Tam 101 yıl önce bugün fakir Anadolu bozkırının ortasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurmuşuz.
Tam 101 yıl önce bugün fakir Anadolu bozkırının ortasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurmuşuz. Hepimiz inanıyor ve hattâ iman ediyoruz ki Meclisimiz ilelebet payidar kalacaktır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükûmet sistemine geçtikten sonra Kurtuluş Savaşı Gazisi Meclisimize bir şeyler oldu. Artık TBMM, kendi hükûmetine soru bile soramayan, sorsa da cevap bile alamayan bir kurum hâline geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üyelerinin tamamının oy verdiği uluslararası bir antlaşma bile, bir gece yarısı hazımsızlık çekerek uyanan bir kişi tarafından kaldırılabiliyor. Hiç unutmam, "Türk Tipi Başkanlık Sistemi"nin ilk günleriydi... TBMM'nin halılarının rengi kırmızıdan turkuvaza değiştirilmişti. Biliyorsunuz; Sayın Cumhurbaşkanımız kırmızı rengi hiç sevmiyorlar. Turkuvaz rengi pek seviyorlar. Nitekim başta Ankara'daki olmak üzere Türkiye genelinde ve emrinde bulunan bütün saraylardaki kırmızı halılar, yerini turkuvaz olanlara terk etmiş. Sayın Cumhurbaşkanımız arada sırada TBMM'ye uğrarsa, kırmızı halılar göz zevkini bozmasın diye ayaklarının dokunuşuyla şereflendirdiği TBMM halılarının rengi değiştirilmişti. Milletvekillerimiz ise ertesi gün, turkuvaz rengi halıları görüp şaşırmışlardı. Demek istediğim o ki, bir zamanların 7 düvele meydan okuyan Gazi Meclis'i gitmiş, yerine halısının rengine bile karar veremeyen bir kurum gelmiş... "Allah sonumuzu hayır etsin" diyor, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyorum.
Aşının gelmesine çok var
Eskişehir'de şimdiye kadar 118 bin 40 kişinin aşılanarak kurtulduğunu öğrendik. Bilindiği gibi iki doz aşı olmak lazım. Dolayısıyla 236 bin 80 aşı ancak yarısı kadar vatandaşımızı kurtarıyor. Bu arada 69 bin 421 vatandaşımız da ilk doz aşısını oldu. Bu vatandaşlarımız da aşılarını yaptırınca kentimizde 187 bin 461 kişi rahatlamış olacak. Ancak bu rakamların yeterli olmadığı açık. Eskişehir'de 887 bin kişilik bir nüfus var. Biz bu nüfusun yüzde 20'sini bile aşılayamamış durumdayız. Aralık ayında başlayan aşılama çalışmaları aradan 5 ay geçmesine karşın yeterli seviyede değil. Yani aşıya güvenmeyeceğiz. Geriye maske – mesafe ve hijyen kurallarına uymaktan başka bir seçenek kalmıyor. Lütfen dikkatli olalım. Aşının geleceği yok...
Uzun bir kısa çalışma oldu
Esnaf ve sanayicinin dört gözle beklediği kısa çalışma ödeneği uygulaması 3 ay kadar uzatıldı. Şimdi bu uygulamadan dolayı işçi kesimi rahatsız. Bu devirde asgari ücretle bırakın ev geçindirmeyi, temel mutfak masraflarını bile karşılamak zor. Şimdi kalkmış çalışanlara yarım asgari ücret verip, "Haydi bakalım hayrını gör. Aman dikkatli harca bak!.." diyoruz. Artık bozdurup bozdurup harcarlar... Öte yandan söz konusu uygulamanan işçi kesimi için kötü olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü eğer ki işverenler bu kısa çalışma ödeneği olmazsa iflas bayrağını asarlar. İşte o zaman işçinin alacağı yarım maaş da kalmaz. Maalesef berbat bir durumdayız. İşçi de zor durumda, işveren de. Bir tek İstanbul Boğazı'na karşı viskisini yudumlayan müteahhitlerin durumu iyi.