Bal-Orman'ı kim yaktı?

G&ouml;r&uuml;şler <span style="font-size

12 Eylül 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler


 

70’li yılların başında ünlü sanatçı "Adnan Pekak" tarafından soyulan ve göbek attırılan kızlara aşka gelen kadınlar bağırıyordu:

"Soyun yavrum soyun..."

Teksin Gazinosu'ndaki bu olayı "Günaydın"da da haber yapmıştık…

Tam 42 yıl öncesinin "Bal"ıydı sanki..

………

Ocak ayının ilk günleriydi...

Arkadaşımız "Beyti Çemen" nereden aklına estiyse, "Gel seni biraz gezdireyim, oksijen alırsın" diye bindirdi aracına...

"Biraz" dediği yer dağın tepesi...

Kardan geçilmiyor...

Derken, tıkandık bir yerde...

Araba yürümüyor...

Yaşamımızda ilk kez muavinlik yaptık!

Uçurumun eşiğinden "İleri-geri, aşağı-yukarı" bağırışlarıyla kurtulduk...

Beyti neşeli:

"Bak, şuraları görüyor musun? Her yer arıdan geçilmeyecek, organik bal üreteceğiz..."

…….

Çok değil, iki yıl önce dile getirmiştik bu olayı…

Peki, nereden yineledik?

Sonhaber Gazetesindeki bir haberden:

"İdrisyayla’da Orman yangını…”

Köye 2 km yakınlıktaki asırlık karaçam ağaçlarının bulunduğu yerde...

Kayalık ve otluk bir alanda başlayan yangını "Beyseli Kulesi" görmüş ve hemen müdahale etmişler...

Seyitgazi'den gelen ekiplerle de 5 dönümlük alan kontrol altına alınarak söndürülmüş...

Eğer yanlış hatırlamıyorsak, bu yangının yeri..

"Beyti’nin Bal Ormanı..."

Peki, böyle Bal Orman var mı?

"Olmadı, engeller çıktı..."

O zaman..

"Beyti intikam almıştır!"

"O çıkarmıştır yangını!"

…….

Bu esprinin ışığında yeni projelerini de bekliyoruz Beyti’nin...

Haaa... O haberden sonra Londra'dan bir kart gelmişti Adnan Pekak'tan:

"Güzel yazmışsın, vallahi bal gibi çocuksun!"

İyi ki yangını görmedi rahmetli...

"Koca orman Çemen oldu Çemen!"

 

 

Günün Şiiri

Bir evin penceresi

 

Camın ardındaki saksıda

Tek yaprak

Açılsın diye Büyükhanım’ın gönlü

Aylardır tutsak

Hangi yeliş derin bahçede kökü

Perdeler inince geceleri

Görmüyor yıldızları göğü

Titrek buruşuk bir el

Eşeler toprağını verir suyunu

Büyümüyor büyümüyor bir türlü

Sevmedi bu son durağını

Acı rüzgarlar esince

Arılar sinekler gelir vurur cama

Onlar içeriye hasret yaprak dışarıya...

Baki Edipoğlu (Varlık-1954)

 

 

Ben de canlıyım!

 

Pazar yerinde balıkçı bağırıyor:

"Canlı balık, canlı balık..."

Ermeni bir teyze yaklaşıyor ve kendi aksanı ile soruyor:

"Evladım balıklar tazedir?"

Satıcı devam ediyor:

"Canlı balık, canlı balık..."

Yine soruyor kadın:

"Evladım balıklar tazedir?"

Biraz sinirli tavırla satıcı dönüyor:

"Teyzeciğim,tazedir diye bağırıyoruz ya!"

"Ah benim güzel evladım" diyor kadın:

"Ben de canlıyım, fakat tazeyimdir!.."

 

Doğum günü

Adam, yaşı iyice ilerleyen annesini kucaklayıp öptükten sonra sorar:

"Anacığım, doğum gününde sana sakız mı alayım, yoksa koca mı?”

Yaşlı ana boynunu bükerek yanıtlar:

“Oğul… Ben de sakız çiğneyecek diş mi kaldı!”

 

İsmet Süder’in tramvay aşkı!

 

Bu başlık da nereden çıktı diyeceksiniz...

Olayı anlattıktan sonra belki siz de yakıştırabilir­siniz...

