Görüşler
Balık ne yapsın?
Nasıl da yeri geliyor!..
"Necmi Arslandoğdu"nun "Şınlama" adlı kitabındaki yedi satırlık bir bölümü yeniden aktaralım:
"Bir duble işgende
Tatardan
İki duble işgende
Macırdan
İhtilalde Çerkezden
Kalabalıkta erkezden
Korkacan..."
………
"Şınlama"
Anında, durumuna göre, içinden geldiği gibi bir dize söyleme sanatı...
"Hazır cevaplılık..."
Tatar, Macır, Çerkez tamam da...
Ya diğerleri?
"Onlar ayran mı içiyor?"
Aslında Başbakan Erdoğan da "şınlama" yapıyor...
Duruma göre, anında içinden geldiğini söylüyor...
Belki bazen..
"Rüyasında gördüğünü bile!"
Ama şu "ayran" işi tutmadı!
Gündem değiştirmekte Özal’dan aldığı mirası, aynen uygulamaya devam eden Erdoğan, bu kez karaya oturdu gibi!..
Öncekileri bir anımsayın...
"Üç çocuk, kürtaj, sezeryan..."
Özel hayata girilse de tutulan gündemlerdi...
Ama "ayran" bir başka!
Rahmetli "Naci Gelendost" üstat, 12 Eylül öncesinin kanlı günlerinde, en güvenirli yeri söylerdi: "Meyhane..."
Neden?
"Oraya girmeye cesaret edemezler!.."
Ya girerlerse?
"Pişman olurlar!.."
………
Birbirine düşman iki balıktan biri diğerine beddua ediyormuş:
"Rakısız-rokasız gidersin İnşallah!"
Ne güzel söylemiş Orhan Veli:
"Rakı şişesinde balık olabilsem..."
Balık ne yapsın?
"Bir ayran güğümünde!.."
Bütün diktatörler mizahtan korkar
1 Şubat 1959 tarihli "Varlık" dergisinde, "Aziz Nesin"e soruyorlar:
"Hakiki demokrasilerde mizahın sınırları ne şekilde çizilir?"
Yanıtlıyor Aziz Nesin:
-Demokrasiler çeşitli anlaşılıyor. Önce hakiki demokrasinin ne olduğunu belirtmek lazım. Ben basın içinde mizahın ayrıca sınırı olduğunu zannetmiyorum. Mesela "baskı"ya karşı savaşılıyorsa o zaman bütün baskı yapanlara karşı savaş açılmış demektir...
"Kimler mizahtan korkar?"
-Bunun cevabı sorunun içinde var. Mesela "Abdülhamit” mizahtan korkanlardan biriydi. Yaptıklarını kendileri de beğenmeyen kusurlu insanlar mizahtan korkarlar. Abdülhamit, çeşitli yollardan mizah gazetelerini kaldırmak istedi. Başaramayınca Meclisi Mebusana mizah gazetelerini yasak edici tasarı getirtti. Meclisten de çıkmayınca sansür koydu. Türkiye'de ilk sansür mizah yüzünden konmuştur. Abdülhamit’in saltanatı boyunca 30 küsur yıl bir tek mizah gazetesi çıkmadı. Dergiler ve gazeteler memleket dışında çıkarılıp ülkeye sokuldu.
- Tarih şunu gösteriyor ki, mizahla yapılan mücadelede daima mücadele edenler yenilmiştir. Ama bu arada mizahçılar da ezilmiştir.
"Yenen mizahtır, mizahçı değil..."
-Bütün diktatörler, müstebitler mizahtan korkar. ''Mizahtan korkmak demek, insanın kendisinden korkması, yaptığı işi kendisinin beğenmemesi demektir...”
Profesörün sorusu
Bir hukuk profesörü sınavda, öğrencilerinden birine sormuş:
"Gabin’in ne olduğunu, bir örnekle tanımlayınız."
Öğrenci hemen yanıtlamış:
"Ben bu soruyu bilmediğim için bana sıfır verirseniz, buna gabin denir efendim..."
Profesör şaşkın:
"Oğlum ne diyorsun sen?"
Öğrenci, "Hocam, kitabınızda kendiniz öyle yazıyorsunuz" demiş:
"Gabin, birinin bilgisizliğinden yararlanarak, onu zarara uğratmaktır..."
Günün Olayı
Dünya Bankası’na göre Türkiye’de fakir insan sayısı artacakmış...
