3, 2, 1 sendeyiz der birisi. Kamera kayıta başlar. Reji personeli, kamera ve sen baş başa kalmışsındır. Söyleyebileceğin her yanlış cümle “Saatli Bomba” gibi her şeyi darmadağın edebilecek kadar etkilidir ve bilirsin ki, herkesin gözü sendedir çünkü televizyonda her zaman en çok izlenen saat Ana Haber Bülteni saatidir. Öyle bir heyecandır ki o, emin olun alışık olmayan biri o heyecan içinde bayılacak hale gelir ki, geçmiş zamanda örnekleri de mevcuttur.
Neden anlattım bu teraneyi biliyor musunuz? Geçtiğimiz gün bir arkadaşa izin dönüşü yazılarıma da başlayacağım, hazırlanmam lazım deyince tebessüm ederek “ Ya doğaçlama haber sunuyorsun, onu mu takıyorsun kafana, yazar geçersin” dedi. Yok dedim. Kazın ayağı öyle değil. Dışarıdan çok kolay gibi gözükse de yazmak bambaşka bir sorumluluk ve karşılığında çok farklı hazlar veriyor insana. O yüzden epey zor ve meşgul edici bir hadise
keşke haber sunmak kadar kolay olsaydı. Nihayetinde söz uçar, yazı kalır.
Velhasıl uzun bir aradan sonra o tatlı telaşı tekrar yaşadığım günlere geri döndüm. Bugünden itibaren sık sık bu köşe de sizlerle bulaşacağız ve televizyon ekranlarında da yorumladığımız Eskişehir gündemini sizlere aktarmaya gayret edeceğiz.
Aslında yazacak çok şey var, malum parmak kırığı nedeniyle ufak bir ara vereyim derken
hani o hiç bitmeyen işler ve evlilik hazırlıkları bu arayı epey uzun bir zaman dilimine dönüştürdü, dolayısı ile birçok durum karşısında dile getirmek istediklerim dilimde bir şişlik yarattı, bu şişliğin çözülümü hayırlı olur inşallah…
Gelecek emin eller de…
Bu arada beni en çok mutlu eden durumlardan biri de habercilikle uğraşan meslektaşlarımızın da gazetelerinde köşe yazmaya başlamış olması. Onları okurken aldığım keyif Eskişehir basını adına gelecek zamana daha umutlu bakmama neden oluyor. Kendi gazetemiz de sevgili Mustafa, Esra ve Arif diğer gazetelerimiz de zaten eskiden beri başarıyla yazı yazan arkadaşlarımız ve son olarak sevgili Cihan da yazmaya başlayınca güzel oldu. Yani başka bir deyişle aynı tevellüde sahip olan arkadaşlarla Eskişehir basınına güzel renkler katacağımıza şüphem yok. Bunun getireceği tatlı rekabet ise bizleri besleyecek ve geliştirecektir.
Tabi tüm bunları yaparken en önemli hadiseyi es geçmeyelim. Her meslek gurubunda keyfiyet ve kişisel çıkarları için o mesleği kullanan birileri mutlaka vardır. Bağlı bulunduğu kurumun gücünü kendine ait zannedenler çıkabilir ve en kötüsü de bu gerçeği kendileri de zamanla unutur doğru ile yanlışı ayırt etmekte zorlanırlar. İşte Allah pusulayı şaşırtıp onlardan biri yapmasın bizleri. Çünkü bir zincir ancak en zayıf halkası kadar güçlüdür.