Görüşler
Bernard Shaw’dan
94 yıllık yaşamı boyunca çizgisinden hiç ayrılmamış Bernard Shaw…
Kendisini şöyle tanımlar:
" Benim hem fazla yaratıcılığım hem de soytarılık yönüm var. Ama ahlakımın soytarılık yönü diğer-lerini "bastırıyor…”
İrlandalı yazar, okuyucularının gerilim duygularını uyandırmak istediği zaman bile onları güldürmekten kendini alamadığı için yapısını böyle yorumlamış...
…….
Çetin Altan’ın esprisiydi..
"Bernard Shaw”, bir gün Hollywood’un ünlü film şirketlerinden birinden şöyle bir mektup almış:
"Sevgili Üstat.."
Sizin ölümsüz eseriniz "Sezar ve Kleopatra"nın filmini yapmaya karar verdik. Ama izleyiciye bazı ödünler vermek gerekiyor. Aramızda para sorunu olamayacağına göre, sizin de bazı değişiklikleri hoşgörüyle karşılayacağınıza inanıyoruz.
"Sabırsızlıkla cevabınızı bekliyoruz..."
Shaw da cevabı yazmış:
Sizin teklifinizi kabul edecek kadar aşağılık biri olduğumu nasıl düşünebilirsiniz?
Canınız cehenneme! Not:
"Para ne kadardı?"
…….
Bazen merak ederiz..
"Siyaset okuyucuyu bıktırmaz mı?"
Öyle ya..
Yerel seçime bir yıldan fazla bir zaman var, yarın seçim olacakmış gibi yazıp çiziyoruz... "
“Bunun anlamı nedir?"
Galiba Shaw, kendisini tanımlarken günümüze de ışık tutmuş… Hem yaratıcılık var, hem de soytarılık Yaygın basına şöyle bir bakın!
"Bir uçak dolusu gazeteci Afrika’ya..."
"Bir uçak dolusu da Çin'e..."
Biri kuşkusuz "yandaş", diğeri “candaş-yandaş" karı¬şık uçuyorlar!
Hepsi de onurlu ve kibirli...
"Not: Para ne kadardı!.."
"Dışarıda hava berbat"
Adamın birisi sabah erkenden kalkar.
Kahvaltısını yapıp balığa gitmek üzere sessizce garaja geçer. Yola çıkar ancak bir süre sonra vazgeçip eve döner.
Arabasını tekrar garaja koyduktan sonra eve çıkıp, yavaşça üstünü çıkarır, yatağa girer ve uyumakta olan karısına sarılarak, "Dışarıda çok berbat bir hava yar" diye fısıldar.
Karısı da mırıldanarak yanıt verir:
"Ah benim salak kocam! Bu havada balığa gitti, inanabiliyor musun?"
Temel doktora gitmiş
"Çok hastayım doktor, vücudumun neresine dokunsam fena canım yanıyor!"
Doktor, iyice muayene ettikten sonra "Bir şeyin yok" demiş. Temel vücudunu bir daha yoklamış:
"Olur mu doktor nereye dokunsam çok acıyor."
Sonunda bulmuş doktor:
"Oğlum senin parmağın kırık!"
Farklı anlamlar
“Savunmasız kalma”
"Kadın": Birinin diğerine içinden geldiği gibi davranışı açık olması.
"Erkek" : Rakip takıma karşı ceza sahasında 1’e 3 yakalanma.
"Zımbırtı"
"Kadın": Arabanın içinde bulunan herhangi bir parça.
"Erkek" : Sutyenlerin arkasındaki kopça."
“Sorumluluk”
"Kadın": Bir aile kurabilmenin ilk şartı.
"Erkek" : Sevgilisinin yanısıra eşini asla ihmal etmeme durumu.
"Eğlence"
"Kadın" : Sinema, tiyatro, bale, opera.
"Erkek" : Rakı sofrasında konuşulanher şey.
