Görüşler
Beyin nerede?
İki kadeh içtikten sonra, konu "beyin"di ve nerede olduğu tartışılıyordu...
Biri, kafanın tam ortasında olduğunu iddia ederken, diğeri soğancığın altında olduğunu söylüyordu...
Öteki tutturdu:
"Hayır, ense kökündedir…"
Tanık olmuştuk bu olaya…
"Dört beyin, dört insana nerede bulunduğunu tartışma konusu yaptırabiliyor!"
Hepsine soruyor:
"Bilin bakalım, ben neredeyim?"
Sonra da dalgasını geçiyor.
Çünkü, soruyu da kendisi yanıtlıyor ya da yaşattığı canlının dilini istediği gibi konuşturuyor…
İçinden de kıs kıs gülüyor, "Kendime aptal diyemem ama!" diyor:
"Nerede olduğumu düşünüyorsanız, oradayım işte!"
………
Rahmetli Ecevit, "Kontrgerilla" demişti…
Uğur Mumcu katledildikten sonra, Erdal İnönü benzerini söyledi...
Demirel..
"Hiç dünle bugünü bir tutmadı!"
Çiller, biraz yaklaşır gibi oldu:
"Devlet için kurşun sıkan ellerin ayrı bir onuru vardır..."
Özal, dokunmadı bile...
Bugüne kadar da Tayyip Bey gibi açık ve net konuşan olmadı:
“Evet, derin devlet vardır…"
………
77’den bu yana gelirsek, yukarıdaki söylev sıralaması 35 yılı kapsıyor…
Daha öncesi kenarda kalsın…
Demek bunca yıldır "Derin Devlet" tartışılıyor…
"Ergenekon" davaları sürüp gidiyor...
Nereye kadar belirsiz...
Peki ama..
"Derin devlet varsa nerede?"
Nasıl "kıs-kıs" gülüyordur:
"Nerede olduğumu düşünüyorsanız, oradayım işte!..”
………
Bu esprinin ışığında unutamadığımız sözler "Erdal İnönü"ye aitti… Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü gün söylemişti:
"Katilini bulmak namusumuzdur...”
Günün Şiiri
Sevdalar içre
Esme rüzgar aman yağma yağmur
Kalbim yaralı, kalbim hüzünlü
Kalbim sıcak iklimler havası
Bir garipçe türkü tutturmuş kendine
Bir yağmur yağıyor kız gibi civan
İnceden, hafiften, narincecik
Şimdi bir toprak kokusu içim dışım
Pencerenin altında
Bütün iyimserliği üstünde
Biri bir gitara çalıyordu
Bir başına karşı dünyaya
İyi günler, sevdalar arkadaşım
Kavak yelleri esiyor başımızda
Yaş yirmibir dedik deli dünya
Gayrisi iyi günler, iyi sevdalar içindir.
Talip Bursun (Varlık-1952)
Başbakan Churchil’ den
İngiltere Başbakanı "Churchill", Londra'da akıl hastanesini dolaşıyormuş… Bir hastanın kendine çok dikkatli baktığını görünce yanaşmış:
"Beni tanıyor musun?"
"Hayır" demiş hasta, "kimsin?"
"İngiltere İmparatorluğu’nun Başbakanıyım…
Akıl hastası gülmüş:
"Ben de öyle başlamıştım..."
Evlilik
Evlilik çılgınca bir şeydir.
Aklınız başınızda değilken evlenirsiniz.
Evlendiğinizde aklınız başınıza gelir.
Ama yine de “bu çılgınlığı” sürdürmeye devam edersiniz…
Zafer Önen
Özdeyiş
İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, çok parlak ışıkta da...
Montaigne
Hemşirenin çocuk müjdesi
Doğum odasının önünde beklerken hemşire dışarı çıkıp adamın birine "Tebrikler, ikiz babası oldunuz" dedi.
"Hadi ya!" dedi adam, "İkizler İnşaat'ının sahibiyim.. Tesadüfe bakın..."
Biraz sonra aynı hemşire bir başka adamın yanına gitti, "Eşiniz üçüz doğurdu" müjdesini verdi. Adam "Yaşasın" diye bağırdı, "3 M de çalışıyorum, üçüzüm oldu..."
Biraz sonra "4 Mevsim " otelinin sahibinin de dördüzü olunca fenalaştım...
"Yıllarca dur dur da, şu ara salak gibi git, 101 Dalmaçyalı’nın prodüktörlüğüne soyun!..."
Zayıflama hapı
Doktoruma reklamlarda kilo verdirdiği söylenen vücuda yapıştırılan bantları sordum…
"Gerçekten zayıflatıyor mu bunlar?"
"Kesinlikle" dedi:
"Tabii ağzınızın tam ortasına yapıştırırsanız ve bütün gün orada kalırsa..."
Günün Olayı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Ben olsam konuşmacıyı bırakıp onu protesto eden öğrenciyi çekmek için dışarı çıkan basını tekrar içeri almam” demiş.
Buna şükür... "İçeri aldırırım" da diyebilirdi!
Gani Yıldız
Günün Sözü
Ne istediğini bilmek gerekir.
Bilince, bildiğini söyleyecek cesa¬ret gerekir.
"Söyleyince, dediğini yapacak cesaret gerekir."
Clemenceau
Deliler ve akıllılar
Aynı derecede zararsız kimselerdir.
Asıl tehlikeliler, yarı deli ve yarı akıllı olanlardır…
Goethe
Günün Balı
Dik dur ama dikleşme...
Dış politikamızı kısırlaştırma!”
Balthör
Cuk
Kültürümüz, biri açık olduğunda ikisi kapanan üç çekmeceden oluşur..
"İş, eğlence ve bilgilendirme..."
Gerilim
Bu ülkede, düşünenler için..
“Gereği düşünülür!..”
Büyükşehire "Süper Yetki" mi?
Gazetemizin manşetinde "yetki" diye çıktı ama bir başka açıdan kuşkuluyuz!
Hazırlanan yasa tasarısına bir bakalım:
-Yeni kurulacak büyükşehir belediyeleri ile birlikte il çapında yapılacak bir seçim ile başkanlar belirlenecek... Süper yetkilere sahip olacaklar…
-İmar yetkisini, her türlü alt yapı projesini yapma olanağını, özel idarelerin yürüttüğü kırsal alt yapı hizmetlerini bu belediyeler yürütecek...
-İlçe belediyeleri yetkilerinin önemli bölümünü kaybedecek...
Böylece bir tür, "yerel başkanlık sistemi" kurulmuş olacak...
………
İlk bakışta gerçekten "süper yetki"lerle donanacak başkanlar...
Böyle görünüyor...
Ama madalyonun öbür yüzü gerçekten öyle mi?
"Başkanlık" sistemini tartışmaya açan iktidarın başka amaçları olamaz mı?
Örneğin, seçim tüm ili kapsayacak...
En uzaktaki seçmen, özellikle "iktidarın adayı"nı düşünmez mi?
Haksız da olamaz...
Eğer gerçekleşirse,
"Valiler bile tarihe karışabilir..."
Başkanlar, valilerin yetkilerini de alırlar...
Bir başka nokta da, bu uygulamanın perde arkasında "Federal yönetim" görülüyor...
“Uyar mı, uymaz mı?”
O da tartışılır ama, bu iktidarın kendi yararına olacak her şeyi çıkardığından eminiz...
Bu olay da bundan farksız değil gibi...