Bizim zaferimiz düşmanın felaketi!

Anadolu’nun çok bilinen isimlerinden biri de “Küçük Asya’dır…
Yunanlılar, Anadolu’ya çıkan birliklerine bu nedenle “Küçük Asya” ordusu adını verdi...
Üç kez komutanı değişmiştir.
General Anastasios Papoulas, Sakarya Savaşı'ndan sonra istifa etti.
General Georgios Hatzianestis Büyük Taarruz sırasında görevden alındı, daha sonra da idam edildi…
Ancak en hazin hikaye son komutan General Nikolaos Trikupis’a aittir.
Trikupis, gelecek vaat eden bir askerdi.
Büyük Taarruz Afyonkarahisar’ın güneyinden yapıldı. Yunanlıların kuvvetlerinin başında Trikupis vardı. Cephe yarılınca Trikopis kuvvetleri geri çekildi.
Bu hayatlarının hatasıydı, Kafkas Tümeni komutanı Albay Halit bey kuvvetleri tarafından çembere alındı ve esir edildi.
Albay Halit bey, esir komutanı Atatürk’ün huzuruna çıkardı. Atatürk, Tripikus’u Uşak’ta kabul edince, kendisinin eline geçen bir tebligatı uzattı.
Esir olan Trikupis Yunan orduları başkomutanlığına atanmıştı…
Sanırım dünya üzerinde esir olduğu halde başkomutanlığa atanan ilk generaldi. Çünkü başkomutan General Hacıanesti, görevinden istifa etmişti. Yunan kralının Tripikus’un esir düştüğünden haberi bile yoktu.
Tripikus, savaştan sonra bir süre daha Türkiye’de kalmış ve Yunanistan’a dönmemişti. Çünkü, Türklerin karşısında alınan yenilgiler nedeniyle Başbakan, bakanlar  ve bazı generaller idam edilmişti.
Tripikus, esir düştüğü için idam edilmekten kurtulmuştu.
Bizim Zafer bayramı, Yunanistan ders kitaplarında  “Küçük Asya Felaketi” olarak adlandırılır.
30 Ağustos, hepimize bir kez daha kutlu olsun!

 

DÜŞMANA BASKIN YAP MÜHİMMATA EL KOY!

Atatürk, Yunan’a tek ve büyük bir darbe indirerek savaşı kazanmak istiyordu. Ancak, bazı komutanlar bu plana itiraz ediyordu…
Kendilerince haklı yanları da vardı!
Başarısız olursa, Ankara hükümeti düşebilirdi…
“Bize yine Asya yolları gözüktü” diyenler vardı.
En büyük itiraz Yakup Şevki Paşa’dan gelmişti. Yakup Şevki Paşa planı riskli buluyordu. “Kaybederiz diyordu!”
En önemlisi, Türk Ordusu neredeyse 100 yıldan bu yana hiç hücuma kalkmamıştı! Hep savunmadaydı…
Plan basitti…
Düşmana baskını yap, elindeki silahı, mühimmatı ve yiyeceğe el koy!
Tartışma uzun sürmüştü. Yakup Şevki Paşa “Bu planı uygulayıp kaybedersek, bizi vatan haini ilan ederler. Meclis, bizi asar” der…
Atatürk, kısa yanıt verir:
-Sorumlusu benim! Kaybedersek beni asarsınız!
 

3 MUSTAFA!

Kurtuluş Savaşı’nda üç büyük komutan vardı…
Atatürk…
İnönü…
Fevzi Çakmak…
Ama o yıllarda onların isimleri farklıydı…
Mustafa Kemal…
Mustafa İsmet…
Mustafa Fevzi…
 

BÜYÜK TUZAK!

Büyük Taarruzun başarıya ulaşmasının en önemli noktalardan biride sessizlikti…
Ordu’nun sır olmasıydı…
Hareketlerinin fark edilmemesiydi…
İngiliz Casusları her yerdeydi. Türk karargahında bile olmasından şüpheleniyordu…
Bu nedenle Büyük Taarruz öncesi Atatürk farklı işler yapıyordu…
Çay partileri düzenliyor, futbol turnuvası organize ediyordu. Meclis’te bile yapılan bu işler eleştiriliyordu…
Hepsi bir tuzaktı…
Büyük taarruzdan bir gün önce telgraf teşkilatı kontrol altına alındı. Telsizler sustu…
Düşmanın, büyük taarruz öncesi ruhu bile duymamıştı. İlk topçu atışı başladığında bile taarruz edildiğini düşünmemişti…