Odunpazarı Belediyesi “çayı” referanduma sundu…
-1 liraya satmaya devam edelim mi, yoksa zam yapalım mı?
Belediye referandum yapınca bizim arkadaşlarda mikrofonlarını
Hamamyolu’ndaki vatandaşlara uzattı…
Vatandaş ne diyor?
Genel olarak şunu söylüyor, “
Bunun vatandaşa sorulmasını çok önemli ve değerli buluyoruz. Ancak buraya zaten zenginler gelmiyor. Daha çok da emekliler geliyor,
bu nedenle zam yapılmamalı”
Çok büyük bir kitle zam istemiyor!
En kesin ve kısa cevabı Tevfik Yılmaz veriyor:
-Bize soruyorlarsa biz olmasın deriz!
İsteyenlerde var elbette…
Mehmet Şener şöyle diyor:
- Ben de anketi dolduracağım.
Çok iyi bir uygulama. Halk memnun olursa olur. Bence zam yapılmalı. 1 Lira çok az, biraz zam olsun.
Şaşırıyorsunuz ama gerçek!
Bir başkası…
Zeki Duru:
- 1,25 olsun. Zam tabi ki gelsin. Her yerde 1,50 TL olmuş. Halka sorulması çok iyi…
Belediye ile halkın arasını bulmaya çalışıyor.
Ve Hidayet Yamalı, “topu yukarıya atıyor”
- Devlet zam yapıyor. Sosyal demokrat ne yapacak buna
? Devlet yapmasın.
O ELİNDE SALLADIĞI NEDİR?
Demokrat Parti (DP) il başkanı Hüseyin Özcan, parti toplantısında kürsüye çıktı, elinde bir evrak, Odunpazarı Belediyesi Özel Kalem Müdürü ile ilgili suçlamalarda bulundu…
Sonra elindeki evrakı gazetecilere dağıttı!
Özel Kalem Müdürü Şenol Durur, anında suç duyurusunda bulundu…
- Evrakta sahtecilik…
- İftira…
- Hakaret…
Özcan’a sordular, “
Bunları sen mi söyledin”
Ben söyledim, yanıtını verdi!
Araya bir “ancak” koydu ve “
Ben Şenol Durur’un ismini kullanmadım” dedi…
Ne yapmış, Ankara 2. Çocuk Mahkemesi’nin Şenol Durur hakkında vermiş olduğu kararı gazetecilerle paylaşmış…
…/…
Hüseyin Özcan, sanırım seçim kampanyasının bu dağıttığı “
belge” üzerinden şekillendiğini unutmuş gözüküyor. Bütün bir şehri bu olaya dahil etmeye çalıştılar!
Hüseyin Özcan’ın ya da bu durumdaki
bir siyasetçinin yapması gereken olay ve söylemesi gereken sözler bence şöyle olmalı:
-Evet, ben Şenol Durur’u yıpratmaya çalıştım. Ancak bana gelen evraklar üzerinden bunu yaptım.
Bana gelen evrakın doğru olduğunu sandım. Kamuoyundan özür diliyorum…
Başkası Özcan’ı kurtarmaz!
PİRELİ KÖYE KİM MÜDAHALE EDECEK?
Mahmudiye ilçesine bağlı Doğanca Köyü’nde yaşayan vatandaşlarımızın başı Pireler ile dertte…
Pireler iki yıl önce köyde görülmeye başlanmış.
Köylülerin dediğine göre “pireler köyü basmış”
Muhtar diyor ki:
-İlaçladığımız halde bu şeyden bir türlü kurtulamadık. Yetkililer gelip ahırları, kümesleri ilaçlasalar bence daha faydalı olur.
Biz ne kadar ilaçlasak da sonuç alamadık. Sadece bizde değil civar köylerde de var.
Köylü çare arıyor…
Belediye, Tarım Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğü’nü ilgilendiren bir konu! Vatandaşın sağlığı
da tehlike altında!
Acil müdahale gerekiyor!
HİÇ BİR ŞEY YAPMADAN YORULANLAR!
Pablo Picasso 75 yaşında öldüğünde geride 240 bin tablo, çizim ve eser bıraktı. Bebekliğini dahil etsek bile, yaşadığı her güne yaklaşık 9 eser düşüyor. Onun bu çalışması kendisine “
Çılgın verimli sanatçı” lakabının takılmasına yol açmıştı. Bir keresinde Picasso, çalışma konusunda şunları söylemişti:
“Çalıştığımda rahatlıyor ve dinleniyorum. Beni esas yoran, hiçbir şey yapmamak ya da gelen anlayışsız misafirleri ağırlamaktır”
Bir başka ressam
Leonardo Vinci 15 Nisan 1452 yılında dünyaya geldi. Yarattığı eserlerle Rönesans sanatına yön vermiş, ünü zamanı aşarak günümüze kadar ulaşmış nadir sanatçılardan biridir.
Leonardo Vinci zorluklar karşısında şu sözü söyler: “Engeller, zorluklar beni yıldıramaz.
Her engel, beni daha iyiye doğru kaçınılmaz bir değişime iter. Gözünü bir yıldıza diken kişi, kararını değiştirmez...”
TUTUNAMAYANLAR KAÇ KİŞİ!
Oğuz Atay’ın ünlü romanı Tutunamayanlar, Roman klasiklerimiz arasında yer alıyor…
Romanın kahramanı düşünen ve sorgulayan bir insandır ve bu yüzden tutunamamıştır…
Romanın bir bölümünde şu cümle duyulur:
-
Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana...
2020 yılı kitabın ilk baskısının 50. Yılı…
Tutunamayanların sayısı artıyor mu yoksa azalıyor mu?