İsmet abiyi yıllardır tanırız...

Sendikacılık döneminden tutun da, CHP İl Başkanlığı'na kadar geçen günlerini biliriz…

Ayrıca çok saygın ve efendi bir kişiliği vardır Süder’in...

Ya tramvay aşkı?

Geçen hafta içinde yaşanmış...

İsmet abi, tramvay yolunun hemen yanından yürüyor... Önünde de kız-erkek iki genç...

Delikanlı, bir önüne geçiyor kızın bir yanına...

Söyledikleri hep güzel ve kızın hoşlanacağı kelimeler...

Aşk ilanı gibi bir şey!..

Onları izlerken dalıyor İsmet abi...

Kimbilir hangi yıllara ya da hangi güzel günlere...

Belki de gençleşiyor...

Bırakamıyor iki sevgiliyi...

İşte bir an tam ayağını uzatırken, yanından tramvay "zınk" diye geçiyor...

Bir saniye önce atmış olsa dünya sonu!

Şaka deği!..

Mutlak bir ölümden kurtuluyor…

Allah korumuş…

Kendisine büyük geçmiş olsun dileklerimizi ile­tirken, içimizden de geçmiyor değil hani!

Ya bir şey olsaydı!..

İsmet abi, "Aşk-ı Niyazi" mi olurdu?

 

Bursa-Twente maçında!

 

Otelin barında izliyoruz...

Yanımızda da bir Alman genci...

Delikanlı sanki bizden daha milliyetçi bir Türk...

Bursaspor’u tutuyor...

Hele Bursa golü atınca coştu gitti...

Derken, maç uzatmalara kaldı ve Alman da yanımızdan kalktı...

Uzatmaların bir bölümünde de çıkıp tekrar geldi…

Twente dördüncü golünü atınca oturduğu yerden öyle bir zıpladı ki, şaşırıp kalmıştık!..

Hani Bursalıydı?

Bir an, şöyle elimizin tersiyle dokundurmak bile gelmişti içimizden!...

Ertesi gün aynı yerde çay içiyoruz...

Bir baktık iki Alman yanımıza doğru geliyor...

“Ayırt etmesi mümkün olmayacak kadar ikizler...”

Akşamki Almanlardı...

Meğer biri Bursa’yı, diğeri Twente’yi tutu­yormuş…

Biri kalkmış, diğeri gelmiş maç izlerken yanımıza...

Nereden bilebilirdik ki!..

 

Gerilim

Balyoz tutuklusu Bilgin Balanlı mahkemede, "Bu nasıl hukuk, bu nasıl adalet" diye sormuş.

Biz de kendisine soruyoruz:

"Ne hukuku sayın Balanlı, ne adaleti ?"

Fahrettin Fidan

 

Cuk

Suriyeli çocuklar nefretle büyüyormuş.

Bizimkiler 4 +4+4’le büyüyecekler!

Hangisi şanslı?

 

Günün Balı

Kralın, keçi çobanından daha çok verecek hesabı vardır.

Çünkü birinin güttüğü hayvan, diğerininki insandır.

Don Kişot

 

Kıssa-dan

Eskiden faili meçhul cinayetler vardı.

Şimdi Ergenekon, Balyoz, Deniz Feneri gibi akıbeti meçhul davalar var...

 

Günün Sözü

Başkalarının yolunda yürüyenler, ayak izi bırakmazlar.

S.L.Braundon

 

Günün Sorusu

Afyon Valisi, Genelkurmay Başkanı Özel’e çeşitli hediyeler ve plaket vermişti ya..

Merak ettik...

Topyekün savaşa girmeden bu kadar çok şehit verildiği dönemin anısına binaen mi?

Haldun Ertem

 

Günün Olayı

Ülke olarak moralimiz çok bozuk.

Nasıl bozuk olmasın ki?

İki gün önce basındaki tek olumlu haber, internet hızında Avrupa'da sonuncu değil, sondan

ikinci olmamız...

Gani Yıldız

 

Günün Biberi

İki yıl önce yapılan Tıpta Uzmanlık Sınavı’nın bazı soruları iptal edilince asistanların yerleri ve bölümleri değişmiş.

Müthiş bir sistemimiz var, doktorluk yapmak isterken doktorluk oluyorsun...

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi