-Kızılay kongresi, Vali muavini "Bay Basri Üzel"in balkanlısında toplanmıştır.
-Kongre, Başkan "Bay İrfan Tavman" tarafından açılmıştır...
Dikkatinizi çekmiştir!
"Bay"la başlıyor isimler...
Yıllar yılları kovalarken çok ilerledik...
"Sayın Öcalan " bile dedik!
Artık "sayın" dernek gelmiyor içimizden!..
Yakıştırmalar daha güzel...
Hele çocukken...
"Portakal"a , "körtopal" dermişik...
Yeğenimiz, “mercimek”e, "vermicek" derdi...
Kardeşimiz "Osman" da komşumuz "Şükrü amca"ya seslenirdi:
"Çüklü amcaaa!"
***
Ya büyüyünce?
Adamın garip bir hastalığı varmış...
Sandalyeye "masa", perdeye "battaniye", elbise dolabına "buzdolabı" diyormuş...
Psikiyatra götürmüşler...
Doktor, önce vücudundan başlamış ve hastanın burnunu tutup sormuş:
"Bu ne?
"Ayak.. “
Tedavi aylar sürmüş ama son seans çok iyi geçmiş. Adam, ayaklara "ayak", ellere "el", gözlere "göz" deyince, doktor keyiften dört köşe olmuş:
"Bravo, aferin sana..."
Hasta da elini poposuna vurarak yanıtlamış:
"Buna kafa denir, kafaaa!.."
***
Bunca yaşanmışa karşın, hala...
"Bay Tayyip, Bay Baykal!" demek gelmiyor içimizden... "Sayın" da öyle... Çocukluk ne güzelmiş!...
Sabahları “Körtopal suyu…”
Öğleyin “Vermicek çorbası…”
Akşama da bağır bağırabildiğin kadar:
“Çüklü amcaaaa!...”
"Karnemde ne yazıyor acaba?"
Milli Eğitim Bakanı "Nabi Avcı"ya, geçen yıl bu sütunlardan bir ricada bulunmuştuk...
Eğe Üniversitesi'ni kazanan özürlü bir frencin, öğretmen olan annesinin İzmir'e atanmasını istemiştik..
Bursalı'ydı bu öğretmen ve eşinden de ayrılmıştı...
Çocuğunu yalnız bırakmak istemiyordu...
Tam üç kez dile getirmemize karşın bir yanıt bile alamadık Avcı'dan...
Bu olayı da, görme engelli öğrencilere karne dağıttığı törenden anımsadık…
Onlar da özürlü...
Üstelik kendilerine "kabartma alfabesi" yerine normal karne verilmiş ve bunları da Bakan Bey dağıtmış...
Öğrencilerin, "Benim karnemde ne yazıyor?" şeklindeki sorularına ayrı ayrı yanıt vermiş…
Kısacası, ülkemizde yarattığı eğitim sisteminin bir başka acısını da kendisi tatmış Avcı'nın!..
2 Eylül'ün karikatüristi "Hekim Ali Babacan”da bu konuyu ayrı bir bakış açısından çizerek dile getirmiş...
Birinci öğrenci, "Niye Eskişehir'de dağıtmamış?" diye sorunca, ikincisi "Eskişehir üç milletvekili vermezse o da Ankara'da dağıtır karneleri" şekilde yanıt vermiş...
"Anadolu"da manşetti bir sözü Nabi Bey’in :
"CHP bile gelse, yapılanları yıkamaz!"
Demek, böylesine sağlam atmış "4+4+4"ün temelini...
İşte örneği...
Görmeyenlerin karneleri bile "kabartma alfabeli" değil...
Zaman tünelinde girerek…
Bir de bunu çizsene "Hekim Ali..."
Alt tarafı tablo işte!
Paşazade, uzun yıllar Paris'te öğrenimini yaptıktan sonra İstanbul’a dönüp çalışmalarına babasının konağında devam etmeye başlamış.
Mahallenin külhanbeyi, paşazadenin evin bir odasına aldığı kızları soyup, karşısına geçtiğini duyunca aklı başından gitmiş!
Hemen kâhya'ya seslenmiş:
"Bu nedir yahu?"
"Hiiç" demiş kâhya:
"Küçükbey tablo yapıyor..."
