Başkentlik Gemisi
Hepimiz aynı gemideyiz. Batarsak da, çıkarsak da kaderimiz ortak işliyor.
Türk Dünyası Kültür Başkenti konusunda en başından beri hep aynı şeyi söylüyoruz. Somut olmayan bir kavramdan soyut şeyler beklemek yerine onun paydasında birleşebilsek, onun bir parçası olduğumuzu hissetsek her şey daha kolay olacak.
Malum geride kalan süreç hakkında müspet menfi birçok şey söylendi, yazıldı, çizildi. Ancak önümüzde kalan ayları da geçmişi konuşarak, nirengi alarak geçirirsek işte o zaman bu başarısızlığın ortağı da biz olacağız.
Dün Es Group ailesi olarak Vali Güngör Azim Tuna’yı ziyaret ettik. Hem hayırlı olsun dileklerimizi hem de Türk Dünyası Kültür Başkenti ile ilgili tespit ve fikirlerimizi bire bir iletme imkânı bulduk. Tabi Vali Tuna’nın bakış açısı ve bundan sonraki sürece dair öngörülerini de alma şansımız oldu.
Sürecin başından beri iddia ettiğim şeyi Vali Bey’e de ilettim. Yazının başında belirttiğim gibi aynı geminin yolcularıyız, kazanırsak da, kaybedersek de beraberce dedim. Tabi var olan bir fırsatı elden kaçırmakta bir kaybediştir, bir eksidir, meseleye bu gözle bakıyorum.
Ortada şöyle bir gerçek var. Bu sene’nin içi boş diyen herkes, bu sene’nin içini doldurmak konusunda en ufak katkıda bulunmuyor. Sadece eleştirmek için bile, bu senenin kötü olmasını arzu edenlerin olduğu gerçeği bir Eskişehirli olarak beni rahatsız ediyor.
Kimileri için bu Başkentlik İktidarın bir yatırımı. Gel gelelim İktidar temsilcilerini bu Başkentlik ile baş başa bırakmakta muhalefetin bu işi karşı tarafı suçlamak adına yaptığı bir hamle değil mi?
Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın, temiz sayfalar açmak ve inadına bu seneyi iktidara teslim etmemek, Eskişehir projesi haline getirmek mümkün değil mi?
Hadi siyaset kısmını anladık, Üniversiteler, Odalar, STK’lar neden bu işin heyecanına ortak değil. Eleştirmekteki hünerleri neden değiştirmek için kullanmıyor bunu da sorgulamak lazım.
Ortada ciddi bir bütçe var. Eskişehirli esnaf, sanatkâr, işletme sahipleri, işçiler bu işten kazançlı çıkmasın mı? Boş verip bu ciddi bütçeyi bir kenara bırakmak çok mu akilâne?
Yoksa bu işe tamamen profesyonel bir gözle bakarak, herkesi kazançlı çıkaran öte yandan milli duyguları manevi havasıyla yaşatan, Türk coğrafyasında olanları tanıma şansı veren kültür sanat faaliyetleri ve en önemlisi kalıcı eserlerle süsleyen bir olguya hayır demememiz gerekiyor.
Özellikle kalıcı eserler son derece önemli ve muhtemelen önümüzdeki günlerde etkinlik takvimi ile birlikte netleşecek. Bunda sonrasında başta Belediyeler olmak üzere tüm kurumların ve bizlerin siyasi inadı bırakıp, işin ucundan tutmamız gerekiyor.
Kalıcı eserler ileride bir gün şehrin sembolleri olduğunda inanın bu işin siyasetini yapanlar hatırlanmayacak. Yapılmayanlar değil yapılanlar konuşulacak. Bu işin kavgasını yapanlar bile ortada olmayacak belki de. O yüzden bu düşünce değil şehir milliyetçiliğine ihtiyacımız var.
Başka şehir çok ama Başka Eskişehir yok unutmayalım…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...