Bir Kurban Bayramı daha geldi çattı.
Bir Kurban Bayramı daha geldi çattı. Bayramı sevdiklerinizle huzur ve mutluluk içerisinde geçirmenizi dilerim. Elbette bütün bayramlarda olduğu gibi bu Kurban Bayramında da insanlarımızın dini hassasiyetleri yükselecek. Bu tip günler yardımlaşmanın daha çok yapıldığı, hayır işlerinin ön plana çıktığı günler oluyor. Bu kurban bayramı özellikle salgına denk geldiği için, pek çok vatandaşımız kurban pazarlığı yapmak ve topluca kurban kesmek yerine, vekaleten bu işleri yapmayı tercih ediyor. Eskişehir'imizde 3 belediyemizin üçü de kurban bağışlarınızı kabul ediyor. Gönül rahatlığıyla üç belediyemize de vekaletinizi verebilirsiniz. Daha önce FETÖ'ye giden kurban bağışlarının, 15 Temmuz'da başımıza bomba olarak döndüğünü biliyoruz. Ancak Eskişehir'deki belediyelerimiz sonuna kadar vatansever kadrolardan oluşuyor. Buraya vereceğiniz bağışlar, gerçekten ihtiyaç sahiplerine gider. Öyle bir takım kadın düşmanı, Cumhuriyet ve Türk düşmanı karanlık odakların eline geçmez.
İnşallah haksız çıkarım
Hem ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş hem de OSB Başkanı Nadir Küpeli imalat sanayiine ait temmuz ayı verilerini değerlendirdi. Söz konusu verilere 'Açıklanan veriler' demeyi tercih ediyorum. Çünkü Türkiye'de artık devlet ciddiyeti yerlerde sürünüyor. Yani resmi verilere bakacak olursanız işsizlik bile azalmış. Bakın burası çok önemli; eğer ki bir devlet kendi milletinden ve yatırımcılardan gerçekleri gizlemeye kalkarsa, orada ekonomi dibe batar. Yine burası çok önemli ki, bir ülkede kambiyo rejimi yerle bir edilirse orada para piyasaları çökme yolunda çok önemli bir virajı dönmüş olur. Yine burası çok önemli ki, hayatında eline nakit para bile değmemiş, orta okula giderken sınırsız kredi kartı kullanmış bir zengin çocuğuna ekonomi emanet edilirse, orada ekonomi batar. Şimdi Sayın Kesikbaş'a da Küpeli'ye de kızmıyorum elbette. Ben gazeteciyim; benim tuzum kuru. Her iki kıymetli sanayicimizin yerinde ben olsam, bulunduğum makamın sorumluluğu gereği ben de böyle açıklamalar yaparım. Sanayici arkadaşlarıma moral vermeye çalışırım. Ama dedim ya; "Tuzum kuru..." Herkesin bildiği gerçekleri söylemeken çekinmiyorum. Ekonomi iyiye filan gitmiyor. Ben hayatımda Türk ekonomisinin durumunu bu kadar kötü görmedim. 2001 krizi bunun yanında çocuk oyuncağı kalır. 2019 yılı bittiğinde pek çok kişi umut dolu yeni yıl mesajları paylaşmış, berbat geçen 2019'un geride kaldığın, 2020'nin güzel şeylere gebe olduğunu ileri sürmüşlerdi. Ben 2020'nin çok kötü geçeceğini söylediğim zaman bana, "Felaket tellalı" diyenler nerede acaba? Eğer ki bu kafayla gidersek – ki bu kafayla gidiyoruz bir felakete – 2021, bu seneyi mumla aratır. İnşallah yanılırım elbette...
Bari maskeleri unutmayalım
Eskişehir'in âlâmetifârikasından sayılan müzelerimize kavuşuyoruz... Ayrıca öğrendik ki önemli bir turistik merkez olan hayvanat bahçesi de ziyarete açılacakmış. Salgın nedeniyle uzun süredir kapalı olan bu yerlerin açılacak olmasına sevindim. Hem kentin sosyal yaşamına bir katkı sağlanacak hem de kentimize gelen turistlerin sayısında artış olacaktır. Aslını ararsanız salgının etkisi filan geçmiş değil. Aldığımız bir takım tedbirlerle salgını biraz geriletmeyi başardık. Fakat o kadar sıkıldık o kadar eve kapanmaktan bunaldık ki, kendi kendimize, "salgın geçti canım" diye bahaneler üretiyoruz. Her ne olursa olsun bizim nasihatlerimiz okurlarımızın bir kulağından girip, bir diğerinden çıkıyor. Biz aksini tavsiye etsek de vatandaşlarımız Bayramda sokaklara dolacak. Ancak bari hijyene ve maske takmaya önem verelim. Hiç dikkat etmiyoruz...