Günün Şiiri
Nasıl
Bir gecede anladım yanıldığımı
En güç sevmeleri kolay bilerek
Karanlıkta gittikçe ufaldığımı
Bir gecede anladım yanıldığımı
Sevmeler kursağımda zehir zemberek
Bizdik bir yoklukta aşkı tüketen
Bir gözü bize bakan birlerce sandık
En candan belki de en yürekten
Bizdik bir yoklukta aşkı tüketen
Aydınlığına güneşin nasıl inandık
Yusuf Savaş (Varlık-1968)
Konstanz’da anıt heykel Imperia
İsviçre ile Almanya, “Bodensee” golünü ortaklaşa paylaşırlar. Almanya tarafındaki "Konstanz” şehrini gezerken gölün kenarındaki limanda karşınıza şaşırtıcı bir anıt heykel çıkar.
“Imperia” adlı heykel dokuz metre yükseklikte ve yaklaşık iki metre çapında.
“Imperia”, kollarını iki yana açarak dirsekten yukarı kaldırmış, avuçlarının içine de iki çıplak cüce yerleştirmiş dönüp duruyordu.
Heykeltıraş "Peter Lenk"in 1993 yılında betondan dökerek yaptığı bu heykelin on sekiz ton ağırlığında olduğunu öğrendik.
Ve bir kitapçıktan öyküsünü de:
- Çıplak cücelerin birinin kralı, diğerinin ise papayı temsil ettiği yazıyordu.
Kentin sembolü niteliğindeki bu anıt, "Dünyanın en büyük fahişe heykeli" diye tanımlanmış.
Bu cümleyi okuyunca "IMperia" nın kent tarihinde oynadığı önemli rolün ne olduğunu öğrenmek istedik. Heykelin öyküsü bizi 600 yıl önce Konstanz kentinin yaşadığı olağanüstü olaylara kadar götürdü.
"Imperia" adlı kadın Konstanz prensinin metresinin abartılı biçimde tasviridir. Heykeli tasarlayan sanatçı Peter Lenk, kadın figürünü Honore de “Balzac”ın bir hikayesinden esinlenerek yaratmış. Bu renkli hikayede, "Imperia", Konstanz'da düzenlenen konsil toplantısına gelerek kardinallerin, prenslerin ve tüm ileri gelen yöneticilerin metresi olur.
…………
Bu bilgileri kültür ve sanat dergisi "Bugünden"in son sayısından aktardık. "Orhan Aydın" kaleme almış ve şöyle noktalamış :
"Bakalım bu fahişe heykelinin ömrü ne kadar sürecek?"
Hiç merak etme sevgili Aydın...
Başbakan Erdoğan’ın Konstanz’a yolu düşsün…
"Imperia"yı görsün, bu ucube biter!..”
Gerilim
Kemal Kılıçdaroğlu, "Kurtuluş Savaşı, Rumlara etnik temizliktir" diyen Hüseyin Aygün’e kızmış.
Aygün’e değil de onu milletvekili yapana kızsa nasıl olur acaba!
Kıssa-dan
Suriyeli kadınlar tecavüzler nedeniyle ülkelerinden kaçıyormuş.
İnşallah Türkiye'ye kaçmıyorlardır!
Günün İncisi
Yalnızca bir deli, suyun derinliğini iki ayağıyla anlamaya kalkar.
Afrika Atasözü
Günün Sözü
Gühah konuşur, cinayet susar.
İngiliz Atasözü
Cuk
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Günün Fermanı
Reşadiye’deki topçuların heykeli düz edile..
Günün Olayı
Kardeşi, "Televizyon Abdullah Öcalan'ın talebi değildi" diyor.
Bu durumda Apo yarın "Bana zorla yandaş televizyon izlettirip psikolojik işkence yaptılar" diye AİHM’ye gidebilir...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Başbakanlık’a. "Böceklerle Mücadele Şubesi” kuruluyormuş. Böcekler sonunda Başbakanlığı sarmasaydı o şube biraz zor kurulurdu!
Fahrettin Fidan