Kıymetli meslektaşım Ayhan Aydıner, yine araştırmacı gazetecilik örneği göstererek önemli bir başarıya imza attı. Sonhaber Gazetesi'nden öğrendiğimiz kadarıyla iki önemli eğitim sendikasının yöneticileri arasında tatsız bir münakaşa geçmiş. İddiaya göre bir okuldaki resim sergisi açılışında Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman, toplu kurdele kesiminde yerini beğenmemiş ve Tepebaşı Kaymakamı Erdinç Yılmaz'ın yanında yer almak istemiş. Oluşan itiş kakışın bir kavgaya dönüşmesini ise yetkililer güç bela önlemişler.
Şimdi mevcudiyetini iktidarın yanında bulunmaya borçlu olanlar, iktidarın yanında fotoğraf vermeye meraklı olur. Ben tartışmanın diğer tarafı olan Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı'nın yerinde olsam, "Buyrun Muammer Bey" der, Karaman'ın istediği yerde fotoğraf çektirmesine ses çıkartmazdım. Açıkçası bıyık altından gülerek, fazla mesele yapmazdım. Çünkü Urfalı bir sendikacıdır. Mevcudiyetini sendikal mücadelesine borçludur, birilerine şirin gözükmeye değil...
Kar yağar kavga ederiz
Bizim memlekette kavga etmek ve toplumsal kamplaşmaya girmek için sebebe gerek yok. Kafamıza kar düşse kavga ediyoruz. Son olarak kentimiz yoğun kar yağışı aldığında yine bölündük. Terliksi hücreler gibiyiz, bölüne bölüne çoğalıyoruz maşallah.
Eskişehir Valiliği sabah yoğun yağan kardan dolayı okulları tatil edince, bir grup Eskişehirli "Neden bir gün önceden haber vermediniz?" diye çıkıştı. Acaba gece yarısı aniden yoğun bir kar yağışı başladığı için Valilik sabah karar vermiş olamaz mı? Diyorlar ki, "Kar yağacağını meteoroloji önceden belirtmişti..." İyi de yağışın bu kadar yoğun olacağını hiçbirimiz bilmiyorduk. Vali Özdemir Çakacak'a söyleyelim, bir daha kar yağışını mesai saatleri içerisinde yağdırsın.
Bir diğer grup da ilk kar taneleri düşmeye başladığı zaman, "Büyükşehir uyuyor mu?" diye ortalığı velveleye verdi. Elbette Büyükşehir Belediyesi karla mücadele etmekte yetersiz kalıyorsa, onları göreve davet etmek vatandaşların hakkıdır. Fakat daha ilk kar taneleri düştüğünde eleştirmek de nereden çıktı? Hele bir yarım saat kadar bekleseydiniz keşke...
Finlandiya batmış ağbi
Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, bundan böyle ülkesinde günlük çalışma saatlerinin 6 saat olacağını, vatandaşlarının da haftada yalnızca 4 gün çalışacağını açıklamış. Finlandiya'da kişi başına düşen milli gelir 34 bin 585 dolar. Ülkemizde ise kişi başına 9 bin 632 dolar. Yani adamlar bizden 5 kat fazla para kazanıyor. Üstelik bizim ekonomik verilerimizi Türkiye İstatistik Kurumu yayınlıyor ki, ne kadar güvenilir olduklarını açıklanan enflasyon rakamlarında gördük. Bunları niye anlatıyorum? Bize ne Finlandiya'dan? Hani bazıları "İskandinav ülkeleri gibi batmayalım" diyordu ya, işte o yüzden. Buyrun size batmış Finlandiya. Baksanıza gariplerim bir lokma ekmeğe muhtaç olmuşlar...
Ne alaka şimdi? "Söyleyelim de kar mesai saatleri içinde yağsın cümlesi" ne biçim bir cümle böyle! Kar yağmış da, kavga edilmiş de, halk ikiye bölünmüş de... İkiye falan bölündüğü yok, aklın yolu bir. Eğer tatil kararı saat bir saat önce duyurulsaydı, o kadar rezil olmayacaktı millet.
Belediye 1 saat önce başlasa millet rezil olmayacaktı