Tepesi daha da atmış külhanbeyin...
Bir gün o da eve bir hatun atmış.. Üç gün, beş gün derken mahalleli kuşkulanmaya başlamış...
Sonunda dayanamamışlar ve şikâyetçi olmuşlar.
Muhtar, imam, zaptiye eve baskın yapmış...
Dayanmışlar kapıya:
"Aç yoksa kırarız!"
Külhanbey, başını pencereden uzatıp "Ne var yahu, nedir bu yaygara?" demiş:
"Alt tarafı tablo yapıyoruz işte!.."
Şampanyanın etkisi
Adam barda yanında oturan kadının kulağına eğilip, "Şampanya sizi çok güzelleştiriyor" demiş.
Kadın, biraz duraksadıktan sonra "Ama ben şampanyadan bir yudum bile içmedim ki" diye yanıt verince, “fark etmez” demiş adam:
“Benim sonuncu kadehim!..”
Günün Balı
Öcalan'a "Silah bırak " çağrısından sonra artık bir de "HDP'yi rahat bırak" çağrısı yapılmalı.
Gerilim
PKK "Apo" serbest bırakılmadan silah bırakmayacağını açıkladı.
HDP desteğini almak isteyenlerin önünde böyle çetin bir engel olduğu unutulmamalı...
Günün Sorusu
Siyasilerin ağzından dün çıkan sözlerin yarın için değeri var mı? Eğer yoksa..
"Yalan meşrulaşıyor demektir!.."
Kolsuz Yaşar'dan
Asya fili Korece konuşuyormuş...
Ne var bunda?
"Hortumu olan konuşuyor!"
Günün İncisi
Önemli olan para sahibi olmak değil, yaşamdan zevk almayı bilmektir.
Kenyon
Özdeyiş
Hayal umudu doğurur, gerçek ise öldürür...
Hanri Benazus
AKP'li Dağı'dan
Uzun yıllar AKP cephesinde yer almış olan Prof. "İhsan Dağı" doğru bir analiz yapıyor:
-13 yıl aradan sonra AKP tek başına iktidarı kaybetti. "Yeni Türkiye" adını verdikleri faşist bir "parti devleti" kurma hayalleri de suya düştü.
İslami referanslarla meşrulaştırılmaya çalışılan otoriter "tek adam rejimi" veya "kurumsallaştırılmış parti devleti" girişimi durduruldu.
Bu, AKP için "şoke edici" bir gelişme, Türkiye için "yeni bir dönem" demek.
Bu ülke, "muhafazakâr kisvesine bürünmüş İslamcılar"ın hamur gibi yoğurup kafalarına göre bir şekil verebileceği bir ülke değil.
Türkiye, sandıklarından daha modern, dinamik ve çoğul, kendileri ise bunu okuyamayacak kadar "ideolojik körlük" içinde...
Günün Olayı
Muhalif ile muhalefet partisi arasındaki fark nedir?
Muhalif "sokakta cop, pala, tazyikli su, gaz, kurşun" yerken, muhalefet partisi Meclis'te oturup "iktidarın önüne attığı olanakları yer... Akif Kökçe
Günün Biberi
Patlayan bombalar HDP'ye yüzde 4 oy kazandırmış!
Parti yüzde 13 oy aldığına göre terör mağduru olmak yüzde 4, terör yandaşı olmak yüzde 9 kazandırıyor demektir!..
Günün Şiiri
Soluğunu duymak
Giysilerin ağırlığından kurtulup
Tanrının isteğine uymak, insanlar gibi
Tüm soyunmuş çırılçıplak
Avuçlarımda bir elma sertliği
Bunlar göğüslerin olacak
Üzülme yakmam ışığı çoğalsın saçların
Elimde bırak, duymak soluğunu
Her zaman farklı bir gece
Bir sıkıntı içinde ağlamak
Unut işin hoşluğunu, buydu olacak
Duymak yanımda soluğunu
Gücümüz yettiğinde sevmek, çok sevmek
Güzelliğin iyiliğin kaynağı bu
Ve bir gün mutlu ışıklar gözlerde
Kız mı erkek mi düşünmek, duymak soluğunu
Öker Yasin (Varlık-1963)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...