Birey olmaya başladık!..

Birey olmaya başladık!..

4 Haziran 2013 09:48
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler

 

Ne demişti Sümerolog “Muazzez İlmiye Çığ?”

“Tepkisiz bir millet olduk… Başımıza ne geldiyse tepkisizlikten geldi…”

Adına yakışır "Çığ" gibi patlamıştı...

Haklıydı...

Generaller gözaltına alınıp tutuklanırken CIA yanlısı filmler gibi izledik...

Gazeteciyi attık içeri...

Bizden olmayana "kansız" dedik...

"Mustafa Balbay" ya da "Tuncay Özkan" gibi kalemler yıllardır Silivri'de tutulurken...

"Çoğumuz buğulu gözlerle izledik!..

" Yurdun her yanında özelleştirmeler yapılıp, toprak satılırken...

"Bize dokunmasın da!" dedik...

Çayımıza, suyumuza, içkimize karıştılar...

Yatak odalarımıza kadar uzanıp "Üç çocuk yapın" dediler...

"Mesir macunu bile istemedik!"

Şehide "kelle" denilirken...

Davul-zurna ile yolladık çocuklarımızı...

Yetmedi...

"İki ayyaş’a kadar gelindi!"

Ne dersiniz?

Gerçekten..

"Gezi Parkı mı?"

………….

Biber gazı...

Tazyikli su...

Panzerler...

"Polis ne yapsın, emir kulu?"

Değerli dost- yazar "Orhan Aydın" ın bir kitabındaki sözleri geldi yine aklımıza...

"İtiraz ve muhalefet etmek birey olmanın gereğidir" diyor ve ekliyordu:

"Ama gerçek birey sürüye sayılmaz..."

Doğrudur... Tarih boyunca insanlar sürüleştirilmek istenmiştir... Buna karşı çıkmak ya da sürüye sayılmayı reddetmek, "birey olmak" demektir...

Düşünme tembelliği zihin köleliğidir...

"Öne atılan her şeyi yutmak tavuğa özgüdür, insana değil…”

Ne dersin            Orhan abi?

“Gezi Parkı ile birey olmaya başladık galib

 

Amigo Orhan’ın korkusu!

Adalar’da "Necip"in cafesinde sohbet ediyoruz...

Yanımızda Amigo Orhan ve Kolsuz Yaşar var...

Orhan abinin elinde de bir poşet... Tereyağı ve yoğurdu almış eşine telefon ediyor:

"Arkadaşlarla biraz lak-lak ediyoruz... Tam saatinde geleceğim, merak etme!.."

Tekmili verdikten sonra gençlerin sesi duyuldu...

Bir yandan da polisler geliyor adaya...

"68 Ruhu"nun verdiği heyecanla birden fırladı Amigo:

"Bizimkiler geliyor, bizimkiler..."

Cafe'den koşarak çıkarken de hepimize seslendi:

"Aman yorda-yağa dikkat edin!"

Arkasından kendini iyi tanıyan biri de bizi ayrıca uyardı:

“Poşeti saklayın, ödü patlar yengeden!.."

 

 

 

Günün Olayı

Roma'da bir duvarın yıkımını durdurmak için 150 bin insan oturmuştu önüne...

Taksim'deki ağaçları savunmak "bölücü" dediğin BDP’li vekile kaldı...

Sağolsun...

Bekir Coşkun

 

Günün Biberi

Bugünkü çocuklar, hepimiz toprak olduktan sonra, günümüzde çekilen temel atma fotoğraflarının baskılarını yorumlarken kendi çocuklarına "Cinayeti gördüm!" diyecekler…

Emre Kongar

 

Özdeyiş

Zengin Musevi’den ve sarhoş Rum'dan kork...

Yahudi atasözü

 

 

Günün Sözü

Düşman karşında elinde kılıçla duran değildir.

Arkasına hançeri saklayıp yanında durandır...

Paulo Coelho

 

 

Günün İncisi

Kuş gibidir, çok sıkarsanız boğulur, serbest bırakırsanız uçar...

Syndey Rome

 

Günün Sorusu

Giderken evi, arabayı ne bulduysa götürdüğü için "kasırgalara hep kadın ismi verildiğini" biliyor muydunuz?

