Yaşamın içinden
Bir değil iki bayram
İlkin Kurban Bayramı, ardından Cumhuriyet Bayramı.
Aslında güzel bir tarihi rastlantı.
Gelin de bunu bizim aklı evvellere anlatın.
Telefonuma sayamayacağım kadar, güzel duygularla yüklü mesajlar geldi.
Dikkat ettim.
Mesajlarda Kurban ve Cumhuriyet Bayramı birlikte kutlanıyordu.
Satır satır okudum hepsini.
Kimisi uzun kimisi kısaydı.
Kimisi sevgi ve dostluk dolu, kimisi özlenen çağdaş ve laik yaşamın güzelliklerini serpiyordu dostluğun üstüne garnitür olarak.
İşte hoşuma giden mesajlardan biri
“Cumhuriyet yoluna canımız kurban olsun.
Her iki bayramınız da kutlu olsun. ”
Teşekkürler M. Şener’e.
Bir başka mesaj ise toplumsal yapımızı anlatır gibiydi:
“Ben Cumhuriyet Bayramınızı, eşim kurban bayramınızı ayrı ayrı kutlarız.”
Güldüm uzun uzun.
Öyle ya.
Madem demokrasi var isteyen istediği bayramı kutlar değil mi?
---//--
Laik cumhuriyet için, özgürlükler için Ankara’da toplanmalara yasak koyanlar, kadın erkek, çoluk çocuk demeden insanlara biber gazı sıkanlar geldi aklıma.
Eskişehir’de ki 29 Ekim kutlamalarında STK’ların Atatürk anıtına çelenk koyup saygı duruşunda bulunmalarını yasaklayanları hatırladım.
İçişleri Bakanı’nın:
“Kimseden korkmadan üzerlerine gideriz” demesine yorum yapamadım.
Ne demek yani?
İktidar halkın bayram yapmasından korkar mı?
Cumhuriyet Bayramı kutlanıyorsa, insanlar cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal’in anıtına çiçek koyabilmeli
Anneler ve babalar çocuklarının elinden tutup Ata’yı işaret etmeli:
“İşte cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal bu çocuğum. O’nu unutma” diyebilmeli değil mi?
Mezarlıklara gidip büyüklerini anan insanlar, Anıtkabir’e gidip Ata’sına saygı duruşunda bulanabilmeliydi.
İnsanlar gerek Kurban Bayramı’nı gerekse Cumhuriyet Bayramı’nı birlikte kutlamak istiyorsa, siyasi iktidar bundan rahatsız olmamalıydı.
Ama bizde tam tersi oldu.
Her neyse.
Şöyle ya da böyle…
İki bayramı birlikte kutladık ulus olarak.
Arayan dostlarıma sevgiler ve saygılar sunuyor teşekkür ediyorum.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günlerin Getirdiği
CHP birlik istiyor
CHP il binasındaki bayramlaşmaya gittim. Salonun önü kalabalıktı. Milletvekili Kazım Kurt ile İl Başkanı Erman Gölet şık giyimleri ve uzun boyları ile dikkat çekiyorlar ve gelenlerin ilgi odağı oluyorlardı. Demek ki Başkan Büyükerşen ile Başkan Ataç bir yerlere gitmişler ki aynı karede görmeye alıştığımız bazı meclis üyeleri de yoktu ortalıkta. İsim isim saymaya gerek yok bilenler bilir çünkü. Erman Gölet kısa konuşmasında, Büyükerşen, Ahmet Ataç ve Milletvekili Süheyl Batum’un selamlarını partililere söyledi. CHP’deki bayramlaşmaya nedense İlçe Başkanları Erdal Çakıcıer ile Vural Yörük gelmediler. Erman Gölet’te onlardan söz etmedi. Gölet kısa konuşmasında CHP’de birlik ve beraberlik çağrısı yaparak “Buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” dedi. Milletvekili Kazım Kurt ise iktidarın seçim kazanmak için her türlü yolu denediğini belirterek “CHP iktidara karşı demokratik alanda mücadelesini sürdürmektedir. Bu konuda Eskişehir CHP’lileri olarak var olan gücümüzü sonuna kadar kullanmalıyız. Bu konuda başarıya ulaşmanın yolu birlik ve dayanışmadan geçecektir” dedi. Son konuşmayı CHP’nin Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer yaptı: İktidarın bayram yapmasından korktuğunu, bu konuda yasakçı zihniyetini sürdürdüğüne dikkat çeken Usluer “Biz bayramlarda halkın birlik ve beraberlik içinde kucaklaşmasını istiyoruz. Kurban Bayramı’nı olduğu gibi Cumhuriyet Bayramı’nı da coşku içinde kutlayıp, laik cumhuriyetimize bağlılığımızı haykıracağız. İktidarın yasakçı zihniyetini her yerde her alanda anlatacağız” diye konuşurken alkışlandı. CHP bir partilinin söylediği “Bayramdan bayrama değil, bundan sonra her gün böyle bir araya gelmeliyiz” sözleri çekti dikkati. Partililer istiyor da, bakalım yöneticiler ne diyecek bu isteklere.
Belediye çalışanları aday adayı olursa
Henüz fol ve yumurta yok, ama CHP’den Odunpazarı Belediye Başkan adayı olacakların sayısı giderek artıyormuş . Geçen gün Sadi Seda yazdı. Genel Sekreter Mustafa Mansız “Adayım. Ama henüz Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e danışmadım. Gerekirse danışır, görüşürüm” demiş.
Mansız eğer böyle söylediyse doğrusu pes demek gerekir. Çünkü bildiğimiz Mansız Büyükeşen’e danışmadan hiçbir karar veremez de, belirteyim dedim. Mustafa Mansız belediyede değişik kademelerde çalıştı. Karar verici değil, verilen kararları uygulayıcı oldu. Her neyse Mansız’ın vereceği kararın çıkışını zaman içinde göreceğiz. Arkadan J. Nur Süllü gelecek. Nur adaylık için sıra bekleyen, daha doğrusu işaret gözleyen bir isim. Şimdilik kendi deyimiyle 657’ye bağlı. Genel Sekreter Yardımcısı Canan Demir’in adı da Odunpazarı Belediye Başkan adaylığı için geçiyor. Ancak kendisinden şimdiye kadar bir şey duymuş değiliz. Olur mu olmaz mı, zaman içinde göreceğiz. Eski Genel Müdürü Garip Yıldırım’ın adı ise, CHP’nin belli bir kesimi tarafından konuşuluyor. Gördüğünüz gibi, bu isimlerin hepsi için onay gerekli. Onayın kim tarafından verileceğini ise herkes biliyor. Kesin sonuç için biraz daha beklemek gerecek galiba.
.