Görüşler
Balık ve Samet!..
-Bir kişi şehre balık avlamaya giderken oltasına takılan balığa yeniden yem vermenin anlamı yoktur.
Eğer balık oltadan kurtulmak isterse, çubuğu sallayarak balığın hem kurtulmasını önlersiniz,
hem de boğazının parçalanmasına yardımcı olursunuz...
Yok, eğer balık uslu durup size problem yaratmıyorsa, siz de yaşaması için arada bir yem verebilirsiniz...
…….
1950'li yılların başında Amerikan Kongresi’nde bazı üyeler, komünizme karşı direnen Türkiye'ye ' "Marshall" isteyince. Dışişleri Bakanı "John Foster Dulles" yukarıdaki sözleriyle yanıt vermişti...
Ve de eklemişti:
"İşte Türkiye bizim için oltaya takılan balıktır..."
Sürekli yem vermeye gerek yoktur. Türkiye, bizden kurtulmak isterse olta ile boğazının parçalanmasını sağlarız... Yok eğer uslu durursa, biz de ona yaşaması için gerekli olduğu ölçüde ve bizim çıkarlarımıza hizmet edecek şekilde yardımcı oluruz...
…….
ABD'nin Türkiye'ye bakış açısı 1950 yılından beri böyle…
Ara sıra "çuvallaşsak" da dostluğumuz sürüp gidiyor!..
Sayelerinde..
"Suriye ile yatıp kalkıyoruz!..”
Yarın savaş olsa kimse sürpriz olarak karşılamaz...
"Çünkü her geçen gün alışıyoruz!”
…….
Geçmişteki şu son 10 yıla bakarsak, "Tayyip Endoğan" çok şanslı bir insan...
Böyle muhalefet olduktan sonra..
"Yan gel yat!.."
MHP zaten stepne..
CHP’ye gelince, saban akşam dua ediyordur Tayyip Bey..
"Allahım sakın eksik eyleme!.."
ABD bize nasıl "balık" gözüyle bakıyorsa..
"Tayyip Bey de CHP’ye öyle!.."
Giderayak "Alex"i bile kullandı..
"Değil mi Samet!.."
Televizyon tartışması güzel olurdu!
Odunpazarı Belediyesi’nin Meclis toplantısında bütçe tartışması yaşandı…
Belediyenin 2013 Mali Yılı Bütçesinin görüşüldüğü mecliste, AKP Grubu 140 milyon lira belediye bütçesi çıkardı...
CHP Grubu itiraz etti...
Meclis üyesi İbrahim Arslan, "Bu bütçe AKP’nin seçim bütçesidir" deyince de ortalık hareketlendi...
Mevcut kaynaklarla bu bütçenin gerçekleşmesinin olanaksız olduğu öne sürüldü ve Arslan "Hodri Meydan" dedi:
"Buyurun, başkan, televizyonda tartışalım..."
Mümkün mü?
“Hiç örneğini gördük mü?”
Nitekim Burhan Sakallı, Arslan’ın tribünlere oynadığını belirterek televizyon tartışmasına gerek bile olmadığını söyledi...
Haklı..
"Tayyip Bey de öyle yapmıyor mu?"
Ama bir noktada düşünüyor yine insan ve kendi kendine soruyor:
“İbrahim Arslan haklı olamaz mı?”
Keşke televizyona çıksalar…
Kralla buluşmak için
Çok bilinen ve yaşanmış bir öyküdür ama, bugünlerde de o kadar yerinde ki...
İngiltere Kralı "George" ile görüştüğü sırada, "Gandi"nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır...
Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
"Kıyafetiniz bir kralla buluşmak için yeterli miydi?"
Gandi, hiç aldırmadan yanıtlar:
"Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi!..”
Günün Şiiri
Düş bile olsa
Gene bir yağmur yağsa inceden
Dönsen uzaklardan bir akşam vakti
Buz gibi ellerim ısınsa ellerinde
Yeniden arasak kaybolan saadeti
Acılar bir daha çalmasa kapımızı
Mutluluğun güneşine sere serpe uzansak
Işığım ekmeğim sevincim benim
Dünyayı ikimizden ibaret sansak
Sonra çocuklarımız olsa
Sarışın, kumral
Okula gitseler bir gün elele
Saçlarında kurdeleleri al
Şu altın rüyadan hiç uyanmasak
Hep kedersiz şarkılar söylese kuşlar
Ölüm bile geçmese aklımızdan
Mutlu dünvamızdan hiç eksilmeyen bahar
İlhan Gencer (Varlık-1958)
Günün Olayı
Erdoğan, "ABD’ye karşı İran’ın yanında yer almıştık" dedi.
Önceleri öyleydi ama daha sonra ne olduysa ABD’nin İran’a karşı geliştirdiği füze kalkanını lök diye Kürecik’e yerleştirdiler...
Haldun Ertem
Günün Biberi
Nato Genel Sekreteri Rasmussen "Türkiye'yi savunmak için planlar hazır" diyor.
Bravo!
40 bin kişinin ölümüne neden olan PKK için 30 yıldır hazırlanamayan planlar Esad’ı devirmek için 3 ayda hazırlandı...
Akif Kökçe
Hadi artık, gitme zamanı
Azrail, Temel’in yanına gelip "Vaktin doldu hadi gidelim" der. Temel uyanık ya, yalvarır:
"Bana 5 yıl daha ver, ondan sonra gel al canımı..."
Azrail kabul eder ve Temel de kendi kendine "pilot olursam, Azrail beni havada yakalayamaz" diyerek pilot olur...
Tam 5 yılın sonunda Azrail pilot kabininde Temel’in yanına gelir:
"Vaktin doldu hadi gidelim..."
Temel, "Ama şimdi canımı alırsan, arkamda 300 yolcu var, onlar ne olacak?"
Azrail kızar:
"Hepinizi biraraya getiresiye kadar anam ağladı zaten, hadi çabuk gidiyoruz!..”
6 çocuk anası
Adam, eşinin adını unutmuş gibi seslenirmiş:
"6 çocuk anası, getir bakalım okkalı bir kahve..."
Her gün aynı sözler ve bir gün eve gelen misafirlerin yanında yine bağırır:
" 6 çocuk anası, yap bakalım şu çayları..."
Kadının tepesi atmış artık:
"Emredersinize 4 çocuk babası!”
Atatürk ve Kral Konstantin
İzmir kurtulduktan sonra "Mustafa Kemal" yanına birkaç arkadaşını alarak iki kadeh rakı içmek için "Kramer Palas"a gider.
Salon tıklım tıklımdır, garsonlar müşteriyi kapıda göğüslerler:
"Yerimiz yoktur efendim..."
O anda salondaki müşterilerden biri Gazi'yi resimlerinden tanıyıp çığlığı basar:
"Mustafa Kemal Paşa geldi..."
Salon allak bullak olur, Paşa kimseyi rahatsız etmek istemeyen nazik bir müşteri gibidir. Kendisine hemen Körfez’e bakan bir pencerenin yanında alelacele hazırlanan masaya oturur ve Rum garsona takılır:
"Kral Konstantin buraya gelip bir kadeh rakı içti mi?"
-Hayır Paşa efendimiz...
"O halde İzmir'i neden almak istemiş!.."
Gerilim
Amerikan ruleti:
"Kurşun hep Türk askerine patlıyor!"
Erdinç Utku
Özdeyiş
Minnet borçlarını ödeyenlerin hepsi yine de nankör olmadıklarını iddia edemezler!
La Rochefoucauld
Kıssa-dan
Yakınca yayalara kaç promil alkolle sokağa çıkma izni verecekler acaba?
Günün Balı
"Doğru söyleyeni dokuz köyde sansürlerler!
Balthör
Kolsuz Yasar‘dan
Şu “kılla” uğraşanlara acayip “kıl” oluyorum abi…
Yahu “kıl” değil, “akıl-akıl…”
Gereksiz muhabbetlerin “a-kılı!..”
Cuk
Kazalara alıştık…
Memlekette rayında giden ne var?