Şenol Keskin

 

Gerilim

Anayasa kılavuzu "kuzu" olanın, burnu 12 Eylül Anayasası’ndan kurtulamaz!..

 

Günüm Balı

Ahu Tuğba "Tam 25 sevgilim ve kocam oldu" demiş...

İşte...

"Mal bildirimi" diye buna denir!...”

 

Mantardan ölen kadınlar

 

İki arkadaş yolda karşılaşırlar… Biri hemen atılır:

"Heeey dostum, iyi haberlerini aldım, evlenmişsin..."

"Evet" der arkadaşı:

“Bu dördüncüsü..."

-Yapma yav! Peki, önceki üçüne ne oldu?

"Üçü de öldü..."

 -Çok üzüldüm, nasıl oldu peki?

"İlk karım yediği mantarlardan zehirlenerek öldü..."

-Korkunç bir şey...

Ya ikincisi?

" O da mantar zehirlenmesinden öldü..."

-Ne kaderin   varmış yaaa! Ya üçüncüsü? O da mı?

"Yok yok, o boynu kırılarak öldü..."

-Anlıyorum... Kazaydı yani?

"Hayır... Mantarları yemedi..."

 

 

Sevimsiz şey!

Dün akşam karıma dedim ki:

"Ot gibi yaşamayı istemem. Eğer bir gün makinelere bağlanacak olursam hiç tereddüt etme, fişi çek...”

Karım yerinden kalktı ve bilgisayarımın fişini çekti. Şarabımı da çiçeklerden birine döktü..."

Sevimsiz şey!..

 

Atatürk'ün ağaç sevgisi ve medya

 

Usta çizer "Ercan Akyol"un yandaki karikatürde yansıttığı gibi, "Merkez Medya" sınıfta kaldı...

Türkiye çalkalanırken "Gezi Parkı"nda "üç maymunlar"ı oynadılar!..

Yandaş ya da bir kaç "gaz alıcı" yazarlarıyla "yarı yandaş" medyanın mesleğimiz adına utanılacak bir görüntüsüydü bunlar...

“Milyonları görmediler...”

Yazık!..

Başlığımızdaki "Atatürk'ün ağaç sevgisi"ne gelince...

Yalova'nın eski Belediye Başkanı "Barbaros Binicioğlu" dile getirmiş:

- Atatürk, Yalova'da bir İngiliz diplomatı ile birlikte gezinirken birden şapkasını çıkarmış, ulu bir ağaca selam vermiş...

Diplomat şaşırmış ve bu selamın nedenini sormuş…

Atatürk gülmüş:

"O bizden yaşlı, tabii ki selam vereceğiz..."

Yine bir gün Çankaya'da yolu tıkayan ağaç için bahçevan "Emrederseniz hemen keseyim Paşam" demiş...

Atatürk'ün yanıtı:

"Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin?"

 

Günün Şiiri -

Dalgalar

Bir uzak limanda unutulmuşum

Toprak yollarında gölgem

Dalgalarında adım kazılı

Ve bir martı kanadında düşüncem

Bir uzak limanda unutulmuşum

Enginden beni çağıran sesler gelir

Nice sevgiliyi görmüş, ayırmış

Deniz dalga dalga yükselir

Bir uzak limanda unutulmuşum

Bahar kokulu dalgaları

Dudak dudak fısıldanan hikayemizi

Yaprak yaprak düşünür akasyaları

Mustafa Tosun (Yarlık-1951)     

 

 

Özgün tencere eylemi

Ruhat Mengi yazıyor:

- Cuma gecesi saat 2.30’da "Bebek"te oturan bir arkadaşım aradı... Bir saat önce evlerin pencereleri açılarak tencereler çalınmaya başlanmış. Kısa süre sonra büyük kalabalıklar sokağa inerek protesto yürüyüşüne başlamış. Aynı eylemler "İstanbul 'un Kadıköy yakasından " onbinlerce insanın "Boğaz Köprüsü"nden geçmesiyle sürdü.

Tencere çalarak başlayan yürüyüşler Adana, Konya, Mersin, Kocaeli ve diğer illerde de devam etti.

Artık bir de "özgün tencere eylemi" var Türkiye’nin.

Meğer ne tepki birikmiş toplumda...

 

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi