Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, 5 kez üst üste seçim kazanarak, kırılması oldukça zor bir rekora imza attı. Ancak 2004 ve 2009 seçimleri diğer seçimlerden farklıydı.
Çünkü Büyükerşen’in seçimlere katıldığı partisi DSP Türkiye genelinde yüzde 1 oy alırken Büyükerşen yüzde 50’nin üzerinde oy almıştı…
Nasıl olmuştu?
Hiç kuşku yok ki bilimin konusudur.
Anadolu üniversitesi Sosyoloji Ana Bilim Dalı, öğretim elemanlarından Alper Dündar’ın Yüksek Lisans Tezi, bu konuda bize ip uçları veriyor.
“Aday imajının seçmen üzerindeki etkisi Yılmaz Büyükerşen örneği” başlıklı yüksek lisans tezinde 2009 yerel seçimleri baz alınarak Yılmaz Büyükerşen’in kadın ve erkek seçmenler gözündeki imajı belli başlı liderlik ve aday imajı teorilerine göre incelendiği belirtiliyor.
Oldukça kapsamlı bir tez…
Seçimlere katılan siyasetçilerin mutlaka değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum…
Tezin can alıcı kısımlarından biri ise seçmenin adayların mesleğine bakarak karar vermesiydi.
Dündar’ın tezinde sosyolojik açıdan sonuç bölümünde şu tespit dikkat çekici:
-Meslek gruplarına bakıldığında ise
, mesleğin aday tercihinde etkin bir unsur olarak göze çarptığı görülmektedir. Seçmenlerin, adayları tanımlamada ya da adayları tercih ederken kullandıkları unsurlardan birinin de meslek öğesi olduğu görülmektedir
. Seçmenler adayların daha çok hukukçu, mühendis, akademisyen, tıp hekimi ve bürokrat olmasını isterken esnaf, işçi ve işadamı gibi mesleklerle uğraşan adaylara soğuk baktıklarını belirtmişlerdir. Kadın ve erkek görüşmecilerinde, bu doğrultuda kararlar verdikleri görülmüştür.
Kısacası Eskişehir seçmeni işçiye “
işçisin sen işçi kal” derken, patronlara da “mühendis, hekim ve akademisyen” tercih ederiz diyor…
Ancak, seçmen adayın gelirinin de iyi olması gerektiğini düşünüyor. Tezde ilgili bölümde şöyle deniyor:
- Gelir açısından ise adayın geliri ile görüşmecilerin adayı tanımlama şeklinin değerlendirilmesi yapılmıştır.
Buna göre adayın yurtdışına çıkabilmesi ve iyi bir ekonomik güce sahip olması görüşmeciler üzerinde olumlu algılar oluşmasına neden olmuştur.
2024 seçimlerine giderken iddialı iki partinin aday profilleri bu nedenle dikkat çekicidir.
AK Parti’nin adayları Nebi Hatipoğlu, Özkan Alp ve Hamid Yüzügüllü sanayici-işadamı kimmiği ile öne çıkarken, CHP’nin adayları Ayşe Ünlüce, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç hukukçu-hekim kimlikleriyle öne çıkıyor.
Meslekleri Eskişehirlilere çok daha yakın geldiğini söylememiz mümkün! Hukukçu ve hekim olmaları kendilerine avantaj sağlıyor!
ESKİŞEHİRLİ DEĞİL UŞAKLI!
Merkez Bankası’nın yeni müdürü Fatih Karahan oldu. Gazeteler ve internet haber sitelerinde Karahan için, “Eskişehirli” denildi. Fatih Karahan Eskişehirli değil, Uşaklı! Ancak Eskişehir doğumlu!
Burada doğmasının nedenini ise dedesi ve dayısından kaynaklı…
Fatih Karahan’ın dedesi Eskişehir Devlet Hastanesi’nin meşhur başhekimlerinden
Uşaklı Dr. Nafiz Mercan! Eskişehir milletvekilimiz ve ABD büyükelçisi Murat Mercan’ın babası…
Fatih Karahan, SGK Eski Genel Müdürü ProfDr Servet Rüştü Karahan ile göz doktoru Hatice Karahan’ın oğlu!
Dr. Hatice Karahan, 22. ve 23. Dönem AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın ablası…
ÜNAL AİLESİNE BAŞSAĞLIĞI!
Bir dönem birlikte görev yaptığı meslektaşlarım Esra Ünlü ile Metin Ünlü’nün
babaları Süleyman Yücel’in geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiğini üzülerek öğrendim.
Esra ve Metin Ünal çiftine, yakınlarına, dostlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Yücel’in mekanı cennetolsun!
DİNLE DİNLE DÜŞÜN!
Bir zamanlar Eskişehirspor’u da çalıştıran ve oldukça başarılı olan Ersun Yanal, “futbol ekolü” ile ilgili ders alınabilecek bir örnek veriyor:
-
Çocukken ‘Kutu Kutu Pense’ diye bir oyun oynardık, hatırlıyor musunuz? Oradaki ‘Kutu KutuPense’nin ne olduğunu düşündünüz mü hiç? Kutular dolusu pensenin çocuk oyununda ne işi var? Yok tabi.
Oyun, Fransa’da ‘écoutezécoutezpensez’ ismiyle oynanıyor, ‘Dinle, dinle düşün’ diyor çocuklara. Yani iki kere dinle, düşün ve anla diyor.
-Biz ise bunu doğrudan alıp, söylenişi benzetip ‘Kutu Kutu Pense’ yapmışız.
Anlamış mıyız, hayır. İki kere dinleyip, bir kere düşünmüş müyüz, hayır. Futbolda da bir ekolü alıp, uygulayamazsınız. Ekol, ancak sizi temsil ederse ekoldür.
GÜNÜN SÖZÜ!
Bir zamanlar insanlar, hayatlarından memnun değillerse devrim yaparlardı. Şimdi alışverişe çıkıyorlar.
Arthur Miller
GÜNÜN KARİKATÜRÜ