Eskişehir'de 401'inci filoya kayıtlı 4 uçağımız ve kahraman pilotlarımız, Nisan'ın 7'sinde büyük bir başarıya imza atarak Eskişehirlilerin göğsünü kabarttılar.
Bu ülkede güzel şeyler de oluyor. Bunlardan biri nicedir sessiz sedasız sürdürülen Göktuğ Projesi idi. Üstelik bu projede Eskişehir'in çok önemli bir rolü olduğunu da çok kişi bilmiyor.
Ancak geçtiğimiz günlerde projenin en önemli ayaklarından biri olan Bozdoğan füzesi Eskişehir'den havalanan kahraman pilotlarımız tarafından başarıyla fırlatıldı. 7 Nisan sabahı 401'inci Filo'ya kayıtlı F – 16 uçaklarımız, ses hızına yakın bir süratle ve bir solukta Karadeniz'e geldiler. Tam 4 F – 16'nın birinin kanatlarının altında Gökdoğan ve Bozdoğan füzeleri takılıydı. Bunlardan yakın menzillisi olan Bozdoğan füzesi, yine yerli üretim olan ve esasen düşürülmek için üretilen Şimşek insansız hava aracına fırlatıldı. Gerçi Bozdoğan füzesi, daha önce yapılan denemeleri başarıyla tamamlamıştı. Ancak ilk kez havadaki bir uçaktan, bir diğer havadaki uçağa fırlatılacaktı. Yani yıllar süren meşakkatli çalışmaların ve deneylerin başarılı olup olmayacağının son denemesiydi bu.
Eskişehir'den havalanan pilotlarımız Sinop üzerine geldikleri zaman, bir rampadan fırlatılan Şimşek insansız hava aracını radarlarında gördüler ve uygun atış pozisyonu alarak ve besmeleyle füzelerini fırlattılar. Füzeler sesten tam dört kat süratle hedef uçak Şimşek'i havada darma dağın etti.
Böylece Türk Savunma Sanayi açısından yeni bir sayfa açılmış oldu.
Eskişehir havacılık şehridir. Pilotlarımız her zaman olduğu gibi gurur kaynağımız oldular.
Bir dönem Eskişehir'de yok olan ipekçilik, Büyükşehir Belediyesi'nin kararlılığı sayesinde yeniden canlandı. Ülkemizde, "Para kazanmak" denildiği zaman kimsenin aklına – maalesef – çalışmak gelmiyor. Halbuki çalışmadan rahat yaşama arayışında bulunanlar, önce haysiyetlerini kaybediyor. İşte memleketin durumu ortada; fazla söze hâcet yok...
Yılmaz Büyükerşen'in 5'inci başkanlık döneminde kırsal kalkınmaya önem vereceğini biliyorduk. Doğrusu Hoca hızlı başladı ve hızlı devam ediyor. Kısa süre içerisinde "öldü" denilen ipekçilik yeniden canlandı. Üstelik yetiştirdiğimiz fideleri başka illere de dağıtıyoruz.
Eskişehir'i her zaman bir havuza benzetmişimdir. Burada bir taş attığınız zaman, o dalgalar Türkiye'ye yayılır. Eskişehir başka bir şehirdir; öncü şehirdir... Son olarak Büyükşehir Belediyemiz Antalya, Muğla, İzmit ve Atakum Belediyelerine verdiği dut fidelerini Ordu Büyükşehir Belediyesi'ne de göndermiş.
"Üreticilerimiz için bereketi bol, kazancı çok olsun!" diyen Yılmaz Büyükerşen'e teşekkür ediyoruz. Cennet gibi vatanımız var. Bir zahmet çalışsak, dünyanın en kuvvetli ülkelerinden birini çocuklarımıza armağan etmemiz içten bile değil. Yalnız "bir zahmet" çalışmamız gerekecek. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı gibi mesela...
Bütün Türkiye'de olduğu gibi, Eskişehir'de de vaka sayıları hızla tırmanıyor. Bilindiği gibi Şubat ayının başında yüz binde 30,99 olan vaka sayısı hızla tırmanmış ve geçen hafta yüz binde 524,85'e dayanmıştı. Bu rakamın son olarak yüz binde 605,85'e çıktığını öğrendik. Yani yüzde 0,6 gibi bir rakam. Üstelik bunlar resmen bilinen vakalar. Bir bu kadar da hasta olduğunu bilmeden aramızda dolaşanlar olduğunu varsayabiliriz. Yani hasta sayısında yüzde 1'e doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Hatta belki yüzde 1'i aşmış bile olabiliriz. Türkiye olarak bir an önce tam kapanmaya geçmemiz lazım. Aşının geleceği zaten yok. Boş laflarla son 6 ayı geçirdik. Tam kapanmadan başka bir çözüm göremiyorum...
25 MİLYON AŞI GÖKTEN Mİ GELDİ KEREM BEY