Biri ağır gelir!..

Görüşler

Yine gündeme gelecek ve daha çok tartışılacak bir olay:

"Barikatı kim kaldırdı?"

Erdoğan "Polise ben talimat vermedim" diyor...

Anlaşılıyor ki, talimatı "Abdullah Gül" vermiş..

Olur mu?

"İki başlı olur mu!.."

…….

1990 Mart ayı...

Avrupalı milletvekilleri Antalya'da toplanıyor...

Önerileri açık:

"Terörle mücadele ederken, insan haklarına uygun hareket etmek gerek...

AT Komiseri "Abel Matutes" açıyor :

"Bırakın demokrasi standardını falan, sizin endüstri hedefleriniz bile bize uymuyor. Biz çelik endüstrisini tasfiye ederken siz son yıllarda üretimini arttırdmız. Bu birbirimizi yıpratmak olacak.. Hem AT için, hem sizin için belirsiz bir macera..."

Bir de tarih veriyor AT için:

"Belki ikibinli yıllarda..."

…….

Aynı günlerde Güneydoğu’daki olayları sergileyen fotoğraflarda çoluk-çocuk işaret ve orta parmağını ayırarak gösteri yapıyordu…

"Churchill"in zafer işareti değildi bu!”

"İki, yani iki devlet!"

Avrupalı parlamenterler de, bu görüntülere şu görüşle katılıyorlardı:

"Türkiye büyük ülke, iki devleti kaldırır!”

…….

Tam 22 yıl sonra günümüze bakın...

Önce..

“İki dil dediler…”

Sonrabb

“Özerklik…”

Yetmedi..

“Açılım…”

Ardından “kaçılım” peşine düştüler!

AT'nin adı AB olmuş..

Şimdide “ikile” diyorlar!..

Olur mu? İki başlı olur mu!..”

Ama AKP’nin adı bile yokken çocuklar istemişti:

"İki, yani iki devlet..."

Ne diyordu adamlar?

"Türkiye büyük ülke, iki devleti kaldırır!"

Ya İki başı?

"Birinden biri ağır gelir!”

Günün 0layı

Bugünlerde konuşulan bir diğer konu da "Eurozone yerine TLzone" önerisi. Merak ettiğimiz konu, vatandaşın cebinin de "Zerozone" den çıkıp bu bölgeye dahil olup olmayacağı…

Gani Yıldız

Günün Biberi

Yeni geliştirilen bir teknoloji ile cep telefonu aynı zamanda "kredi kartı" olabilecekmiş. Bu durumda milletimize en uygun ulaşılamama mesajı da, "Aradığınız kişi şu anda hesapsızca harcama yapıyor" olur herhalde!

Günün Sözü

Adalet devletten önce gelir.

Aristo

Gerilim

29 Ekim günü Ulustaki barikatı yıkanlar aranıyormuş.

Fazla aramaya gerek yok..

Yolda ilk gördüklerini çevirsinler, mutlaka odur!

Fahrettin Fidan

Kıssa-dan

Yalova Belediye Başkanı, "Yabancı dilde yazılmış tabelaları kaldıracağız" demiş.

Ne diyebiliriz ki?

"Geriye tabela kalır mı?"

Özdeyiş

Bir toplumda "gözünü açmak" tan çok , "açık sözlülük" ve "aç gözlülük" konuşuluyorsa orada gerçek bir açlık var demektir.

Yekta Güngör Özden

Günün Balı

Tayyip Erdoğan, "Başkanlık sistemi gelirse çift başlılık ortadan kalkar" demiş...

Şükür ki..

"29 Ekim’de başkanlık sistemi yoktu!.."

Balthör

Kolsuz Yaşar’dan

Tepebaşı Meclisi'nde "kınama gerginliği" yaşanmış.

Çok merak ettim..

"Kimler kına yakmış abi!..”

Hiç "Türkyıldız" derler mi?

"Canlı Para" yarışmasında, karı-koca yarışan Abbas ve Dilara'yı izliyorduk...

425 bin liraları vardı...

Soru geldi:

"TÜBİTAK'ın 2023’de aya yollayacağı aracın adı nedir?"Şıklar:

"Aycan-Abidin ve Türkyıldız..."

Program arasında eşini çok sevdiğini belirtip, "Ülker'in çikolatalı kofretini unuttuğum zaman çok üzülürüm" diye Abbas Bey'in artık bu soruyu rahatlıkla bileceğini sanıyorduk...

Ama o da ne?

Paranın 400'ünü "Türkyıldız"a bastılar...

