiyatları yükselttiler”
Pazarı diyor ki, “Girdiler arttı”
Her Ramazan ayında benzer cümleleri duyuyoruz. Oysa Ramazan ayı bereket ayıdır. Ramazan ayı yardımlaşmanın çoğaldığı günlerdir!
Normalde Ramazan ayında fiyatların ucuzlaması gerekmiyor mu?
Handan Bolulu diyor ki, “Bu hafta fiyatlar önceki haftaya göre artmış sanırım Ramazan ayının gelmesiyle ilgili”
Zehra Göksun ise şunları söylüyor: “Pazar fiyatı pahalı, her şey çok pahalı. Bizler çantamızı doldurabiliyoruz çünkü iki kişiyiz ama 4 kişilik aile için çok zor”
 

ÇOK ŞAŞIRDIM!

Dünya Kuaförler Konfederasyonu Türkiye Başkanı Mustafa Ceylan, Türkiye’de evlilik sonrası pek çok kadının kuaföre gitmeyi ertelediğini söylemiş!
Ceylan, "Evlenmeden önce düzenli olarak bakımına özen gösteren müşterilerimiz, ne yazık ki evlendikten sonra bizleri unutuyor”  diyor! Başkana pek katılmayacağım! Eskişehir’de kuaförlerde kısa bir araştırma yapsalar, daha çok evli kadınların kuaförlerde zaman geçirdiğini fark eder!
 
 

SEVMEK SEVİLMEK

Bilgeye sormuşlar, “Dünyada en güzel şey ne” diye.
-Sevmek demiş”!
-Peki sonra,  demişler.
-Sevilmek, demiş.
-Peki neden sevmek sevilmekten önce geliyor? Diye sormuşlar…
Şu yanıtı vermiş:
- İnsan sevdiğine sevildiğinden daha çok emindir!
 

YALAN!

Yalan söyleyerek dünyanın öbür ucuna gidersin ama geri dönemezsin. Dostoyevski