Seçimlerde yaklaşıyor ya...
"Yoksullaştırma işlemine ve sadakaya devam!.."
Günün Biberi
Ne günlere kaldık!
İliştirilmiş bir aydın, iliştirilmiş bir aydına seslenmiş:
"Bre iliştirilmiş aydın, gel beraber bir özür dileyelim..."
Çoban Yıldızı
Gök menekşe rengindeydi
Altın başaklı tarlalar üzerinde
Doğudaki göklerin altında
Sarı bir buğday hüküm sürmekte
Gecenin karanlığı inerken
İnce, beyaz ışıklı bir yol
Yalnız sevgililerin yolu
Hüzün veren nehirler uçuşta
Belki bir değirmen çarkı dönmekte
Belki bir şarkı havalarda, bir köpek
Kanat sesleri, bir sevimli düş payı
Ve bir altın yıldız parıldarken
Çamlar üzerinden doldu sessiz ülke
Çekirge çığrışlarıyla gök mavidir
Altın başaklı tarlalar zürinde
Hangi güzel kokudur serin geceyi saran
Patikalar boyunca…
Juan Ramon Jimenez (Varlık-1958)
Kalabalık bir sahilde
Bir yaz günü kalabalık bir sahilde iki erkek vatandaş eşlerini kaybetmiş yana yana aramaktadırlar. Birden karşılaşınca sormuşlar birbirlerine "Sende mi eşini kaybettin birader?" demiş biri, öteki de "Evet, yoksa sende mi kaybettin?" diye sormuş...
"Ben de kaybettim... İstersen sen eşini bir tarif et, belki denk gelmişimdir."
Diğeri tarife başlamış:
"Benim eşim uzun boylu, sarışın, yeşil gözlü, 90-60-90 ölçülerinde bir bayan, seninki nasıl biri?"
Biraz düşünüp kafasını kaşıyan adam, "Bırak benimkini arkadaş" demiş:
"Gel beraber seninkini arayalım!.."
Mevzuat böyle
Maliyeciye sormuşlar:
"Bir daha dünyaya gelirsen hangi mesleği seçerdin?"
Yanıt hiç düşünmeden gelmiş:
"İmam olurdum..."
Neden?
"Çünkü mevzuat hiç değişmiyor kardeşim!"
Ülken Hanımın stad aşkı
Aylar değil, yıllar oldu "Stad" bilmecesi bitmedi gitti... İMO Şube Başkanı "Fercan Yavuz" ve yönetiminin doğru yaklaşımlarının ardından Büyükerşen atıldı:
"Stadı biz yapalım..."
Ama jet hızıyla AKP milletvekili Ülker Can'dan yanıt geldi:
"Şimdiye kadar nerelerdeydiniz?"
Eskişehir için bir oturup - konuşma yok, anlaşma yok! Belki de "aman!" tepkisi var...
Doğrusunu isterseniz, Ülker Hanım’ın bu stad konusundaki duyarlılığı oldukça dikkat çekiyor! "TOKİ bedava yapmaz" diyor... Ne olacak bilemiyoruz ama, Ülker Hanım’ın stad aşkı gerçekten bir başka!..
Günün Sözü
Hürriyeti istikrara feda edenler ne hürriyeti ne de istikrarı elde edebilirler.
Abraham Lincoln
Kolsuz Yaşar’dan
"Beş kişiden biri işsizmiş...
Ne önemi var ki?
"Zaten dört kişi de ne iş olsa yapıyor!"
Günün İncisi
Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir.
Amosk Parrish
Günün Sorusu
Temel uçağa binmekten niçin korkuyormuş?
Yanıt:
"Bozulur da havada kalırız diye!"
Günün Balı
Evi "otel", anneyi "aşçı", babayı "banka" gibi kullananlara "genç" denir...
Saim Güven
Kıssa-dan
"Eskiden çok fakirdik. Yine de kendimizi enflasyona ezdirmedik. İleri demokrasimiz de yoktu, olanlarla idare ettik.
Ahmet Zeki Yeşil
Gerilim
Sürekli yasak meyve yiyorum, barış ve huzurun olduğu bir aleme kovulurum diye...
Mehmet Tuncer
Cuk
Bence artık en büyük korkumuz, cep telefonu burada çekmiyor korkusu oldu!..
İbrahim Ormancı