Eşi son anda, 25'ini "Aycan"a kaydırdı...

Sorunun doğru yanıtı da "Aycan"dı...

"Türk" adını bugün her yerden kaldırmak isteyenler, 2023’de hiç uzay aracına "Türk " adı verirler mi? Abbas Bey bunu nasıl düşünemedi, hayret!

Ama o 25 bin lirayı da aldılar sonunda...

Artık eşine bol bol "Ülker kofreti" alabilir!..

“Üç önemli hatan oldu!”

Genç papaz ilk kez dini bir töreni yönetecekmiş.

Konuşmasını yapıp tören bitince, yaşlı papaza sormuş:

"Muhterem peder, tören bittiğinde büyük bir alkış aldım ama yine de bir kuşkum var. Herhangi bir hata yaptım mı?"

Peder, tebessüm ederek:

"Üç önemli hatan oldu" demiş..

Birincisi,"Oley" değil, "Amin" diyecektin.

İkincisi, kürsüden inerken merdivenden inecektin "trabzandan" kaydın.

Üçüncüsüne gelince, "Onun bunun çocuğu" değil, "Meryemin çocuğu" diyecektin...

Hemşirenin kabahati

Hasta adam arkadaşına dert yanıyormuş:

- Yahu şu hemşire kıza deli oluyorum.. Çok güzel bir şey.. En büyük kabahati sabahları

gelip elimi tutması.. Ondan sonra da tansiyonumun "normal" olmasını beklemesi..

"Deli ediyor beni, deli!"

Güvencemiz yerine geldi

Birilerinin neden  bu kadar kızdığı açık ve seçik!.. Son 29 Ekim, sanki bir başlangıç gibi...

Bakın "Işık Kansu" nasıl değerlendirmiş:

-Cumhuriyetin sermayeye de orduya da emanet edilemeyeceği hep söylenir, yazılırdı.

Şimdi yaşayarak öğreniyoruz.

İçinde bulunduğumuz dönemin bir ortaçağ, Cumhuriyet için bir gerileme devri oldu kesin...

Bu ortaçağdan, "Atatürk" ün kurduğu Cumhuriyet’ten, Atatürk’ün kurduğu partiye değin tüm kurumlar olumsuz etkileniyor. Ama genimizde saklı bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik duygusunun verdiği dirençle bu ortaçağı da aşacağız.

29 Ekim’de halk olarak güçlü olduğumuzu gördük.

"Biz halkız, yeniden doğarız..."

Günün Şiiri

Ben Ben

Alışılagelmiş sorudur,

Sen nerelisin hemşehrim?

Ben Karslı, Ben Tokatlı

Ben, ak üstünde kara yazıyla doğulu

Ben, ayak işlerine amade biçare

Ben, ölü it leşine

Karga gülüşüne alışık insan

Ben, gülenç yüzlere hasret insan

Ben, bilisiz, ben ödlek korkak

Ben, kıraç bataklık, ben saçmasapan

H. İbrahim Şahin (Varlık-1956)

O daha çocuk, ne derse yeridir!

Hemen "bütün gazetelerde vardı ama, "Hürriyet" neredeyse tam sayfa vermişti…

Of sporlu Rasimcan, Twitter’a Beşiktaşlı Batuhan'ın kendisine para teklif ettiğini yazınca ortalık karıştı...

Başlığa bakın:

"Şaka mı, şike mi, palavra mı?"

- Batuhan-Rasimcan diyalogu, gün boyu sosyal medyada tartışıldı. Beşiktaşlı oyuncuya

yoğun tepki gösterildi.

Nitekim Mersin kadrosuna da alınmadı…

-Rasimcan,attığı Twitter hesabını apar topar kapattı, "Espri yaptım" dedi…

…….

Haber böyle sürüp gidiyordu...

Beşiktaş yönetimi de resmi sitesinden bir açıklama yaparak, "İddia edilen diyalog hayal ürünüdür" dedi...

Acaba öyle mi?

Ya da.. .

"Ateş olmayan yerden duman çıkmaz mı!..”

Biliyorsunuz..

Batuhan Beşiktaş'ta kiralık, yani halen Eskişehirspor'un malı...

Yarın öbürgün dönebilir..

Onun için bizler "Batuhan”ın  yanında olmalıyız...

Kendisini "17 yaşında" almıştık...

Uyuttuk, büyüttük hala 17 yaşında...

Bakın nüfus kağıdına..

Gidin sorun ebesine...

"O daha çocuk..."

“Ne yapsa doğru, ne dese yeridir!..”