Korona virüsü ekonomiyi de olumsuz yönde etkiliyor. Çalışanlar tedirgin, işverenler daha da tedirgin!
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş’a geçen haftalarda yaptığımız Vaziyet programında bu durumu sorduk! Ne olacak?
Ekonomide bir durağanlık yaşanmaya başladı?
-Dünyada küçülme dahi olsa Türk firmalarının en büyük avantajı ne yapıp edip Çin’den tedarik edilen ürünlerin, firmaların yaptığı o çalışmaları mutlaka Türkiye’ye, kendi şehrimize getirmenin yolunu bulmamız lazım.
Zaten kaliteli üretim yapıyoruz. Enteresan bir şey söyleyeyim;
Hindistan’dan Macar sınırına kadar bu bölgedeki tüm ülkeler üretim çeşitliliği, tarımı, sanayisi, raylı sistemleri, kabiliyeti, makineleşme ve endüstrileşme anlamında biz bir numarayız. Bu coğrafyada bizden iyisi yok. Bunun avantajını iyi kullanmamız gerekiyor. Biz tabii ki hep kendimizi batı Avrupa ile ya da Amerika ile karşılaştırıyoruz. Ama bu coğrafyada bizden iyisi yok.
-Etkilenmemek mümkün mü peki?
-Uzun vadede baktığımız zaman herkesi bir şekilde etkileyecek.
Neticede ekonomi, üretim aslında bir bütün, global bir dünyaya entegre. Özellikle yurtdışı tedarikindeki büyük firmalar için Türkiye en azından bir giriş seviyesi olacak. Bugüne kadar İtalya’dan veya Almanya’dan, bizlerden teklif bile almayan ya da verdiğimiz teklifleri beğenmeyen firmalar şimdi kapımızda. Onlar da bir an önce bu yangını kapatmaya çalışıyorlar.
…/…
Celalettin Kesikbaş’ın açıklamaları gerçek anlamda moral vericiydi! Kimse karamsarlığa kapılmamalı!
Aradan iki hafta geçti…
Üretim yapmak, üretime devam etmek isteyen sanayicilerin ne yazık ki istedikleri kredileri bulamıyor, alamıyor!
Türkiye salgından sonra atılım yapmak istiyorsa “kredi musluklarının” bir an önce açılması gerekiyor…
Bu coğrafyada bizden daha iyisi yok! Bunu biz biliyoruz ama rakiplerimizde biliyor! Belki kabiliyetlerimizi bizden daha iyi biliyor!
Özel ya da “
yabancı bankaların” kredi vermemesini buna da bağlayabiliriz. Türkiye’nin atılım yapmasının önünü kesmek istiyorlar!
MESLEK LİSELERİMİZİN KIYMETİNİ BİLELİM!
Solunum cihazının önemini çoğumuz bilmiyorduk. Salgın başlayınca ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Tüm dünyada “solunum cihazları” sıkıntısı var. Bir çok ülke solunum cihazının
ihraç edilmesini yasakladı…
Üretimler arttı!
Ülkemizde de bir çok firma solunum cihazı üretmek için kolları sıvadı…
En dikkat çekici gelişme ise bir meslek lisesinde yaşandı…
Hatay Şehit Serkan Talan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Biyomedikal Cihaz Teknolojileri Ar-Ge atölyelerinde solunum cihazı üretildi. İş Sağlığı ve Güvenliğine uygun tasarlandı
ve Sağlık Bakanlığı Tıbbı Cihaz Yönetmeliği'ne uygun olarak imal edildi. Solunum cihazının tescilinin alınmasının ardından seri üretime başlanacak.
Meslek liselerinin diğer liselerden bir farkı var. Sadece eğitim öğretim ok. Aynı zamanda üretimde var.
Meslek liselerimizin kıymetini bilelim…
İSTİNYE YANITI!
Trabzonspor’un formasında İstinye Üniversitesi’nin reklamı var Anadolu Üniversitesi’ni çağrıştırdı…
AÖF kaynağı Ankara’ya gitti Eskişehirspor’a kaynak aktarılabilirdi. Trabzonspor’a verilen kamu kaynaklarının yüzde 5’i Eskişehirspor’a verilse bize yeterdi…
Özetli dün bunu yazdım…
Israrla şunu yazıyor bazı arkadaşlarımız…
“İyi de İstinye üniversitesi özel üniversite!” Ben devlet üniversitesi yazmadım. Zaten özel olduğunu da biliyorum. Çağrışım yaptı, dedim…
Devlet bankaları, THY gibi devlet kuruluşlarının
Trabzonspor’a sponsor olarak maddi kaynak verdiğini Es-Es’e çok azının verilmesi halinde bize yetebileceğini dile getirdim…
Aynıca İstinye Üniversitesi’nin özel olması
YÖK’ün ona maddi kaynak sağlamayacağı anlamına gelmiyor. Somut bir örnek vermek istiyorum…
Açıköğretim fakültelerinde gelir fazlası olan miktarın belli bir kısmı doktoralı insan
kaynağı yetiştirilmesine harcanacağı açıklandı. Önümüzdeki yıl daha fazla öğrencimize ülkemiz için öncelikli alanlarda
doktora bursu verilecek…
Tek soru yöneltiyorum…
Bu haktan özel üniversitelerde
doktora yapacak öğrenciler yararlanacak mı?
BİZE NE ÇOK BENZİYOR!
Bugünkü karikatürümüz İtalya’dan…
Bize ne çok benziyor!
Bir yarımız sürekli evdeyiz, sokağa çıkma çağrısı yapıyoruz.
Ama bir yarımız sürekli sokakta, sokağa çıkmak zorunda!
İtalya ile birbirimize ne çok benziyoruz!