Yaşamın içinden
Bu çırpınış niçin? Çete operasyonu
30 yıldır yazıyorum.
Sayısız ödüller aldım.
Gazeteciler Cemiyeti tarafından “ Yılın Gazetecisi” ödülüne layık görüldüm.
Bir basın emekçisi olarak Eskişehir’de ara vermeden üç dönem Belediye Meclis üyesi seçildim.
Şimdiye kadar hakkımda hiç kimse olumsuz görüş bildirmedi.
Beni gazeteci arkadaşlarım iyi tanır ve bilir.
Onun içinde, perde arkasına saklanıp,
taş atanları dikkate almıyorum.
Acaba sözde “taş atanların” ardında kimler var?
“Ben taraf tutuyorsam, onlar kim için yazıyorlar?”
Tekrarlıyorum.
Hakkımda yazmak isteyenlerle konuşmak isterim.
Cesur olsunlar çekinmeden gelsinler.
Onlara kim olduğumu anlatayım.
Yalnız merak ediyorum.
2 Eylül’ün sevgili yöneticileri, Hakkı Kutlu ve Cihan Yıldırım ve yazarları hakkımda yazılanları onaylıyorlar mı?
--//--
Her neyse.
Özür diliyorum
İnsanın kendini yazması yanlıştır.
Ama işte böyle basına nerden sızdığı bilinmeyen, yüzünü göstermekten korkanlar için yazmak zorunda kalıyorsunuz.
--//--
Son iki haftadır Eskişehir “ Mafya ve Çete” operasyonu ile çalkalanıyor.
Yakalananların adları rumuzlu olsa da, yorumlanıyor.
Herkes konuşuyor:
“ Vay be bu da mı varmış?”
“ Demek birlikte çalışıyorlarmış” v. s
--//--
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü ekiplerini kutluyorum.
Kent adına önemli, bir olayı aydınlattılar.
Yaklaşık 100 kişi yargı önüne çıkacak.
Yalnız merak ediyorum.
“ Çete-Mafya” örgütlenmesinin merkezi Eskişehir mi?
Yoksa yakalananlar dışarıdan mı yönetiliyorlar?
Merak ettiğim bir başka konu da;
“Bu karanlık güçler şimdiye kadar kaç kişinin canını yakmış.”
“ Yaşadıkları lüksün karşılığını nasıl sağlıyorlarmış”
“Koruma adı altında çalışanlar var mı?”
Bunlar çıkmalı ortaya.
Gizli, evlerde bulunan senetler ve çekler.
Silahlar... Apart kira kontratları…
Tefecilik… Çek tahsilatı… Özellikle de uyuşturucu olayı.
Ve en önemlisi “korumacılık”
Kimler korundu, neye karşı korundu? Niçin korundu?
Emniyete neden bilgi verilmedi?
İşin içinde “ kadın parmağı da var mı?”
Tekrar Eskişehir Emniyet Müdürlüğü ekiplerini kutluyorum.
Halkı tedirgin eden bu olaya bari torpil girmesin.
Günlerin Getirdiği
Akaryakıt nereye kadar
Akar yakıt istasyonunda, bir gurbetçi okurumla konuştuk. Arabasına kurşunsuz benzin alıyordu. Dedi ki “Ağabey Türkiye’de benzin çok pahalı. Litresi 2 euro. Ben Hollanda’da çalışıyorum. Orada buradan çok ucuz. Bakın benim aracımın deposu 60 litre benzin alıyor. Depoyu doldurduğumda 270 lira tutuyor. Doğrusu çok pahalı. Ben neysem de, sıradan bir insan ayda dört depo benzin kullansa nereyi tutar. Türkiye’de araba kullanmak çok zor.”
Gerçekten 50 liralık benzin aldığınızda ibre oynamıyor. Akaryakıt zammı bıktırdı. Sekiz ayda akaryakıta 11 kez zam oldu. Akaryakıt ana madde. Böyle olunca ister istemez bu zamlar akaryakıta bağlı tüm girdileri etkilemektedir. Eskişehir’de toplu taşımaya yapılan zam yüzünden insanlar sokağa döküldü İstanbul’da şehir içi ulaşıma yüzde elli zam geldi. Akaryakıt işte böyle bir olay. Yarın şehirlerarası yolculuk zamlanacak, taksi ücretleri artacak. Arabası olanlar değil, akaryakıt zamlarından herkes etkilenecek? Okurlarımız soruyorlar “Akaryakıt zamlarının arkası gelecek mi?” Sanırız zamlar devam edecek. Çünkü halve ve gidiş onu gösteriyor.
Yerel seçim ısınmaları
Yerel seçimler konusunda önüne gelen ayrı bir yorum yapıyor. En son ortaya atılan söylenti “Yerel seçimlerin 2013 yılında yapılacağı.” Yani nereden bakarsanız bakınız bir yıl var. Bunun içinde başta Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere yerel seçim ısınmaları başladı. Bu arada iktidar partisi AKP’de Büyükşehir için büyüklerin karar vermesi beklenirken, alt kademeden de isimler dilleniyor. Dillenenlerin başında ise Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı ile ETO Başkanı Harun Karacan geliyor. Karacan konuşmasa da, adamları konuşuyor. Burhan Sakallı adı Büyükşehir için geçtiğinde hemen atılıp “ETO Başkanı Harun Karacan da varmış. AKP’nin genel merkezine yakın çevreler Harun Karacan olmalı diyorlarmış. Hatta Odalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu bu konu da gerekli temaslara başlamış bile” diyorlarmış. AKP’de Büyükşehir için gelişmeler böyle sürerken, il ve ilçe yöneticilerine konuşma yasağı konduğu duyuldu. İl başkan ve yöneticileri ile ilçe başkan ve yöneticileri Yerel seçimler hakkında yorum yapmayacaklar, hiçbir isimin yanında görünmeyeceklermiş. Doğru mu, yanlış mı bilmiyorum. Bunu bir partili söyledi. Yerel seçimlerin Büyükşehir konusunda en rahat parti CHP galiba? Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in üstüne, ya da yanına hiçbir kişi konuşulmazken “Yılmaz Hoca Ramazan ayında tavrını koydu. Yaptığı konuşmalarla Büyükşehir’e yeniden aday olacağını belli etti” yorumları yapılıyor. CHP’de en keskin ve çok yanlı tartışmalar Odunpazarı üzerine yapılıyor. Tepebaşı’nda Başkan Ahmet Ataç için konuşan yok. Ama dediğimiz gibi CHP’nin Odunpazarı kanadı çok sesli. Geçenlerde yazdım. Erdal Caferoğlu-Erman Gölet- olursa J. Nur Süllü
İbrahim Arslan-Ayhan Kavas…Yani pek çok isim konuşuluyor. Çok ilginç kimse çıkıp da “Böyle bir niyetim yok” demiyor. Evet şimdilik yerel seçim ısınmaları böyle parti yönetimlerinde konuşulan meclis üyelikleri şimdilik hariç.